Sosyalist Mücadele İnisiyatifi (SMİ), bu sabah İzmir’de düzenlenen ev baskınlarıyla 9 kişinin gözaltına alındığını açıkladı.
Gözaltıların, “Kuyu Tipleri Kapatılsın” talebiyle gerçekleştirilen eylem ve çalışmalar gerekçe gösterilerek yapıldığı belirtildi.
SMİ’nin sosyal medya hesabından yapılan açıklamada, uzun yıllardır hapishanelerde uygulanan tecrit politikalarına karşı direnen devrimcilerin yanında olunduğu ifade edildi.
“İnsanlık dışı işkence merkezleri”
Açıklamanın devamı şöyle:
“İktidarın gözaltı ve tutuklamalarla sürdürdüğü baskı politikaları bizlere geri adım attıramaz, devrimci dayanışma teslim alınamaz. İnsanlık dışı işkence merkezleri olan kuyu tipi hapishanelere karşı mücadele etmeye ve kuyu tipleri kapatılsın talebiyle açlık grevinde olan devrimcilerle dayanışma içerisinde olmaya devam edeceğiz.”
Bu sabah İzmir’de 9 yoldaşımız katılmış oldukları „Kuyu Tipleri Kapatılsın“ eylemleri ve çalışmaları gerekçe gösterilerek ev baskınlarıyla gözaltına alındı. Dünden bugüne hapishanelerde tecrit politikalarına karşı direnen devrimcilerin yanında olduk. İktidarın gözaltı ve…
— Sosyalist Mücadele İnisiyatifi (@sminisiyatif3) December 23, 2025
Kuyu tipi hapishane nedir?
Kuyu tipi hapishaneler, özellikle son yıllarda Türkiye’de insan hakları örgütleri, mahpuslar ve hukukçular tarafından kullanılan, tecrit ve tam izolasyon temelinde kurgulanan yeni nesil yüksek güvenlikli cezaevlerini tanımlamak için kullanılan bir kavram. Resmî bir hapishane türü adı değil.
İstanbul Barosu İnsan Hakları Merkezi Hapishaneler Alt Çalışma Grubu’nun raporuna göre, bu hapishaneler yüksek duvarlarla çevrili, doğal ışık ve havayla teması son derece sınırlı olacak şekilde inşa ediliyor. Söz konusu mimari yapı nedeniyle “kuyu” benzetmesi yapılıyor.
Kuyu tipi hapishaneler: Tecritin ve izolasyonun derinleştiği yeni cezaevi rejimi
6 Ağustos 2025
Burada tutulan mahpuslar, diğer mahpuslarla temas kuramıyor.
Sohbet, ortak alan kullanımı, atölye ve sosyal faaliyetler ya tamamen engelleniyor ya da istisnai ve sıkı denetime tabi biçimde uygulanıyor. Hücreler çoğu zaman kameralarla izlenirken, mahpusların hareket alanı ve günlük yaşamı sürekli gözetim altında tutuluyor.
Sessizlik, yalnızlık, zaman algısının kaybı ve sosyal ilişkisizlik, mahpuslar üzerinde uzun vadede ağır psikolojik ve fiziksel etkiler yaratıyor. (TY)

