Close Menu
  • Начало
  • Анализи
  • Икономика
  • Новини
  • Политика
  • Спорт
  • Финанси
  • Още
    • Жени
    • Права и общество
    • Технологии
    • Лайфстайл
    • Общество
Facebook X (Twitter) Instagram
Facebook X (Twitter) Instagram
Haber.bgHaber.bg
  • Начало
  • Анализи
  • Икономика
  • Новини
  • Политика
  • Спорт
  • Финанси
  • Още
    • Жени
    • Права и общество
    • Технологии
    • Лайфстайл
    • Общество
Haber.bgHaber.bg
Начало » Demirtaş neden serbest bırakılmalı?

Demirtaş neden serbest bırakılmalı?

октомври 11, 2025 Права и общество
Share
Facebook Twitter LinkedIn Pinterest Email
BG Прочети на български TR Прочети на турски
Türkiye’de özellikle Gezi sürecinden sonra siyasal rejim, Levitsky ve Way’in kavramsallaştırdığı biçimiyle “rekabetçi otoriterlikten” giderek “çıplak otoriterliğe”...

Türkiye’de özellikle Gezi sürecinden sonra siyasal rejim, Levitsky ve Way’in kavramsallaştırdığı biçimiyle “rekabetçi otoriterlikten” giderek “çıplak otoriterliğe” evrildi.
Steven Levitsky ve Lucan A. Way’in geliştirdiği “rekabetçi otoriterlik” kavramı, tam otoriter olmayan ama gerçek anlamda da demokratik sayılmayan rejimleri tanımlamak için kullanılır. Bu tür rejimlerde seçimler, muhalefet ve medya biçimsel olarak vardır, ancak iktidar, bu mekanizmaları eşit olmayan koşullar, devlet kaynaklarının partizan kullanımı ve yargı-bürokrasi kontrolü yoluyla sürekli olarak kendi lehine çevirir.
7 Haziran 2015
Dolayısıyla “rekabetçi otoriterlikten çıplak otoriterliğe geçiş” ifadesi, bu biçimsel rekabetin artık tamamen ortadan kalktığı; yani seçimlerin, muhalefetin ve yargının yalnızca simgesel düzeyde var olup, fiilen iktidarın mutlak kontrolüne girdiği aşamayı anlatır.
Bu dönüşümün en kritik kırılma noktalarından biri, 7 Haziran 2015 seçimlerinde Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) elde ettiği tarihsel başarıdır. O gün Selahattin Demirtaş – Yüksekdağ eş başkanlığında HDP’nin  temsil ettiği siyasal çizgi, Cumhuriyet tarihi boyunca birbirinden yalıtılmış toplumsal kesimleri ilk kez ortak bir demokratik tahayyül etrafında buluşturmuş; bu durum mevcut iktidarın siyasal stratejisini doğrudan tehdit eden bir toplumsal dinamizm yaratmıştır. 
Siyasi iktidar sistemi daha da merkezileştirip otoriter kılmak için, hatta sandık olayını bile kendisince çeşitli oyunlar ile etkisiz kılma çalışmaları yürütürken 7 Haziran 2015 genel seçimlerinde Demirtaş ve Yüksekdağ’ın eş başkanlığındaki HDP Türkiye’de çok daha başka bir politik atmosferin oluşmasına sebep oldu. Cumhuriyet’in kuruluşundan itibaren ayrı kompartımanlara ayrılan toplumsal gruplar birlikte konuşmaya ve tartışmaya başlamış; Türkiye’deki toplumsal sorunları bizler tartışarak çözebiliriz iyimserliği görünür olmaya başlamıştı. 
Türkiye’deki toplumsal vicdan/akıl ile, bütün farklılıklar ile bir arada konuşmak, toplumsal meselelere çözüm bulmak mümkündür noktasına gelmişken. O günün gecesinde Erdoğan’ın bir bakanı; “ Siz bundan sonra ancak barışın filmini çekersiniz,“ diyerek adete toplumsal uzlaşıya savaş açmıştı. Demirtaş’ın siyaseti farklılar ile bir arada olmayı öncelleyen, her kesim ile temel ilkeler ekseninde konuşabilen, tebessüm edebilen bir siyasi anlayıştı. Bütün farklılıklar ile bir aradalığa, mutluluğa, huzura işaret ediyordu. Elbette bütün bunları Demirtaş ile açıklamak eksik kalacak, HDP siyasetinin yüklendiği misyon ve bu siyasete emek/güç katan bütün öznelerde bu iyimserlik ve kucaklama hali vardı. 
19 Nisan 2016
İktidarda olmamın temel çalışma/çatışma motivasyonun her zaman iktidarda kalmaya ayarlı olduğu Türkiye’de toplumun bütün zorluklara ve sorunlara rağmen hayata mutlu bakması tehlikeliydi. Evet mutluluk bulaşıcıdır. 
Bu mutluluk toplumun bütün kesimleri ile buluştuğu an hat bildirme üzerinden ayrıştıran, çatıştıran ve bu çatışam üzerinde, korku siyaseti üzerinden iktidar devşiren bir iktidarın işi çok zor olacaktı. Bu sebeple olsa gerek ‘başka bir hayat’ın neşe ile görünür olduğu 7 Haziran 2015 gecesi bir araya gelmiş bütün toplum hedef tahtasına kondu. Olmayan demokratik temayül ve uygulamalar, yasalar tamamen buz dolabın dondurucuna kaldırıldı. 
Bundan tam on yıl önce, 19 Nisan 2016 tarihinde Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan; „Çözüm sürecini buzdolabına koyduk, şimdi operasyon zamanı“ dedi. „Geldiğimiz nokta ortada. Çok kayıplar verdik. 40 bini aşkın insanımız 35 yıldır terörün kurbanı oldu.
Önce demokratik açılım dedik, milli birlik kardeşlik ve çözüm süreci dedik olmadı. Hepsi bir yana, çözüm sürecini de buzdolabına koyduk. Şimdi operasyonlar dönemi. Bu dönemde bu iş bitecek” açıklaması ile Türkiye bir kez daha derin bir karanlığa çekilmeye başladı. Bu karanlık tablo başlarken, silahlar yeniden kuşanılırken Demirtaş yurttışındadır. Bu kaos ortamında “dönecek mi?”, “dönmeyecek mi?” tartışmaları devam ederken Demirtaş döner ve bir yakın arkadaşına o zaman “ben on yıl yatarım” der. 
Bir kaç ay sonra gözaltına alınan Demirtaş, 4 Kasım 2016 tarihinde tutuklanarak Edirne Cezaevine konulur. Türkiye’de demokrasi ve özgürlük mucadelesine dahil olan her bireyin, “günün birisinde gelip beni de bulur” dediği bu tutsaklıktan bu tarafa dokuz yıl geçti. O gün “çözüm sürecini de buzdolabına koyduk, şimdi operasyon zamanı” dır diyen Erdoğan’ı; „Millete ve memlekete hizmet yolunda hepimiz biriz, beraberiz. Büyük ve güçlü Türkiye ülküsüne giden yolda hepimiz biriz, beraberiz,“ açıklamasına ne getirdi? “Bu dönemde bu iş bitecek” diyen bu açıklamada neler bitti de, 1 Ekim 2024 tarihinden bu tarafa bizler başka şeyler konuşmaya başladık.
Aynı konuşmasında Erdoğan;” Aynı şekilde, bu 1 yıllık süreçte, yapıcı duruş ve çabalarıyla Türkiye’nin terörden arındırılması yolunda önemli katkılar vermiş olan DEM Parti heyetine ve yönetimine de şükranlarımı sunuyorum.
Son nefesine kadar terör duvarının yıkılması, ülkemizin her karışında barış ve kardeşliğin egemen olması için ter döken İstanbul Milletvekili Sayın Sırrı Süreyya Önder’i de burada rahmetle anıyorum“ dedi.
Sırrı Süreyya Önder mücadelesinde Demirtaş’ın en yakın yol arkadaşlarından biriydi. Hepimiz buna inandık, Önder hayatının baharında siyasete dahil oldu, umutluydu elbette siyasete çok erken yaşlarda başlarken.
Yaşadığı ülkenin sosyalist değerler ile özgürlşeceğine olan inancı ile mücadeleye katıldı. Ancak ömrünün son yüz metresinde Sırrı partili/aktif siyasete karışmasaydı hala aramızda kitaplarını imzalıyor, setten sete filmlerini çekiyor, festival festival Anadolu ve Mezopotamya da çocuklara ücretsiz açık sinema yapıyor olurdu. 
1 Ekim 2024
Şimdi bir durup bakmak lazım; 16 Nisan 2016 tarihinden bu tarafa kim neyi kazandı! Rojava gerçeğini bu coğrafyada yaşayan, hayata özgürlüklerden doğru bakan herkesin/kesimin kazanımı olarak not etmek gerekir. Öte yandan iktidarın hayalini kurduğu devletin şiddet tekeli ile teslim alınmış ‘Rekabetçi Otoriterlikten Çıplak Otoriterliğe’ siyasi projesinin de tutmadığını görebilmek mümkün. O zaman yanlışta ısrarın kimseye bir faydası olmayacaktır.
1 Ekim 2024 tarihinden bu tarafa bir ‘devlet aklı’ söz konusu ise ve artık Kürtler ile barışmamız gerekiyor deniyorsa bunun kimi sembolik adımları olur/olmalıdır.  Savaş ve çatışma üzerinden kazanılacak bir şey de kalmadı/yok.
Buna ikna isek ve zor olana karar kıldıysak, yani bizler artık Anadolu ve Mezopotamya’nın sokaklarındaki çocukların kendi dillerinde, heyecanlarında, aşklarında özgürce koşup büyümelerini, bu öz güven ile hayata karışmalarını istiyorsak buna barışmak, barışırken de özgürleşmek denir. Bir ülkenin geleceğini bir iktidarın gelecek hayaline terk etmeyeceksek şimdi bunun en sembolik adımlarından bir tanesi Demirtaş’ın bu sokaklara karışmasıdır. 
Demirtaş’ın hak ettiği özgürlüğüne kavuşması bir lütuf ya da süreç için bir müzakere değildir, kendisinden iktidar tarafından gasp edilenin kendisine teslim edilmesidir.
Başta Demirtaş’ın, Figen Yüksekdağ’ın, Osman Kavala’nın, Can Atalay’ın ve tüm siyasi tutsakların özgürlüklerine kavuşmaları, iktidar tarafından gasp edilen bir hakkın iade edilmesidir. Bunların olması müzakere konusu olmadığı gibi, bu isimler özgürleştiğinde de Türkiye demokratikleşmiş olmayacak. Ancak barışmak için anlamlı bir adım atılmış olacak.
Bizler de o zaman mücadelemize, toplumsal barışın inşasında çalışmaya daha güçü bir şekilde devam etmiş olacağız. 
Bir kez daha nitelemeden fayda var; Demirtaş’ın dışarıda olması bir lütuf değil, iktidar tarafından gasp edilen bir hakkın iadesidir; aynı zamanda barış ve demokratik yeniden inşa yolunda atılacak somut ve sembolik bir adımdır.
Tek başına hiçbir isim iktidarın otoriter kurgusunu ortadan kaldırmayacak, ama siyasi tutsakların özgürlüğü iade edildiğinde toplumsal güvenin, diyalog zemininin ve siyasetin normalleşme imkânı güçlenir. 
Eğer gerçekten Anadolu ve Mezopotamya’nın sokaklarındaki çocukların kendi dillerinde, sevinçlerinde özgürce büyümesini istiyorsak; bunun yolu cezaevlerinden tahliye edilecek umutların, hesap sorulmuş adalet taleplerinin ve siyasetin geri alınmasından geçer. Demirtaş’ın, Figen Yüksekdağ’ın, Osman Kavala’nın, Can Atalay’ın ve tüm mahpusların özgürlüğü, yalnızca onlar için değil—hepimiz için bir onarım, barış için bir başlangıçtır. Bu toplumun bu başlangıca ihtiyacı var. 
(EJA/EMK)

Вижте още

Президентски избори в Северен Кипър: ХДС и неговият лидер Ерхюрман начело

Права и общество октомври 15, 20253 Mins Read

Ердоган „Няма да дадем Бейликова на никоя държава, ще предложим мините на международния пазар“

Права и общество октомври 15, 20253 Mins Read

Полицията покани заподозрените за убийството на журналиста Хакан Тосун да дадат показания по телефона

Права и общество октомври 15, 20252 Mins Read

Özgür Özel се обърна към нас от Sarıyer: „Алиансът на Турция ще спечели следващите избори, никой няма да загуби“

Права и общество октомври 15, 202513 Mins Read

„Проучване на младежта“ е в комисията: 82% искат кюрдският език да получи повече място в публичната сфера

Права и общество октомври 15, 20255 Mins Read

Спомени за спора за редкоземните елементи

Права и общество октомври 15, 20256 Mins Read

Мадагаскар: Армията завзема властта

Права и общество октомври 14, 20252 Mins Read

Турхан Чомез нападна заместник-председателя на парламента Булдан като „пратеник“ и получи остър отговор

Права и общество октомври 14, 202516 Mins Read

Журналистът Hüseyin Aykol получава мозъчен кръвоизлив и е опериран

Права и общество октомври 14, 20252 Mins Read

Дървото е 10 пъти по-здраво и 6 пъти по-леко от стоманата

Права и общество октомври 14, 20252 Mins Read
Още новини
Новини

Барис Пехливан: Зеки Мюрен можеше да бъде в затвора, ако беше жив днес

октомври 17, 2025
Новини

Cangül Örnek Очи от Диарбекир до Рожава

октомври 17, 2025
Новини

Бекир Тамер Гьокалп: Класическата парична политика вече е само „финансов рефлекс“, а не системно решение

октомври 17, 2025
Новини

Alp Altınörs Освобождаването на затворници в Кобани може да създаде надежда за демократична политика

октомври 17, 2025
Новини

Fehmi Koru: Как е възможно лидерите на ислямския свят на среща, която ще реши бъдещето на Газа, да не се съсредоточат върху отговорните за войната?

октомври 17, 2025
Политика

СЪБУДЕТЕ СЕ

октомври 17, 2025
Политика

Снимка на гнусния ред!

октомври 17, 2025
Политика

Препоръки за изпълнение на изборите: Какво да се направи (5)

октомври 17, 2025
Политика

Новата шахматна дъска в света: Редки елементи

октомври 17, 2025
Политика

Моето житейско пътешествие

октомври 17, 2025
1 2 3 … 1 721 Next
Facebook X (Twitter) Instagram Pinterest
  • Начало
  • Анализи
  • Икономика
  • Новини
  • Политика
  • Спорт
  • Финанси
  • Още
    • Жени
    • Права и общество
    • Технологии
    • Лайфстайл
    • Общество
© 2025 ThemeSphere. Designed by ThemeSphere.

Type above and press Enter to search. Press Esc to cancel.