Close Menu
  • Начало
  • Анализи
  • Икономика
  • Новини
  • Политика
  • Спорт
  • Финанси
  • Още
    • Жени
    • Права и общество
    • Технологии
    • Лайфстайл
    • Общество
Facebook X (Twitter) Instagram
Facebook X (Twitter) Instagram
Haber.bgHaber.bg
  • Начало
  • Анализи
  • Икономика
  • Новини
  • Политика
  • Спорт
  • Финанси
  • Още
    • Жени
    • Права и общество
    • Технологии
    • Лайфстайл
    • Общество
Haber.bgHaber.bg
Начало » Kudüs ey Kudüs

Kudüs ey Kudüs

октомври 11, 2025 Права и общество
Share
Facebook Twitter LinkedIn Pinterest Email
BG Прочети на български TR Прочети на турски
Son iki yıldır İsrail Filistin çatışması, Gazze üzerinde bir soykırıma ulaştı. Ortadoğu’nun temel bir sorunu olarak devam eden bu savaşın tarihsel kökleri çok derin....

Son iki yıldır İsrail Filistin çatışması, Gazze üzerinde bir soykırıma ulaştı. Ortadoğu’nun temel bir sorunu olarak devam eden bu savaşın tarihsel kökleri çok derin. Külün altındaki köz son yüz yılda alevlendi. 
İsrail Hamas arasındaki “Barış Planı” çerçevesinde varılan ateşkes anlaşmasının olduğu şu günlerde okunası bir kitap var: “Kudüs Ey Kudüs”.
Lary Collins ve Dominique Lapierre’in “Kudüs Ey Kudüs” adlı kitabı, İsrail Devleti’nin hangi koşullarda kurulduğunu ve özellikle 1947-48 döneminin Arap İsrail savaşlarını Kudüs’ü merkeze alarak belgesel tadında ve roman üslubuyla anlatan, kaynak niteliğinde çok değerli bir kitap.
Kitabı 1979 yılında okumuştum. Kronik Yayınları’ndan13. baskısı yeni çıkan kitabı bugün tekrar okuduğumda, konuya dair anlam dünyam daha da genişledi.
Uzun yıllar çok titiz bir araştırmanın ürünü olan bu kitabın edebi lezzetini, yine yazarların yetkinliğinin bir örneği olarak, Türkçede “Yasımı Tutacaksın” adında matador el Cordobes’in hayatını anlatan harika kitabında da görüyoruz. “Ağlama Angelica, ya sana bugün bir ev alacağım ya da yasımı tutacaksın!..” diyen şiirsel bir epigrafla başlayan kitap matadorun hayatı etrafında İspanya İç Savaşı’nı da anlatır.  
İsrail’in işgalleri Filistin coğrafyasında farklı zamanlarda şu veya bu tarafa (Mısır, Suriye, Lübnan hatta Ürdün) yönelse de tarafların inançları nedeniyle kaynağını tarihten alan ve kimliklerinin simgelerle inşa edildiği Kudüs, Filistin İsrail savaşının odak noktasını oluşturur. 
Bir kök üç dal
O Kudüs ki, kökünden çıkan üç dalın (üç dine inanların) hem beşiği hem mezarıdır! 
Kudüs; antik dönemde Kenan halkının ili…
Kudüs; Davut’un fethettiği, Süleyman’ın mabedini inşa ettiği…
Kudüs; Şeria ırmağında Yahya’nın vaftiziyle taçlanan Hz. İsa’nın Golgota tepesinde çarmıha gerildiği…
Kudüs; Müslümanların ilk kıblesi, Hz. Muhammed’in Burak adlı atıyla Mescid-i Aksa’ya gelip oradan göğe yükselişi…
Kudüs; her üç dinin inancının, mekânının ve tarihinin yurdu. Ve bu öyle bir yurt ki, taşları kanla, ilahi öpücüklerle ve gözyaşlarıyla sulanmakta. 
Üç bin yıl boyunca uğruna nice savaşların yapıldığı, üstünde farklı iktidar katmanlarının ağır yorgunluğunu taşıyan ve her bir iktidarın düğüm attığı, atılan düğümlerin her bir başka iktidarın kılıcıyla çözüldüğü ve her bir düğümün çözülmesinin aslında yeni bir düğüm yarattığı kadim şehir. 
Bugün bile Kudüs, sanki tarih tarafından anahtarları kayıp prangalara mahkûm hüviyetiyle damgalanmış. Bu hüviyet kaydını silelim deseler, Nil Nehri mürekkebe boğulur. 
Tarihin mi, politikanın mı yükü?     
Filistin İsrail sorununun neredeyse 3.000 yıllık bir tarihi var. Eski Ahit’te bunun takriben 900 yıllık kısmının Yahudiler açısından gerek teolojik gerekse edebi açıdan bir hayli geniş bir anlatısı bulunmakta. 
3.000 yıllık tarihin inişlerinin, çıkışlarının, barış dönemlerinin ve Yahudi halkının Babilliler ve Romalılar dönemindeki büyük sürgünlerinin soruna referans verilmesi ve buradan tarafların kendilerine bir meşruiyet oluşturma çabaları ayrı konu. 
Şu kadarını belirtelim ki;
İslam’ın kimi dönemlerinde ve özellikle Haçlı Hristiyan dünyasında yoğunlaşan antisemitizm, katliamlara ve büyük Yahudi sürgünlerine yol açtı.
1880’lerden 1917 Ekim Devrimi’ne kadar çarlık Rusya’sında Yahudi pogromları (Rusçada toplu katliam anlamında) yaşandı.
Hitler Almanya’sında olanlar ise, başlı başına çok büyük bir tarihi trajedidir.
Filistin İsrail sorunu Birinci Dünya Savaşı sonunda Filistin’deki İngiliz işgali dönemiyle Siyonizm’in bir devlet kurma hedefi doğrultusunda yeni bir aşamaya girer. 
İngiliz mandası Yahudilerle Filistinliler arasında iyi kötü bir bent (duvar) oluşturur. Filistinlilerle Yahudi yerleşimciler arasındaki barajda ufak tefek su kaçakları olsa da BM’nin kararı sonrasında ve İngilizlerin çekilmesiyle birlikte baraj duvarı patlar ve ortalığı sel basar. 
İkinci Dünya Savaşı’nın bitiminden sonra Yahudi diasporası, Hitler faşizminin katlettiği milyonlarca Yahudi’nin yakıcı anısının da tetiklediği meşruiyetten hareketle, Yahudilerin tarihi anavatanlarında bir yurt talepleri Birleşmiş Milletler nezdinde kabul görür.  
29 Kasım 1947 yılında BM’nin paylaşım planı Filistin’in yüzde 56’sını Yahudi devletine, yüzde 44’ünü de Arap devletine bırakır. Kudüs’ün ise uluslararası bir idare altında yönetilmesi kararı çıkar. 
Girintilerden, çıkıntılardan oluşan hem topografya hem de demografik açıdan isabetli olmayan böyle bir paylaşım haritası daha baştan her iki taraf için de sorun oluşturur. Paylaşımın şekli bir tarafa, daha baştan Filistinliler paylaşıma karşı çıkarlar. Yahudiler ise paylaşımın sınırlarını kabul etmedikleri gibi, daha o zamanda bile Filistin’in geri kalan topraklarını işgal etme amacındadırlar. Kaldı ki bu amaçlarını 1948 yılından bu yana yaptıkları işgaller yoluyla gerçekleştirmişlerdir.      
Tarihin bir öznesi olarak insan, iç içe geçmiş bir olgu olarak hem tarihinin hem de onu inşa eden politikasının sonuçlarını taşır. Burada esas olan, tarihin ve politikanın yol açtığı olumsuzlukların yükünden kurtulmaktır ki, bunun yolu barışın inşası yoluyla yeni bir tarihe ve politikaya kapı açmaktır.  
Zor mu? Evet çok zor ama imkânsız değil!       
İsrail’in kuruluş gücünün dayanakları
Yahudilerin Arap denizinin ortasında bir ada gibi yer alan devletlerini kurmasının ve bu adayı işgaller yoluyla büyütmesinin tarihsel dinamikleri ve koşullarına dair kitaptan yaptığım bazı çıkarsamalar:    

Yahudiler dünyanın en eski diaspora halkıdır. 2.500 yıl öncesinden beri zaman zaman büyük kırımlar, sürgünler ve göçler yaşadılar. Avrupa’nın hemen her tarafında, Asya ve Afrika’nın kimi yerlerinde ve ABD’de azımsanmayacak sayıda Yahudi yaşar.
Yahudi lobilerinin gücü Yahudi sermayesinden, Yahudi bilim ve sanat dünyasından ve buna bağlı olarak siyasi ilişkiler ağındaki etkilerinden ileri gelmektedir.
Bugün İsrail’in nasıl var olduğu ve giderek işgalci niteliğini nasıl devam ettirdiği sorusunun cevabı işte bu Yahudiliğin ve diasporasının tarihinde yatar!
Tarihte çok büyük zulümlere maruz kalmaları Yahudilerde müthiş bir dayanışma ve aidiyet duygusunu geliştirmiştir. 
Özellikle Aşkenazi Yahudilerinin yaşadığı toplumlardaki sosyalist siyasi yapılarda yer almalarının da tecrübesini İsrail’e taşıyarak burada kurdukları Kibbutzlar (kollektif çiftlikler), İsrail toplum değerlerinin (Ortak toplum ideali, üretim, dayanışma, paylaşım ve askeri direniş) hücreleri vasfındadır. 
Yahudiler Araplara göre istihbaratta, silah ve patlayıcı yapımında, gerilla eylemlerinde, gizlilikte, lojistikte, propaganda ve örgütlenmede daha üstünler. Bunun nedeni ise, özellikle Avrupalı Yahudilerin Nazilere karşı verdikleri gerek gerilla savaşlarının gerekse ABD, İngiltere ve Sovyet Kızıl Ordusu’nda askerlik yapmalarının savaş pratiklerinde yatar.
Arapların kendi aralarındaki düşmanlıklar, çoğu defa Yahudilere karşı kurdukları düşmanlıktan daha fazladır. Birbirini kıskanan, lider ben olmalıyım iddialarıyla dayanışmaya ve paylaşmaya darbe vuran Araplara karşın, tam bir varlık yokluk savaşı veren Yahudilerde müthiş bir dayanışma, yeri geldiğinde bireysel inisiyatif kullanılmasına izin verilmesine rağmen katı bir idari ve askeri hiyerarşi bulunmaktadır.   
Hitler beslemesi ve Nazi hayranı Kudüs Müftüsü Hacı el Emin, Alman yenilgisinden sonra paçayı ucuz kurtararak Kahire’ye gelir. Şeflik ve Yahudi nefretiyle yoğrulan faşist zihniyeti, Araplar arasındaki aydınlanmayı Arap köylülerinin cehaletleriyle çekilen zılgıtların taşkınlığıyla boğar.
Yahudiler varlıklarını bu bölgede devam ettirmek ve kendilerine bir devlet kurmak için, Araplar ise bu amacı engellemek için savaşırlar. Ancak bu savaş bu dönemlerde konvansiyonel veya bir cephe savaşı değil, tarafların gerilla savaşlarında uyguladıkları terörden ibarettir. Bu terör eylemleri özellikle Kudüs’te öyle yaygındır ki asker, sivil, kadın, çocuk, yaşlı gözetmezler. Taraflar terör eylemlerini günün herhangi bir saatinde ve okul, hastane, ibadethane, pazar yeri, otel ayırımı olmaksızın uygulamaktadırlar. 
Araplar ve Yahudiler Kudüs şehrinde canını dişine takarak sokak sokak, ev ev boğaz boğaza savaşırlar. Hiçbir acıma, hiçbir merhamet, hiçbir savaş hukuku yoktur. Daha sonraki tarihlerde Filistinliler yokluk ve yoksunluk içerisinde, İsrail’e karşı çok çetin ve fedakâr mücadeleler verdiler. Türkiye’den giderek bu mücadelelere katılan solcuların anısına saygıyla demek, bu yazının bir borcudur. 
Filistinlilerin mülteci trajedisi Kudüs’teki şehir savaşlarıyla başlar. Can güvenliği nedeniyle mahallelerini terk etmek zorunda kalan Filistinliler, hep yakında geri dönecekleri inancındadırlar. Ne yazık ki İsrail işgalciliği nedeniyle hiçbiri evlerine dönemezler. Sonraki yıllarda Lübnan da Ürdün de Filistin mültecileri büyük trajediler yaşar. 
İsrail Devleti’nin cumhurbaşkanlığına varıncaya kadar üst düzey görev yapanların çoğu, bu çatışmalarda terör eylemlerinde bulunmuşlardır. Yahudilerin Haganah adındaki direniş örgütü ve bundan ayrılan daha küçük ölçekli İrgun ve Stern örgütlerinde savaşçı olarak görev yapmış, terör eylemlerinde bulunmuş kişilerden bazıları daha sonraları İsrail Devleti’nde üst düzey görevlere gelmişlerdir. 
Bunun tipik örneği, birçok terör eyleminin yanında Filistin’in Der Yasin köyünde büyük bir katliam yapan İrgun örgütünün kısa bir dönem liderliğini yapan ve Kral David Oteli’nin havaya uçurulmasının da emrini veren Manehem Begin’dir. Begin 1977-1983 yılları arasında İsrail’in Başbakanı olup Enver Sedat’la İsrail-Mısır barışını imzalayan siyasetçidir.  
1948 yılının bir ilkbahar gününde Irgun ve Stern terör örgütleri Deyr Yasin adındaki Arap köyüne baskın yaparlar. Kadınlara tecavüz ederler. Çoluk çocuk, kadın, yaşlı demeden bütün köyü işkenceye ve katliama tabi tutarlar. Haganah örgütü bu katliamı kınar. Katliamdan hemen sonra uluslararası Kızılhaç temsilcisi İsviçreli Reynier, köye gittiğinde gördüğü manzara karşısında katliamcıları SS’lere (Nazilerin askeri taburları) benzetir. 
Hitler faşizmi tarafından soykırıma uğrayan Yahudilerden sağ kalanların Filistin’de kendi soyunun katillerinden geri kalmayan katliamlar yapması, nasıl açıklanabilir? 

Selam ve şalomun bir arada olduğu dünya dileğiyle.  
(HŞ/EMK)
  
   

Вижте още

BIFED sona erdi, ödül “Düşen Gökyüzü”ne gitti

Права и общество октомври 11, 20255 Mins Read

Demirtaş neden serbest bırakılmalı?

Права и общество октомври 11, 20256 Mins Read

Adidas’ta çiş yapmak yasak

Права и общество октомври 11, 20254 Mins Read

Türkiye’de risk altındaki kız çocuklarının tablosu

Права и общество октомври 11, 202512 Mins Read

Venezuela muhalefet lideri Nobel Barış Ödülü’nü Trump’a adadı

Права и общество октомври 10, 20252 Mins Read

biamag’da bu hafta

Права и общество октомври 10, 20251 Min Read

CHP’li Kahraman: Kanun açık, mahkeme kendince yorum getirmiş, itiraz edeceğiz

Права и общество октомври 10, 20252 Mins Read

571 yıllık Fener Rum Okulu eğitime devam edebilmek için bina arıyor

Права и общество октомври 10, 20253 Mins Read

Tokat’ta maaşları ödenmeyen işçilerin direnişi sürüyor

Права и общество октомври 10, 20252 Mins Read

Atılan telefon Erdoğan’a kadar ulaşamadı ama sahibine „havada“ 4 yıl 2 ay ceza getirdi

Права и общество октомври 9, 20252 Mins Read
Още новини
Спорт

Depay’ın rekor gecesinde, Hollanda 4 golle güldü!

октомври 12, 2025
Спорт

Faroe Adaları’ndan Dünya Kupası yolunda kritik 3 puan!

октомври 12, 2025
Спорт

Galatasaray MCT Technic, Aliağa Petkimspor’u deplasmanda yendi!

октомври 12, 2025
Спорт

Gürcistan Milli Futbol Takımı, Kocaeli’de!

октомври 12, 2025
Спорт

Mauro Icardi için çarpıcı itiraf: ‘Sorun arka plandaydı!’

октомври 12, 2025
Финанси

Korkunç kaza! 3 kişi hayatını kaybetti

октомври 12, 2025
Финанси

Ankaralılar dikkat! Bazı yollar trafiğe kapalı olacak

октомври 12, 2025
Икономика

Yılmaz, KKTC Cumhurbaşkanı Tatar ile görüştü

октомври 12, 2025
Финанси

Frankfurt’tan TFF’ye Can Uzun için tehdit iddiası! „Oynatmazsanız yollamayız“

октомври 12, 2025
Финанси

İsrail Gazze’den çekildi, büyük yıkım gün yüzüne çıktı

октомври 12, 2025
1 2 3 … 1 675 Next
Facebook X (Twitter) Instagram Pinterest
  • Начало
  • Анализи
  • Икономика
  • Новини
  • Политика
  • Спорт
  • Финанси
  • Още
    • Жени
    • Права и общество
    • Технологии
    • Лайфстайл
    • Общество
© 2025 ThemeSphere. Designed by ThemeSphere.

Type above and press Enter to search. Press Esc to cancel.