Halk TV yazarı İsmail Saymaz, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin birkaç ay önce MHP milletvekilleriyle yaptığı toplantıda, “Cumhurbaşkanı’nın iki yardımcısı olsun, biri Kürt, diğeri Alevi olsun” dediğini öne sürdü.
Saymaz’ın iddiasına Bahçeli yanıt verdi. Sözlerini yalanlamadı. Saymaz’ı hedefine alarak “Sözde gazeteci” dedi:
“Basına kapalı toplantıdaki sözlerimin malum sözde bir gazeteciye sızdırılması, o dedikodu markası ve her ipte cambazlık yapan gazetecinin de mal bulmuş mağribi gibi gündeme taşıması zamanlama itibariyle manidardır. Ve notlarımız arasındadır. Milliyetçi Hareket Partisi her saldırıyı göğüslemeye hazırdır. Milliyetçi Hareket Partisi ve Cumhur İttifakı Türkiye’nin etnik ve mezhep temelli depreme maruz kalmasına müsaade etmeyecektir.”
„Lübnan’la ilişkilendirmek kasten saptırmadır“
Bahçeli ayrıca yazılı bir basın açıklaması daha yaparak sözlerine açıklık getirdi. MHP’nin her türlü ayrımcılığa, bölücülüğe, etnik ve mezhep temelli bölünmeye karşı olduğunu belirten Bahçeli, “Herkesçe bilinen, hatta maşeri vicdanda kemikleşmiş siyasi tutumudur. Bu kapsamda hiç kimseden duyacak, dinleyecek, öğrenecek, ders alacak merak ve arayışımız da yoktur” dedi:
“18 Temmuz 2025 tarihinde basına kapalı olarak yapılan Merkez Yönetim Kurulu-Merkez Disiplin Kurulu Ortak Toplantısı muhtevasında şahsım tarafından Türkiye’yi alakadar eden sıcak konu başlıklarıyla ilgili değerlendirmeler yapılmıştır.
Bunlar arasında Terörsüz Türkiye hedefinin aşamalarıyla bu çerçevede alınan memnuniyet verici gelişmelere elbette mühim yer ayrılmıştır.
Ne var ki, 102 yıllık Cumhuriyet tarihimizin tamamına etnik ve mezhep temelli bölücülüğün taciz, tahrip ve tahrikleri damga vurmuştur.
Aklı başında ve vicdan sahibi hiç kimse bu sarsıcı gerçeği inkar edemeyecektir.
Yeni yüzyılda ‘Terörsüz Türkiye’nin tezahürüyle birlikte etnik ve mezhep temelli bölünme rüyası görenlerin hevesleri de kursaklarında kalacaktır.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin siyasi ve hukuki imkanları, ihata ettiği kuramsal ve kurumsal ilkeleriyle milli birlik ve kardeşliğin pekişmesi mümkün ve muhakkaktır.
Bunun şematik formülü de eşkenar üçgen formatında siyasi ve hukuki düşünce kalıbına dökülmüştür.
Nitekim 11 Kasım 2024 tarihindeki ağaçlandırma kampanyası münasebetiyle, üstelik Türk devlet geleneğimize müzahir olarak partimizin önüne dikilen ağaçlardan esinlenerek; köknar ağacı yürütme, mavi ladin ağacı yasama, sedir ağacı bağımsız yargı sedir olarak simgeleştirilmiştir.
Bununda yanında en tepede Cumhurbaşkanı, aşağıdaki iki köşesinde de Cumhurbaşkanı Yardımcısı olabileceği siyasi bir önerme olarak gündeme gelmiştir.
Türkiye’mizi yoran, yıpratan, enerjisini çalan, fahiş mahiyetli sosyal ve ekonomik maliyetlere neden olan etnik ve mezhep temelli dayatmalara karşı Terörsüz Türkiye’nin adım adım ilerlediği bir dönemde, iki Cumhurbaşkanı Yardımcısından birisinin Alevi, diğerinin de Kürt olabileceği değerlendirilmiştir.
Bu fikri ve siyasi teklifi Lübnan’la ilişkilendirmek bir defa çarpıtma ve samimi bir düşünceyi kasten saptırmadır.
Türkiye’yi, Lübnan veya benzeri bir başka ülkenin karmaşık ve kaotik istikrarsız yapısına çevirmeye gücü yetecek, buna cesaret ve teşebbüs edecek hiç kimse olamaz, olamayacaktır.
Beyrut gecelerine özlem duyan bohem ve buhranlı siyaset düşüklerinin tarih ve kültür esasına dayanarak paylaşılan bir teklifi karalama ve terörize etme çabası acınası bir fırsatçılıktır.
…
Herkes bizse, biz de kardeşsek dürüst ve sorumlu hareket etmemiz milli namusumuzun gereğidir.
Piyonlaşmış bozguncular, suyu bulandıranlar, sipariş senaryolara figüranlık yapanlar, bu suretle Türk-Kürt, Alevi-Sünni, laik-antilaik, inanan-inanmayan kutuplaşmasına çanak tutanlar da bu muazzam ailenin üvey evlatlığına bile layık olmayan çürüklerdir.”
Lübnan’da yeni bir sisteme ihtiyaç var
23 Ekim 2021
Lübnan’ı birleştirecek cumhurbaşkanı aranıyor
3 Kasım 2022
(HA)