Bu esasında bir ulusun kendini âdeta bir teknoloji platformu gibi yeniden icat etmesinin hikâyesi. Estonya, „e-Residency“ (Dijital Vatandaşlık) programıyla tüm dünyaya örnek oldu ve fiziksel sınırların ötesinde bir „dijital ulus“ kavramını hayata geçirdi.
Peki bu küçük Baltık ülkesi, nasıl oldu da küresel girişimciler için bir cazibe merkezi hâline geldi? Bu başarının arkasında, 90’lı yıllara dayanan cesur bir vizyon ve dijital altyapıya yapılan devasa yatırımlar yatıyor.
Her şey ‘Kaplan Atılımı’ ile başladı
Estonya’nın hikâyesi, aslında bir zorunluluktan doğdu. Sovyetler Birliği’nden ayrıldıklarında ne zengin doğal kaynakları ne de büyük bir nüfusları vardı. Onlar da „madem yerin altı boş, biz de bulutlara yatırım yaparız“ dediler.
1996’da başlattıkları „Tiger Leap“ (Kaplan Atılımı) programı tam da bunu yaptı. Tüm okullara bilgisayar ve internet götürerek, dijital altyapıya ve teknoloji okuryazarlığına odaklandılar. Bu cesur adım, Estonya’yı yıllar içinde „dünyanın en dijital olarak gelişmiş toplumu“ hâline getirdi. Bugün Estonya’da, evlenmek, boşanmak ve ev satmak dışında neredeyse her bürokratik görev çevrim içi olarak saniyeler içerisinde yapılabiliyor.
Peki e-Residency tam olarak ne?
Peki bu kadar güçlü bir dijital altyapınız varsa ne yaparsınız? Estonya, bu altyapıyı „ürünleştirmeye“ karar verdi ve 2014’te „e-Residency“ (Dijital Vatandaşlık) programını başlattı.
e-Residency, kimseye Estonya’da yaşama hakkı veya pasaport vermiyor. Bu sadece „hûkümet tarafından verilen bir dijital kimlikten“ ibaret. Yine de bu kimlik sayesinde dünyanın neresinde olursanız olun, fiziksel olarak Estonya’ya ayak basmadan, %100 çevrim içi bir Avrupa Birliği şirketi kurabiliyor ve bu şirketi yönetebiliyorsunuz. Banka hesabı açabiliyor, vergi beyan edebiliyor ve AB pazarına tam erişim sağlayabiliyorsunuz.
Dünyada ilk Estonya’da: Nation-as-a-Service
Estonya’nın yaptığı şey aslında kendi egemenliğini (yani Avrupa Birliği pazarına erişim avantajını) paketleyip tüm dünya girişimcilerine satmaktan ibaret. İşte bu modele Nation-as-a-Service deniyor. Tıpkı bir yazılım aboneliği gibi Estonya da size „AB’de iş yapma“ hizmetini sunuyor.
Bu yenilikçi model sayesinde Estonya, bugüne dek 130 binden fazla e-vatandaş kazanmış durumda. Bu kişiler Estonya’ya vergi ödüyor, yerel ekonomiye katkı sağlıyor ve ülkenin adını dünyaya duyuruyorlar. Yani kısacası konumu ve büyüklüğünden bağımsız olarak bir ülke; coğrafi sınırları olmayan, teknolojiyi temel alan bir ulusun nasıl var olabileceğini bu şekilde kanıtlamış oldu.

