BM Genel Sekreteri António Guterres, Brezilya’nın Belém kentinde düzenlenen COP 30 Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı için perşembe günü bir araya gelen dünya liderlerine seslendi:
„Her 1°C değişim, özellikle [bundan] en az sorumlu olanlar için daha çok açlık, yerinden olma ve kayıp anlamına geliyor. Bu durum, ekosistemleri geri dönüşü olmayan dönüm noktalarına itebilir, milyarlarca insanı yaşanmaz koşullara maruz bırakabilir ve barış ve güvenliğe yönelik tehditleri artırabilir.“
30. BM İklim Zirvesi (COP 30) 10-21 Kasım günlerinde çalışma düzenine geçecek. 6-7 Kasım günlerindeyse COP 30’un resmi açılış töreni olarak kabul edilen BM Genel Sekreterliğinin ev sahipliğindeki yüksek düzeyli Devlet Başkanları Zirvesi gerçekleştiriliyor. Perşembe günkü açılışa katılanlar arasındaki başlıca şahsiyetler şunlardı:
Brezilya Devlet Başkanı Luiz Inácio Lula da Silva (ev sahibi)
Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri António Guterres
Birleşik Krallık Başbakanı Sir Keir Starmer
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron
Almanya Şansölyesi Friedrich Merz
Güney Afrika Devlet Başkanı Cyril Ramaphosa
Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen
Avrupa Konseyi Başkanı António Costa
Çin Devlet Başkanı Şi Cinping ve ABD Başkanı Donald Trump gibi dünyanın en büyük kirleticilerinin kimi liderleri bu zirveye katılmadı. Hindistan, zirvede Dışişleri Bakanı yerine büyükelçisiyle temsil edildi.
Guterres: „Küresel ısınmayı kontrol altına alamamak ahlaki bir iflas ve ölümcül bir ihmal“
António Guterres, küresel ısınmayı kontrol altına alamamanın „ahlaki iflas ve ölümcül ihmal“ anlamına geldiğini de sözlerine ekledi.
Genel Sekreter, daha sıcak geçen her yılın, „ekonomileri vuracağını, eşitsizlikleri derinleştireceğini ve buna en az sebep olanlar onlar olsa da gelişmekte olan ülkeleri en çok etkileyeceğini“ söyledi:
„Bilim onlarca yıl süren inkâr ve gecikmenin ardından, bize 1,5 °C sınırının geçici olarak aşılmasının -en geç 2030’lardan itibaren başlamak üzere- kaçınılmaz olduğunu söylüyor.“
„Paradigma değişimi gerekiyor“
António Guterres „Bu aşımın büyüklüğünü ve süresini sınırlamak ve hızla düşürmek için köklü bir paradigma değişimine ihtiyacımız var. Geçici bir aşım bile her ülke için çok daha büyük yıkım ve maliyetlere yol açacaktır.“ dedi
WMO: „Emisyonlar 800 bin yılın en yüksek düzeyinde“
Dünya Meteoroloji Örgütü (WMO) Başkanı Celeste Saulo da Genel Sekreterin sözlerine katılarak, sera gazı salımlarının (emisyon) halen 800.000 yılın en yüksek düzeyinde olduğunu söyledi:
„Bu yıl ocak-ağustos arasında, dünyanın ortalama sıcaklığı sanayi öncesi seviyelerin yaklaşık 1,42°C üzerindeydi ve okyanuslar da [ısınmada] rekor düzeylere ulaşarak deniz ekosistemlerine ve ekonomilerine kalıcı zararlar veriyor.“
„2025, şimdiye kadarki en sıcak yıl olma yolunda“
Dünya Meteoroloji Örgütü’nün perşembe günü yayınladığı 2025 Küresel İklim Güncellemesi’ne göre, gezegenimizin amansız ısınma eğilimi yavaşlama belirtisi göstermezken, 2025’in kayıtlardaki en sıcak ikinci veya üçüncü yıl olması bekleniyor.
Rapor, 2015-2025 arasında geçen 11 yıllık dönemin, kayıtların tutulmaya başlandığı 176 yıldan bu yana en sıcak dönem olacağı konusunda uyarıyor.
Dünya Meteoroloji Örgütü (WMO) Genel Sekreteri Celeste Saulo Devlet Başkanlarını uyardı:
„Bu eşi benzeri görülmemiş yüksek sıcaklıklar dizisi, geçtiğimiz yıl sera gazı seviyelerinde kaydedilen rekor artışla birleştiğinde, önümüzdeki birkaç yılda küresel ısınmayı geçici olarak aşmadan 1,5°C ile sınırlamanın neredeyse imkansız olduğunu açıkça ortaya koyuyor.“
„Geri dönüş hala mümkün“
WMO Başkanı bilimin, yüzyılın sonuna kadar sıcaklıkları yeniden bu eşiğin altına indirmenin hala mümkün olduğunu gösterdiğini vurguladı.
Rapor, artan iklim etkilerini çarpıcı bir biçimde resmediyor:
▶ Arktik deniz buzu, kayıtlardaki en düşük kış maksimumuna ulaşırken, Antarktika deniz buzu ortalamanın oldukça altında kaldı.
▶ 1990’larla karşılaştırıldığında neredeyse iki kat hızlanan küresel deniz seviyesi yükselişi, okyanus ısınması ve buzulların erimesi nedeniyle hızlanmayı sürdürdü.
▶ Yıkıcı sel ve fırtınalardan uzun süreli sıcak hava dalgalarına ve orman yangınlarına kadar aşırı hava olayları, gıda sistemlerini bozdu, toplulukları yerinden etti ve birçok bölgede ekonomik kalkınmayı engelledi.
„İnsanlık için kırmızı çizgi“
BM Genel Sekreteri, COP30’daki konuşmasında, 1,5°C sınırının „insanlık için kırmızı çizgi“ olmaya devam ettiğini belirterek, hızlı emisyon kesintileri, fosil yakıtların hızla aşamalı olarak kullanımdan kaldırılması ve ormanların ve okyanusların daha güçlü korunması çağrısında bulundu.
Guterres, temiz enerji devriminin artan ivmesine dikkat çekerek, yenilenebilir enerjiye yapılan yatırımların artık fosil yakıtlara yapılan yatırımları 800 milyar dolar aştığını belirtti. „Temiz enerji, fiyat, performans ve potansiyel açısından kazanıyor,“ dedi, „ama hala eksik olan şey siyasi cesaret.“
„Okyanuslar bekleyemez, biz de bekleyemeyiz“
COP30 Okyanus Özel Temsilcisi Marinez Scherer de delegelere hitap ederek, ülkeleri hem ormanlar hem de okyanuslar için çabalarını birleştirmeye çağırdı ve bunları gezegenin iklimini şekillendiren „tek bir canlı sistem“ olarak nitelendirdi.
„Bilim açık: Okyanus için birlikte hareket etmediğimiz sürece iklim krizini çözemeyiz,“ dedi ve Amazon ve Atlantik’i bu bağlantının sembolleri olarak gösterdi.
Brezilya’daki Santa Catarina Federal Üniversitesi’nde deniz biyoloğu ve kıyı yönetimi uzmanı olan Dr. Scherer, okyanusun dünyadaki oksijenin yarısından fazlasını ürettiğini, aşırı ısının yüzde 90’ını emdiğini ve milyarlarca insanın geçim kaynağını sağladığını, ancak küresel iklim finansmanının yüzde birinden azını aldığını belirtti.
„Okyanusu ve Amazon’u korumak sadece çevresel bir zorunluluk değil, aynı zamanda kolektif bir hayatta kalma eylemidir,“ dedi. „Okyanus bekleyemez, biz de bekleyemeyiz.“
(AEK)

