İsrail ordusunun dün sabah saatlerinden bu yana Gazze Şeridi’nin farklı bölgelerine düzenlediği yoğun saldırılarda 99 Filistinli hayatını kaybetti.
Hastane kaynakları ve görgü tanıklarının aktardığına göre, İsrail güçleri evleri, çadırları ve yardım bekleyen sivilleri hedef aldı. Gazze’nin kuzeyine yönelik bombardımanda 77 kişi, güneyde 18 sivil, orta kesimlerde ise 4 kişi yaşamını yitirdi.
İsrail ordusu, havadan ve topçu ateşiyle Gazze kentini vurmaya devam ederken, çok sayıda ev ve yüksek katlı bina yıkıldı. Ordunun bölgedeki saldırıları kalıcı işgal planının parçası olarak değerlendiriliyor.
Başbakan Binyamin Netanyahu, daha önce Gazze’nin tamamen işgal edileceğini duyurmuş, 8 Ağustos’ta Güvenlik Kabinesi kuzeydeki Gazze kentine yönelik işgal planına onay vermişti. Savunma Bakanı Katz ise 15 Eylül’de yaptığı açıklamada Gazze’yi “yok etme” tehdidinde bulunmuştu. İsrail ordusunun son iki günde Gazze’ye 150’den fazla hava ve topçu saldırısı düzenlediği bildirildi.
Zorunlu göç ve insani kriz
Süregelen yoğun bombardıman ve tahliye çağrıları nedeniyle yüzlerce Filistinli aile kuzeyden güneye doğru göç etmek zorunda kaldı. Kadınlar ve çocuklar, bombardıman ve insansız hava araçlarının tehdidi altında saatlerce yürüyerek güneye ulaşmaya çalışıyor.
Ancak güneydeki geçici barınma merkezlerinde de gıda, temiz su ve ilaç sıkıntısı yaşanıyor. “Ölüm yolu” olarak adlandırılan bu göç sırasında çok sayıda sivil hayatını kaybederken, hayatta kalanlar güvenli bir barınaktan ve temel insani ihtiyaçlardan mahrum bir şekilde yaşam mücadelesi veriyor.
Hapishanelerde baskılar artıyor
Filistin Esirler Cemiyeti’nin açıklamasına göre, İsrail hapishanelerinde tutulan mahkumlara yönelik baskılar giderek ağırlaşıyor. Avukatların Eylül ayında ziyaret ettiği 7 farklı hapishanede kadın ve çocukların da aralarında bulunduğu esirlerin tanıklıkları, sistematik işkence ve kötü muamelenin sürdüğünü ortaya koydu.
Açıklamada, özellikle elektroşok, plastik mermi, çıplak arama ve darp gibi yöntemlerin arttığı; yiyeceklerin yetersizliği nedeniyle esirlerin sürekli açlık çektiği vurgulandı. Negev ve Ofer hapishanelerinde uyuz salgını yaygınlaşırken, Negev hapishanesi işkence ve hastalıkların merkezi haline geldi.
Bazı mahkumların altı aydır kıyafet değiştiremediği, kadın esirlerin ise baskı, özel ihtiyaçlardan mahrum bırakılma ve darp gibi ağır şartlara maruz kaldığı bildirildi.
Cemiyet, “işlenen suçların artık kelimelerle tarif edilemeyecek boyuta ulaştığını” belirterek, uluslararası toplumu harekete geçmeye çağırdı.
(EMK)