Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Kaja Kallas, aralarında ABD’nin eski AB Komisyonu Üyesi Thierry Breton’un da bulunduğu beş Avrupalı yöneticiye uyguladığı vize kısıtlamalarına tepki gösterdi.
Kallas sosyal medya hesabından ABD’nin Avrupalı vatandaşlar ve yetkililere yönelik seyahat kısıtlaması kararının kabul edilemez olduğunu açıkladı: „Bu egemenliğimizi sorgulamaya yönelik bir girişimdir“ dedi.
Kallas, Avrupa’nın ifade özgürlüğü, adil dijital kurallar ve kendi düzenleme alanını belirleme hakkı başta olmak üzere temel değerlerini savunmayı sürdüreceğini vurguladı.
ABD kimi, neyi ve neden kısıtlıyor?
Washington, çarşamba günü ABD sosyal medya platformlarına yönelik „sansür“ ve baskı uygulaması iddiasıyla eski AB komiseri Thierry Breton ve dört başka AB yetkilisinin ülkeye girişini yasakladığını açıkladı.
Vize yasağı öncesinde, Trump yönetimi AB’nin Avrupa’da faaliyet gösteren büyük teknoloji şirketlerini platformlarındaki içeriği daha titizlikle denetlemeye zorlayan Dijital Hizmetler Yasası ve şirketlerin yetkilerini sınırlamayı amaçlayan Dijital Pazarlar Yasası’na yönelik ağır bir eleştiri ve tehdit kampanyası sürdürmüştü.
ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, X sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, „Avrupa’daki ideologlar[ın] çok uzun zamandır Amerikan platformlarını karşı çıktıkları Amerikan görüşlerini cezalandırmaya zorlamak için organize çabalar yürüt[tüklerini]“ iddia etti.
Rubio, tehditlerini sürdürerek „ABD, küresel sansür-endüstriyel kompleksinin önde gelen isimlerinin ABD’ye girişini engellemek için adımlar atıyor. Başkaları geri adım atmazsa bu listeyi genişletmeye hazırız.“ dedi.
Vize kısıtlaması getirilenler arasında eski AB Komisyonu Üyesi Thierry Breton’un yanı sıra Dijital Nefretle Mücadele Merkezi Başkanı Imran Ahmed, Küresel Dezenformasyon Endeksi Başkanı Clare Melford ve Almanya merkezli sivil toplum kuruluşu HateAid’in yöneticileri Anna-Lena von Hodenberg ve Josephine Ballon var.
Daha önce Fransa Maliye Bakanlığı görevinde de bulunan Breton, 2019-2024 arasında AB Komisyonu bünyesinde katı dijital düzenlemelerin şekillendirilmesinde öncü rol oynamıştı.
ABD yasağının hukuksal bir temeli var mı?
ABD vize yasağı kararını mevcut Başkanlık ve Dışişleri Dakanlığı takdir yetkileri çerçevesinde alıyor.
ABD Dışişleri Bakanlığı kararını, Göç ve Vatandaşlık Yasası’nın (Immigration and Nationality Act – INA) şu maddesine dayandırıyor:
INA §212(a)(3)(C)
“ABD dış politikasına zarar verecek faaliyetlerde bulunan yabancıların ülkeye girişinin engellenmesi”
Bu maddenin uygulanması herhangi bir mahkeme kararı gerektirmiyor, bu yasakla ilgili suç isnadı veya yargılama şartı aranmıyor; bütünüyle yürütmenin takdir yetkisine dayanıyor.
ABD Dışişleri Bakanlığı, 24 Aralık 2025 tarihli açıklamasında kullanılan “Amerikalıların ifade özgürlüğünü bastırmak amacıyla ABD merkezli dijital platformlara baskı uygulayan yabancı kişiler” ifadesi bir ceza hukuku tanımı olmakla ilgisiz, bütünüyle politik-diplomatik bir değerlendirme.
ABD hükümeti bu kararıyla Avrupalı yöneticilerin „ABD’de yasal olan ifadelerin, yabancı devlet gücüyle bastırılmasına katkı sağladı[ğını]“ iddia ediyor.
Ancak, ABD hükümeti kararını somut bir vakaya, duruma, örneğe dayandırmıyor, “şu görüş yasaklandı” demiyor. AB yetkililerinin: X (Twitter), Meta, Google gibi şirketlere gönderdiği resmî uyarı mektupları kapsamında mevzuata uyulmadığı takdirde ağır para cezaları uygulanacağına ilişkin uyarılarını hedef alıyor.
ABD bu yasaların “dolaylı sansür baskısı” ve AB açısından “pazar düzenlemesi“ olduğunu iddia ediyor.
Özetle ABD’nin beş Avrupalı yetkiliye uyguladığı vize kısıtlaması için bugüne kadar somut bir ‘yasaklanmış görüş’ örneği sunmadı. Ancak Trump rejimi, ABD şirketlerinin, göç karşıtı söylemler, ırkçılık, aşı karşıtılığı ve COVID salgınının komplo olduğuna ilişkin içeriklerinin platformlardan kaldırılmaya zorlanacağına vehmediyor.
(AEK)

