Kafkas Dernekleri Federasyonu (KAFFED), barış süreci için TBMM’de kurulan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu kapsamında yürütülen çalışmalara ilişkin bir açıklama yaptı.
Dinlenmesi önerilen sivil toplum kuruluşları arasında yer alan KAFFED, buna rağmen kendilerine henüz bir davet gelmediği belirtti.
106 Kafkas/Çerkes sivil toplum kuruluşunun imzasını taşıyan taleplerin komisyon tarafından dikkate alınmasını istedi.
Federasyon, Türkiye’deki Kuzey Kafkas diasporasının “en geniş tabanlı örgütü” olduklarını belirterek şunları kaydetti:
“Federasyonumuzun, Komisyonunuzca dinlenmesi komisyon üyeleri tarafından önerilen sivil toplum kuruluşları arasında olduğu basına da yansıyan bir bilgidir. Yaptığımız tüm görüşmelerde toplumumuzun ve Federasyonumuzun katkısının sürecin başarısı adına önemi, tüm siyasi muhataplarımız tarafından dile getirilmiştir. Ancak, aradan geçen zaman içerisinde ne yazık ki Federasyonumuza komisyon daveti iletilmemiştir.
Her ne kadar kamuoyuna yansıyan bazı haberlerde Komisyonun STK dinlemelerinin tamamlandığı dile getirilmiş olsa da davetin önümüzdeki süreçte gerçekleştirilmesinin ve toplumsal taleplerimizin komisyon üyelerine doğrudan iletilmesinin gerekli ve yararlı olacağını değerlendiriyoruz. Zira Komisyon gündemindeki sorunun en önemli boyutlarından birisi olarak anadillerinin, kültürlerin ve kimliklerin korunması, bu konulardaki evrensel insan hakları standartlarına saygılı adımların atılması milli dayanışma, kardeşlik ve demokrasi çalışmalarının olmazsa olmaz unsuru niteliğindedir.
Toplumumuzun bu konularda yüzyılı aşan birikimi ile sivil toplum kuruluşlarımız üzerinden yapacağı olumlu katkılarla Komisyonun daha başarılı olacağına ve toplumumuzun da 5 milyon civarındaki nüfusu ile sürecin bir parçası olduğunu hissetmesi ile toplumsal desteğin de güçleneceği aşikardır.”
KAFFED, komisyon çalışmalarının yalnızca “Türk–Kürt eksenine sıkıştırılmasının” toplumsal desteği zayıflatacağını, kültürel çeşitliliği içeren kapsayıcı bir yaklaşımın güçlendirici olacağını ifade etti.
“Komisyon çalışmalarının ‘Türk-Kürt’ eksenine sıkıştırılması reaksiyonları güçlendirecek niteliktedir. Anadili, kültür ve kimlik konusunda daha kapsayıcı bir yaklaşım bu reaksiyonları azaltır ve desteği artırır.” dedi.
Komisyona davet edilmesi hususunun tekrar değerlendirilmesini isteyen KAFFED; davetin mümkün olmaması halinde demokratik taleplerine Komisyon Raporunda yer verilmesini talep etti.
KAFFED ve 106 imzacı derneğin 6 başlıkta topladığı talepleri şöyleydi:
İnsana saygılı yeni bir anayasa hazırlanmalı
Hak ve özgürlükleri temel alan, evrensel normlara uygun, sivil, çağdaş bir anayasa hazırlanmalı, yurttaşların dillerini, dinlerini ve kültürlerini istedikleri gibi yaşamalarını engelleyen tüm yasaklar kaldırılmalı, kültürel zenginliği destekleyici düzenlemeler yapılmalıdır.
İnsan hakları ile anadilinin ve kültürel hakların geliştirilmesini güvence altına alan tüm uluslararası sözleşmeler hiçbir çekince konulmadan onaylanmalı ve uygulanmalıdır. Özellikle Anayasa’nın 42. Maddesindeki anadili eğitimi yasağı ivedilikle kaldırılmalıdır.
Anayasada vatandaşlık “anayasal vatandaşlık” kavramı temelinde düzenlenmeli; tanımda hiçbir etnisiteye vurgu yapılmamalıdır.
Anayasa çoğulcu ve demokratik toplumu hedefleyen bir anlayış ile düzenlenmelidir.
Kimlik ve kültürel haklar güvence altına alınmalı
Kimliğimizin ifadesi ve yaşatılmasına ilişkin her türlü engel ortadan kaldırılmalı, bir toplum ve kültür olarak varlığımız kabul edilmelidir.
Kültür Bakanlığı’nda bir Bakan Yardımcısı “kültürel zenginliğin korunmasından sorumlu” olmalı; altında yeterli bütçe ve personel ile “Kuzey Kafkasya Kültürü Çalışmaları Başkanlığı” kurulmalıdır. Başkanlık kadrolarına Düzce ve Kayseri Üniversitelerinde açılan anadili bölümlerinin mezunlarından atama yapılmalıdır.
Belediyelerin stratejik planlamalarında ve bütçelerinde kültürel topluluklara da yer verilmelidir. Başta belediyelerin kültür birimleri olmak üzere ilgili birimlerde bu konuda eğitimli ve birikimli personel istihdamı sağlanmalıdır.
Sanatçı, yazar ve kültür insanları desteklenmelidir.
Toplumumuzun yoğun olarak yaşadığı yerlerde sivil toplum kuruluşlarımızla iş birliği içerisinde anıtlar, müzeler ve kültür merkezleri açılmalıdır.
Anadili, kültür ve kimliğimize ilişkin kongre, sempozyum vb. toplantılar ile diğer bilimsel çalışmalar Kültür Bakanlığı, TÜBİTAK ve diğer ilgili kamu kuruluşları tarafından desteklenmelidir.
Yaşadığımız yerleşim birimlerine (köylerimize ve büyükşehirlerde mahalleye dönüşen köylerimize) anadilimizdeki eski isimleri resmi olarak geri verilmelidir.
Soyadı tüzüğündeki yasal engel kaldırılmalı kendi soyadlarımızı kullanabilmemiz sağlanmalıdır.
Ayrımcılık ve her türlü ırkçılık ile aktif bir şekilde mücadele edilmeli, özellikle ders kitaplarından dil, din ve etnisite temelinde ayrımcılığı ve nefreti körükleyen tüm ifadeler çıkarılmalıdır.
Ayrımcılık karşıtı yapılarda (TİHEK, KDK vb) toplumlarımız temsil edilmelidir. Başta eğitim müfredatı olmak üzere her alanda eşit yurttaşlık kültürünü destekleyici düzenlemeler yapılmalıdır.
21 Mayıs 1864 Çerkes Soykırımı ve Sürgünü tanınmalıdır.
Çerkesler için son derece önemli olan 21 Mayıs Günü resmi anma günleri arasına dahil edilmelidir.
Ulusal kütüphanelerde ve ilgili illerdeki kütüphanelerde üniversitelerin anadili bölümlerinden mezun en az 1 kişi görevlendirilmeli; kütüphanelere Anavatanda ve ülkemizde anadili ile yazılmış eserler kazandırılmalıdır.
Anadili eğitimi yaşama geçmeli
Devlet, yurttaşların dillerini ve kültürlerini korumaları için sadece izin veren değil, destekleyen bir konumda olmalıdır.
Bu kapsamda anaokulundan yükseköğretime kadar anadili dersleri yaşama geçirilmeli,
Ortaokul seçmeli anadili derslerinde 10 öğrenci sınırı kaldırılmalı veya en azından 5 e düşürülmelidir. İmam Hatip okullarında 1 saate düşürülen anadili dersleri tekrar 2 saate çıkarılmalıdır. Anadili dersleri diğer seçmeli derslerle rakip duruma getirilmemeli; seçilmesini kolaylaştırıcı düzenlemeler yapılmalıdır.
Anadili öğretmenleri yetiştirilmeli, Milli Eğitim Bakanlığı tarafından, özellikle Düzce ve Kayseri Üniversitelerinde açılan anadili bölümleri mezunları kadrolu anadili öğretmenleri olarak atanmalı, üniversitelerde talep edilen tüm dillerde akademik çalışmalara imkân tanınmalı, lisans ve lisansüstü programlar açılmalı, enstitüler kurulmalıdır.
Toplumumuzun yaşadığı yerlerde belediyeler ve halk eğitim merkezleri anadili, folklor ve diğer kültürel zenginliklerimize ilişkin kurslar açmalıdır.
Anadilinde kitap dergi, film, çizgi film, animasyon ve dijital içerik üretimi desteklenmelidir.
Anadillerimizde TV ve radyo yayınları yapılmalı
Ülkemizde yaşayan Kuzey Kafkasya halklarının dillerinde kamusal radyo ve televizyon yayıncılığı yapılmalıdır.
Anadillerimizde yayın yapan özel basın/yayın organları ile dijital platformlar desteklenmelidir.
Toplumumuzun yaşadığı bölgelerde yerel yönetimler STK’larımız ile ortaklaşa yerel düzeyde anadili ve kültür yayıncılığı yapmalıdır.
Kültürel ve toplumsal çalışmalar yapan sivil toplum kuruluşları desteklenmeli
Kültürümüzün korunması ve geliştirilmesine yönelik toplumsal çalışmalar yapan tüm sivil toplum kuruluşlarımıza destek sağlanmalıdır.
Başta Kültür Bakanlığı ve Milli Eğitim Bakanlığı olmak üzere merkezi yönetimler ile yerel yönetimler kamu-sivil toplum iş birliği anlayışı içerisinde sivil toplum kuruluşlarımızla yakın iş birliği ve diyalog içerisinde çalışmalıdır.
Anavatan ile ilişkilerimiz desteklenmeli
Çifte vatandaşlık ve talep edenler için dönüş hakkı sağlanmalıdır. Kuzey Kafkas halkları anayurtlarından zorla çıkarıldıkları için, tarihsel olarak anayurtlarına dönüş hakkına sahiptir. Rusya ile çifte vatandaşlık anlaşması yapılarak halklarımızın anayurtları ile olan bağları yasal olarak da kurulmalıdır. Kafkasya’ya dönerek yerleşmek isteyenler için gerekli şartlar sağlanmalıdır.
Kuzey Kafkasya Cumhuriyetleri (Abhazya, Adıgey, Karaçay-Çerkes, Kabardey-Balkar, Kuzey Osetya, Güney Osetya, İnguşetya, Çeçenistan ve Dağıstan) ile ilişkiler güçlendirilmeli; ekonomik, sosyal ve kültürel ilişkiler geliştirilmeli; anavatana seyahati kolaylaştırıcı tedbirler alınmalı; Kuzey Kafkasya’ya yerleşen veya iş kuran vatandaşlarımız desteklenmeli, buradaki üniversitelerde okuyan öğrencilere kredi ve burs verilmeli; diploma denklikleri konusunda yaşanan sorunlar çözülmelidir.
Abhazya ve Güney Osetya egemen devletler olarak tanınmalı, Abhazya ve Güney Osetya’ya yönelik izolasyonlar kaldırılmalı, Trabzon-Sohum arasında gemi ve İstanbul-Sohum arasında uçak seferleri yeniden başlatılmalı, Abhazya ve Güney Osetya ile Türkiye’deki kurum ve kuruluşlar arasında ekonomik, kültürel, sosyal, sportif ve eğitsel alanlarda iş birliği geliştirilmelidir.
Kuzey Kafkasya’dan ve Suriye’den savaşlar nedeniyle Türkiye’ye gelmek zorunda kalan soydaşlarımız, vatandaşlık, oturum izni, çalışma izni, eğitim, sosyal haklar gibi konularda zaman zaman önemli sorunlar yaşamaktadır. Türkiye’den geri gönderilme vakaları, işkence ve ölüm riskine rağmen gündeme gelmektedir. Bu durumlarda hukuk çerçevesinde haklarının ve statülerinin korunması için sivil toplum kuruluşlarımızın da katkısı ile mücadele verilmektedir. Ancak, sorunlar son dönemlerde artış eğilimindedir. Soydaşlarımızın ve ailelerinin yasal statülerinin ve haklarının korunması ve rahatsız edilmeden yaşamlarını yasal çerçevede sürdürmelerinin sağlanmasını talep ediyoruz.
KAFFED, Barış Komisyonu’na sunulacak metni STK’lerin imzasına açtı
22 Ağustos 2025
(HA)

