Türkçe, Kürtçe, Azerice, Ermenice, Gürcüce, Lazca, Çerkesçe, Pontusça ve Farsça şarkılar söyleyen Kardeş Türküler’in çokkültürlü müzik geleneğini ve 30 yıllık üretim sürecini anlatan “Kardeş Türküler ile 30 Yıl” belgeselinin İstanbul galası dün (11 Kasım) Şişli’deki Cemil Candaş Kent Kültür Merkezi’nde yapıldı.
32.Uluslararası Adana Altın Koza Film Festivali’nde Jüri Özel Ödülü’nü kazanan ve Çayan Demirel ile Ayşe Çetinbaş’ın yönetmenliğini üstlendiği belgeselin görüntü yönetmenliğini Koray Kesik yaparken; kurgusu Özcan Vardar, Tatlıhan Tuncel ve Erhan Örs tarafından tamamlandı.
Yapım süreci 13 yıl süren belgeselde, grubun 1993’te Boğaziçi Üniversitesi’nde doğuşundan bugüne uzanan serüveni, barış ve eşitlik mücadelesi ile birlikte aktarılıyor.
Gösterim öncesi belgeselin yapım sürecine katkı sunan sinemacı Berke Baş ve akademisyen-sinemacı Can Candan, uzun soluklu çalışmayı anlattı.
Ardından sahneye Kardeş Türküler’in dostlarından ve yazar Takuhi Tovmasyan çıktı. İzleyicileri “Parev [Ermenice selam], selam sınır tanımaz, selam sınırsızdır,” sözleriyle selamlayan Tovmasyan konuşmasında, 19 Ocak 2007’de öldürülen Ermeni gazeteci Hrant Dink ile yayıncı-yazar, Aras Yayıncılık’ın kurucularından kardeşi Yetvart Tovmasyan’ın Kardeş Türküler’le kesişen hikâyelerine değindi.
Hepinizi kucaklayacak gücüm var, çünkü bu gücü kardeşim Hrant’tan alıyorum. Kardeşim Yetvart Tovmasyan’ın müzik sevgisinden alıyorum. Evlat acısını yaşadığım bu zamanlarda, yüzlerce olan evladımdan alıyorum.
Kardeş Türküler’den Feryal Öney de sahnede yaptığı konuşmada, grubun 32 yılı aşkın süredir “barış için çabaladığını” vurguladı: “Bu yolculukta inancımızı hiç kaybetmedik. Barışa olan inancımızla üretmeye devam ediyoruz.”
Gösterim sonunda film ekibi, Kardeş Türküler müzisyenleri ve dansçılarıyla birlikte sahneye çıkarak izleyicilerin sorularını yanıtladı.
Belgesel hakkında
Yönetmen Çayan Demirel, 1993 yılında Boğaziçi Üniversitesi Folklör Kulübü bünyesinde doğan Kardeş Türküler projesinin hikâyesini anlatmak için 13 yıl önce yola çıktı. Türkiye ve dünya halklarının, dillerinin ve kültürlerinin bir arada üretebildiği bir alanı temsil eden grubun yolculuğunu belgeleyen çalışma, zamanla kapsamlı bir arşive dönüştü.
Demirel’in 2015’te sağlık sorunları nedeniyle projeden uzaklaşmasının ardından, belgeselin yapımcısı Ayşe Çetinbaş yönetmenliği devralarak çalışmayı sürdürdü. Çetinbaş ve Koray Kesik, uzun yıllar grubun konserlerini, turnelerini, provalarını ve söyleşilerini kayıt altına aldı.
Belgesel, grubun hikâyesinin yanı sıra Türkiye yakın tarihindeki önemli dönemeçlere de yer veriyor. 1992 Cizre Newrozu, 1993 Madımak Katliamı, Ermeni gazeteci Hrant Dink’in 2007 yılında öldürülmesi, Gezi Direnişi, Suruç ve Ankara Katliamları ve 6 Şubat Türkiye-Suriye depremleri gibi tarihsel kırılma anları, grubun müziğiyle kurduğu ilişki üzerinden yeniden hatırlatılıyor. Bu yönüyle belgesel yalnızca bir grubun değil, bir ülkenin kültürel dönüşümünün hikâyesi olarak da öne çıkıyor.
Belgeseldeki arşiv görüntülerinde rastladığımız yüzlerden bazıları Hrant Dink, Yetvart Tovmasyan, Neşet Ertaş ve Sırrı Süreyya Önder. Kardeş Türküler’in hikâyesinin önemli tanıklarından biri de Kalan Müzik’in kurucusu, 2021’de hayatını kaybeden Hasan Saltık. Saltık filmde pek çok keyifli anının yanında, grubun Kürtçe şarkılarını yayınlayacak televizyon kanalı bulamadıkları dönemde bir gazeteye ilân verişlerini anlatıyor.
Kardeş Türküler’den Vedat Yıldırım ise, “Kara Üzüm Habbesi” türküsünün klibini Radyo ve Televizyon Üst Kurulu’ndan (RTÜK) onaylatmak için yaşadıkları süreci şöyle aktarıyor:
RTÜK, şarkının sözlerini istiyordu. Dedim ki, ‘Kara Üzüm Habbesi, Kara Üzüm Habbesi’dir işte, Kürtçe versiyonuna alttan bijî bijî mi ekleyeceğiz?’
2026 yılının ilk aylarında sinema salonlarında da gösterilecek belgesel, 30 yılı aşkın süredir barışın, çok sesliliğin ve birlikte yaşamanın savunusunu sürdüren bir grubun hem iç yolculuğuna hem de bu toprakların ortak belleğine güçlü bir tanıklık sunuyor.
• “Bir Gerilla Belgeseli: Bakûr” ve “Dr. Şivan” gibi yapımlarda imzası olan Çayan Demirel, Türkiye’nin önde gelen belgesel yönetmenlerinden biri. 2015 yılında gösterime giren “Bakûr” belgeselinin yönetmenliğini gazeteci Ertuğrul Mavioğlu ile birlikte üstlenen Demirel, belgesel nedeniyle uzun bir yargılama süreciyle karşı karşıya kaldı; sanat ve ifade özgürlüğünün sınırlarını zorlayan bir davanın merkezinde yer aldı. Mavioğlu ile birlikte, 2017 yılında “basın ve yayın yoluyla terör örgütü propagandası yapmak” iddiasıyla yargılandı.
Batman 2. Ağır Ceza Mahkemesi, 18 Temmuz 2019’da her iki yönetmene ayrı ayrı 4 yıl 6 ay hapis cezası verdi. 2024 yılında açıklanan gerekçeli kararda, belgesel “sözde belgesel” olarak tanımlandı ve yönetmenler ile avukatlarının savunmaları “suçtan kurtulmaya yönelik” oldukları gerekçesiyle dikkate alınmadı. Mahkeme, belgeselin içerik olarak örgüt propagandası teşkil ettiğini, örgüt üyelerinin yaşamlarının rahat ve eğlenceli gösterilmeye çalışıldığını ileri sürdü. Belgesel çekimlerinden hemen sonra, 2015 yılında, kalbi durduktan sonra beyninde hasar oluşan ve yüzde 99 engelli raporu bulunan Demirel’in cezai ehliyeti mahkeme tarafından tam kabul edildi. Mahkeme kararında, belgeselin yasaklı olup olmamasının suçun sübutuna etkisi olmadığı, yönetmenlerin fikir ve eylem birliği içerisinde cezai sorumluluklarının bulunduğu vurgulandı.
Mahkeme, yönetmen Çayan Demirel’in cezai ehliyetinin ‘tam’ olduğunu savundu
5 Nisan 2024
“Kardeş Türküler ile 30 Yıl”2025 / 106’ / Renkli / Türkiye-AlmanyaYönetmen: Çayan Demirel, Ayşe ÇetinbaşSenaryo: Çayan Demirel, Ayşe ÇetinbaşMüzik: Kardeş TürkülerGörüntü Yönetmeni: Koray KesikKurgu: Özcan Vardar, Tatlıhan Tuncel, Erhan ÖrsYapımcı: Ayşe Çetinbaş, Gökçe İnceYapım: Surela Film
(TY)

