ABD merkezli sivil toplum kuruluşu Freedom House, her yıl yayınladığı Freedom on the Net (İnternette özgürlük) raporunun 2025 versiyonunu yayımladı.
Rapor, küresel çapta da internet özgürlüğünün son 15 yılda aralıksız gerilediği, internetin günümüzde her zamankinden daha fazla kontrol ve manipüle edildiği tespitini yapıyor.
Bu seneki raporun başlığı “Küresel İnternetin Belirsiz Geleceği.” Kian Vesteinsson ve Grant Baker, imzalarının olduğu raporda internet özgürlüğünün yakın geleceğinin, hükümetlerin bir sonraki teknolojik yenilik dalgası için nasıl teşvikler ve kontroller uygulayacaklarına bağlı olacağını savundu.
Rapor kapsamında izlenen ülkelerin çoğunda “insan hakları, çevrimi ortamda” zayıflamaya devam etti. İncelenen 72 ülkeden 27’sinde durum kötüleşirken, sadece 17’sinde iyileşme gözlemlendi. Türkiye, “özgür olmayan ülkeler” kategorisinde Çin, Rusya, İran, Pakistan ve Myanmar gibi ülkelerle birlikte değerlendiriliyor.
Bunun nedeni ise devam eden erişim engelleri, sosyal medya kısıtlamaları ve kullanıcı haklarına yönelik ihlallerin sürmesi.
Ekrem İmamoğlu protestoları ve sansür
Rapora göre, Türkiye’de Haziran 2024 – Mayıs 2025 döneminde sosyal medya platformlarına yönelik erişim engellemeleri, özellikle protestolar sırasında sistematik hale geldi.
Temmuz 2024’te Kayseri’de Suriyeli mültecilere yönelik saldırılar sırasında internet bir hafta boyunca yavaşlatıldı.
Mart 2025’te ise muhalefetin cumhurbaşkanı adayı ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasının ardından düzenlenen protestolar sırasında sosyal medya erişimi 42 saat süreyle kısıtlandı.
bianet’in sosyal medyasına erişim engeli raporda
Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK), Ağustos 2024’te herhangi bir gerekçe sunmadan Instagram’ı dokuz gün boyunca engelledi. Engelleme, Hamas lideri İsmail Heniyye’nin İsrail tarafından öldürülmesinin ardından Türkiyeli kullanıcıların yas içerikli paylaşımlarının Instagram tarafından kaldırılması üzerine geldi.
Mart 2025’te Ekrem İmamoğlu’nun kişisel X (eski adıyla Twitter) hesabı erişime kapatıldı. Bu dönmede bianet’in İmamoğlu’nun tutuklanmasına yönelik protestoları haberleştirdiği gerekçesiyle erişime engellenmesi de raporda yer aldı. Ancak X kararı aradan geçen 8 ayda uygulamaya koymadı.
Yeni siber güvenlik yasası ile geniş yetkiler
Mart 2025’te TBMM’den geçen 7545 sayılı Siber Güvenlik Yasası, devletin dijital alanlardaki denetim gücünü daha da artırdı. Yasa, yetkililere mahkeme kararıyla Türkiye’de depolanan tüm verilere erişim hakkı tanıyor. Ayrıca, veri sızıntılarıyla ilgili “yanıltıcı bilgi yayma” suçunu da cezalandırarak, beş yıla kadar hapis öngörüyor.
Temmuz 2024’te, Mezopotamya Ajansı’ndan sekiz Kürt gazeteci, „örgüt üyeliği” iddiasıyla 6 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Bu yaşananlar Türkiye’yi “interneti özgür olmaya ülkeler” kategorisine soktu.
Trol ağları ve dezenformasyon yayılımı
Raporda ayrıca Türkiye’de hükümet yanlısı trol ağlarının sosyal medyada dezenformasyon yaymaya devam ettiği, muhalif gazetecilerin, aktivistlerin ve kullanıcıların ise sosyal medya paylaşımları nedeniyle adli takibata uğradığı belirtildi.
Arka plan: Yetki konsolidasyonu ve baskılar
Freedom House, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 2002’den bu yana iktidarda olan Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) aracılığıyla yetkilerini giderek merkezileştirdiğini ve son yıllarda ifade özgürlüğü, basın ve sivil toplum üzerindeki baskıların arttığını hatırlattı.
Özellikle ekonomik krizler ve yerel seçim kayıplarının ardından muhalif seslere yönelik baskılar yoğunlaştı.
Dünya nereye gidiyor?
Freedom House raporda yaptığı değerlendirmede internetin kontrolünün, rejimlerini sağlamlaştırmaya çalışan otoriter liderler için vazgeçilmez bir araç haline geldiğini belirtti.
İnternet özgürlüğünde son 15 yılda yaşanan küresel gerilemede en büyük düşüşleri yaşayan ülkelerdeki (Mısır, Pakistan, Rusya, Türkiye ve Venezuela) hükümetler, yönetimlerine yönelik tehditlere yanıt olarak çevrimiçi ortam üzerindeki kontrollerini yoğunlaştırdılar.
Bu ülkelerdeki yetkililer, içerik kısıtlamalarını artırdılar, elektronik iletişimin gözetimini artırdılar ve özellikle protestolar ile seçimler sırasında çevrimiçi ortamda muhalif görüşlerini dile getirenlere daha ağır cezalar verdiler. Bu örüntü, otoriter devletlerde dijital baskıların rejim güvenliği için ne kadar önemli olduğunu gösteriyor.
Yetkililer, tercih edilen söylemleri yaymaya ve kamuoyunu çarpıtmaya çalıştıkça, çevrimiçi alanlar her zamankinden daha fazla manipüle ediliyor.
Freedom on the Net’in ele aldığı 21 göstergeden, çevrimiçi bilgi kaynaklarının hükümet veya diğer güçlü aktörler tarafından manipüle edilip edilmediğini değerlendiren gösterge, son 15 yılda en tutarlı küresel düşüşü yaşadı.
Bilgi manipülasyonu kampanyaları çevrimiçi alanları yeniden şekillendirdi. Yaygın yöntemler arasında sıradan internet kullanıcıları gibi görünen ücretli yorumcular, güvenilir kaynakları taklit eden haber siteleri, yapay zeka tarafından üretilen yanıltıcı içerikler ve hükümet yanlısı içerikler yayınlayan önde gelen sosyal medya fenomenleri yer alıyor.
Raporun tamamına buradan, Türkiye ile ilgili değerlendirmeye de buradan ulaşabilirsiniz.
(HA)

