Londra’da yerleşik ifade özgürlüğü kuruluşu „19. Madde“ (Article XIX) öncülüğündeki insan hakları savunucuları grubu perşembe günü yaptıkları ortak açıklamada sosyal medya ve mesajlaşma uygulamalarına getirdiiği kısıtlamaların uluslararası insan hakları hukukunu ihlal ettiğini belirttiği Türkiye’yi bu kısıtlamalara son vermeye çağırdı.
Ortak bildirinin imzacıları
ARTICLE 19, ARTICOLO 21, Sivil Alan Çalışmaları Derneği (CSSA), EuroMed Haklar Ağı, Avrupa Basın ve Medya Özgürlüğü Merkezi (ECPMF), Avrupa Gazeteciler Federasyonu (EFJ), İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW), İnsan Hakları Savunucularını Koruma Gözlemevi kapsamında Uluslararası İnsan Hakları Federasyonu (FIDH), Uluslararası Basın Enstitüsü (IPI), Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği (MLSA), Danimarka PEN, Uluslararası PEN, P24 Bağımsız Gazetecilik Platformu, Güneydoğu Avrupa Medya Örgütü (SEEMO), İnsan Hakları Savunucularını Koruma Gözlemevi kapsamında Dünya İşkenceyle Mücadele Örgütü (OMCT)
Ortak açıklamanın imzacıları 7 Eylül’de, İstanbul’da yerel saatle 23:45’ten başlayarak yaklaşık 21 saat boyunca X, Instagram, YouTube, TikTok, Facebook, WhatsApp, Telegram ve Signal’e erişimin engellendiğini belirtti.
Bildiride bant daraltmasının, bir yerel mahkeme tarafından ana muhalefet Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) il yönetiminin geçici olarak görevden uzaklaştırılması ve yerine kayyım atanması kararının gece yarısı toplanma çağrılarını tetiklemesi üzerine İstanbul İl örgütünün polis ablukasına alınmasıyla eş zamanlı olarak gerçekleştiği ifade edildi.
Açıklamada, olay yerinden gelen haberlere göre, 8 Eylül’de kayyımın polis eşliğinde il binasına götürülmesi, sırasında biber gazı kullanıldığı ve bazı gözaltılar yapıldığı bilgisi yer aldı.
Küresel gözlemevi NetBlocks’un, Londra saatiyle 7 Eylül, 20:45’ten başlayarak anlık fazlarla ağdaki platform kısıtlamalarını ayrı ayrı ölçtüğüne ilişkin de bilgi verildi.
Ortak açıklamada, 11 Eylül’e gelinceye kadar henüz resmi bir açıklama yapılmadığı da not edildi.
Ayrıca, 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu’nun 60/10. Maddesinin, acil durumlarda Cumhurbaşkanının mahkeme kararı olmaksızın elektronik iletişimin 72 saate kadar kesilmesine karar verme yetkisi bulunduğu da kaydedildi.
BM insan hakları ofisi, hükümetlerin haklar üzerindeki ayrım gözetmeyen ve orantısız etkileri nedeniyle internet kesintilerinden kaçınmaları gerektiğini vurguluyor.
Bildiriyi yayımlayan kuruluşlar Türkiye’de krizler sırasında ağ kısıtlamaları alışkanlığı olduğunu belirterek bu bağlamda Şubat 2023 depremlerinden sonra Twitter’ın kısıtlanması ve Kasım 2022’deki bir bombalamanın sonrasında platformların bant daraltmaya uğramasını da hatırlatıyor.
Açıklamada Mart 2025’te, İstanbul Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınması sonrasında düzenlenen protestolar devam ederken İstanbul’daki yaklaşık 42 saat süren bir kısıtlmanın gerçekleştirildiği de ifade ediliyor.
Öte yandan VPN’lerin güvenilir bir çözüm olmadığı, çünkü Türkiye’de birçok büyük VPN sağlayıcının da yıllardır engellenmekte olduğu ifade ediliyor.
İmzacılar bu tür kısıtlamaların halkı yaşamsal bilgileriden uzaklaştırdığını, ve halkın ilgisinin kabardığı dönemlerde haberlerin engellendiğini ve siyasal katılımın bastırıldığını ifade ediyor.
ARTICLE 19 ve imzacı kuruluşlar, yetkilileri kısıtlamaları durdurmaya, protestolarla ilgili haberciliği baskı altına son vermeye ve Türkiye’nin ifade özgürlüğüne yönelik uluslararası taahhütlerini yerine getirmeye çağırıyorlar.
(AEK)