Kültür ve sanat üretimleri, Türkiye’de ve tüm dünyada süren ve artan baskılara, yükselen sağa rağmen, gündelik hayatın çatlaklarını ve toplumsal dinamiklerin görünmeyen damarlarını takip ederken, tarihsel ve politik bağlamda görünmeyeni görünür kılma çabasıyla hareket ediyor.
Bu bağlamda 2025 yılı da kültür ve sanatın yanı sıra toplumsal hafıza ve dayanışmanın öne çıktığı bir yıl olarak kayda geçti.
Tuğçe Yılmaz editörlüğünde hazırlanan yılın son biamag’ı da bu çerçevede, Kürtçede öne çıkan kelimelerden sahne ve sinemada kadın dayanışmasına, Z kuşağının yükselişinden kentlerin dönüşümüne kadar geniş bir yelpazede hazırlandı.
Evrim Kepenek, Mersin 2. Uluslararası Uçan Süpürge Kadın Filmleri Festivali kapsamında Asiye Dinçsoy ile oyunculuk serüvenini, sanatın dönüştürücü etkisini ve kadın dayanışmasını konuştu.
Aştî (Barış), Pêvajo (Süreç), Desteserkirin (Gözaltı), Ajalên li kolanan dijîn (Sokakta yaşayan hayvanlar), Çekdanîn (Silah bırakma), Mafê Hêviyê (Umut Hakkı): bianet Kurdî olarak, Kürtçede 2025’in öne çıkan kelimelerini derledik.
Şeyhmus Diken, Diyarbakır’ın savaş nedeniyle değişen ve dönüşen çehresi ile yeniden kurulan kentteki yapılanma ve aktörleri kaleme aldı.
Tuğçe Yılmaz, 2025’te kültür-sanat alanında öne çıkan gelişmeleri yazdı: “Yılın kültür-sanat hafızası, hem üretimleri hem kayıpları hem de ısrarla açılan gedikleri içinde barındırıyor.”
Ayşegül Başar, “Birileri” oyununu, oyunun yönetmeni ve fikir sahibi İlyas Özçakır ile konuştu: “Amacımız insan hakları gibi ciddi bir meseleyi, daha somut hikâyeler üzerinden anlaşılır kılmak.”
Vartan Halis Yıldırım, 2026 yılında insanın ne olacağı üzerine düşündü: “Foucault’nun reddettiği büyük anlatılar, sınıf mücadelesi, ekonominin belirleyiciliği ve uzun soluklu tarih akışı, tam da insanı anlama noktasında gerekli.”
Aksu Bora’nın Yüz – Cumhuriyet Tarihinden 100 Portre kitabı için kaleme aldığı Leyla Zana portresinin bir kısmını yayımlıyoruz: “Uzun ve çok zorlu bir politik hayatı oldu; kendisinden sonra yetişen Kürt kadın politikacılardan farklı olarak, yanında yöresinde başka kadınlar yoktu. ‘Kürt siyasetinin mor rengi’nden dem vurmaya biraz daha zaman vardı.”
Gönül Ekici, Aurora Cacciapuoti imzalı “Her Şeyden Korkan Küçük Kız” kitabını yazdı.
Ayşenur Önal, Z kuşağının önlenemez yükselişini yazdı: “Espriden, yaşam biçiminden, düşüncesinden dolayı gözaltına alınmak istemeyen Z kuşağı yeni bir racon geliştirmeye başladı.”
Rosalino Levantino, Gazze’nin Palyaçosu (The Clown of Gaza) belgeseli üzerine yazdı: “İsrail’in ifa etmekle halen meşgul olduğu soykırımda, direnişin asla bitmeyeceğinin bir ispatı olarak yönetmen Abdurrahman Sabah’ın filmi insana ümit aşılıyor.”
Özgür Erbaş, belediye otobüsü ile halk otobüsü arasındaki farkı yazdı: “Belediye otobüsleri durakta bekleyen otobüs varsa, yolcuyu da alan var demek ki deyip ısrar etmez, devam eder. Oysa halk otobüsü durakta bekleyen otobüse uzun uzun korna ile hitap eder.”
Burak Sarı, sağlamcılığın görünmez tehlikelerini yazdı: “Tüm söz hakkını sağlamcıların tekeline aldığı zamanlar artık geride kaldı.”
Dinleme önerisi: Serqo – Odise
(TY)

