Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) asgari ücret görüşmelerinin öncesinde bugün taleplerini açıkladı.
Açıklamaya Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, Genel Sekreteri Tayfun Görgün, Genel Başkan Yardımcıları Alaaddin Sarı ve Özkan Atar ile yönetim kurulu üyeleri, bölge temsilcileri, sendikaların genel başkanları katıldı.
DİSK-AR’ın hazırladığı “2026 Asgari Ücret Araştırması” raporunu kamuoyuyla paylaşan Arzu Çerkezoğlu söze “Bugün ülkemizde hayat pahalı, emek ucuz” diye başladı.
Asgari ücret raporunu ve 2026 asgari ücretine ilişkin görüş ve önerilerinizi açıklıyoruz. https://t.co/R8WZJCZA5c
— DİSK (@diskinsesi) December 1, 2025
Markette, pazarda, faturalarda hissedilen gerçek enflasyonun işçilerin alım gücünü her gün biraz daha erittiğini söyledi. Tablonun “ülkeyi yöneten siyasi iktidarın politikalarının ve bilinçli tercihlerinin sonucu” olduğunu ekledi.
Çerkezoğlu, 2025’e girerken asgari ücretin resmi enflasyona göre 15 puan “alacaklı” başladığını ifade etti.
2024’te net 22 bin 104 TL’lik asgari ücretin sadece bir ay boyunca açlık sınırının üzerinde kaldığını, açlık sınırının 30 bin liraya dayandığını, yoksulluk sınırının ise 90 bin lirayı aştığını anlattı.
“Bugün bir ailede anne, baba ve iki çocuk çalışsa bile ailenin geliri yoksulluk sınırının altında kalıyor” diyerek asgari ücretin fiilen ortalama ücret haline geldiğini belirtti.
Çerkezoğu, Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun yapısı nedeniyle DİSK’in masada yer almadığını hatırlatarak, “Göstermelik Komisyon” nitelemesi yaptı. Ardından da şöyle konuştu:
“Asgari ücret hükümet ve işverenler tarafından tek taraflı olarak saptansa da ve Komisyonda işçi tarafını temsil eden Türk-İş görüşmelere katılmayacağını açıklasa da 2026 yılı asgari ücret görüşmeleri aralık ayı içerisinde yapılacak. Ya da daha doğru bir ifadeyle ‘yapılmış gibi yapılacak’.”
„Asgari ücretlinin kaybı 50 bin TL’den fazla“
Çerkezoğlu, 2024’te yıl sonu enflasyonun yüzde 45 geldiğini ancak asgari ücrete yüzde 30 zam yapıldığını söyledi. Hükümete “İşçilerimizi enflasyona ezdirmedik” söylemini hatırlatan Çerkezoğlu “Asgari ücret daha yılın başında enflasyona ezdirildi. Bu kaybın üstüne 2025 kayıpları eklendi.” dedi ve şöyle devam etti:
“Bu yıl asgari ücretin enflasyon karşısında 10 aylık kaybı 6 bin 322 liraya ulaştı. 2025 yılı resmi enflasyonu yıl sonunda yüzde 33,8 olarak gerçekleşirse asgari ücretteki kayıp 7 bin 471 TL’ye yükselecek. Asgari ücretle çalışanın 2025 yılı boyunca yaşanan kaybı ise 50 bin TL’yi aşmış olacak. Yani satın alma gücü olarak 14 bin liralara gerilemiş bir asgari ücret üzerinden 2026 asgari ücretini konuşuyor olacağız.”
Çerkezoğlu 2026 asgari ücreti belirlenirken bu kayıpların giderilmesinin şart olduğunu söyledi. Hükümetin ve işverenlerin “hedeflenen enflasyon kadar zam” ısrarına da karşı çıkıp, asgari ücretin hedefler tutana kadar yılda iki kez belirlenmesini istedi:
“Enflasyon hedefi bu ülkede en son 16 yıl önce 2009’da tuttu. Bu gelenek 2025’te de bozulmadı. Hedef hiçbir zaman tutmuyor ama bizden bu hedefe göre zam almamızı bekliyorlar. Bu, enflasyonun tüm faturasını işçilere yıkmaktır, asla kabul etmiyoruz.
Bugün asgari ücret dediğimizde kelimenin dar anlamıyla genel ücreti konuşuyoruz. Bu nedenle asgari ücret dünyada hiç olmadığı kadar gündem oluyor. Bu koşullar altında asgari ücretin istisnai bir ücret olarak değil insanca yaşanacak bir ücret olarak saptanması şart.
Asgari ücret belirlenirken bir hanede iki kişinin çalıştığı varsayımından hareketle, haneye en azından yoksulluk sınırı kadar gelir girebilmeli. Asgari ücret saptanırken, en düşük kamu işçisi ücreti ve en düşük memur maaşı da referans alınmalı.
Asıl meselemiz Türkiye’yi bir asgari ücretliler ülkesi olmaktan kurtarmak. Bunun da bir tane yolu var; sendikalaşmanın ve toplu pazarlık kapsamının artırılması. Çünkü sendikanın olduğu yerde asgari ücret olmaz.
Asgari ücret cenderesinden çıkışın yolu bellidir: Milyonların asgari ücrete mahkûm edilmemesi için sendikal hakların kullanımının önündeki tüm engeller ve barajlar kaldırılmalı, toplu pazarlık kapsamı genişletilmelidir. Toplu iş sözleşmelerinin sendikasız işyerlerine de uygulanması anlamına gelen teşmil mekanizması işletilmelidir.
Bugün ülkemizin temel meselesi, bu ülkenin tüm değerlerini üreten milyonların temel meselesi geçim derdidir. Ve geçim sorunu bir tercih sorunudur, bir bölüşüm sorunudur; bir adalet sorunudur; bir demokrasi sorunudur.”
Çerkezoğlu, asgari ücret için bir fiyat söylemeden toplantıyı bitirdi.
(HA)

