IPS İletişim Vakfı/bianet bünyesindeki Atölye BİA, 2025’in son Temel Gazetecilik Atölyesini gerçekleştiriyor. Dört gün sürecek atölyede ilk gün geride kaldı.
Atölyede gazeteci adayları ve farklı disiplinlerden katılımcılar bir araya geldi.
Katılımcılar ilk günde otoriter rejimlerde gazeteciliğin tarihsel/kuramsal tartışmasından hak odaklı barış gazeteciliğine, işe başvuru süreçlerinden haber yazımına, kaynak kullanımından bilgiye erişim ve teyit mekanizmalarına uzanan geniş bir çerçevedeki eğitimleri dinledi.
Londra’daki Loughborough Üniversitesi’nden Prof. Burçe Çelik, „Türkiye Okumaları: Otoriter Rejimlerde Gazetecilik“
bianet Araştırma Koordinatörü ve İstanbul Kadir Has Üniversitesi’nde misafir araştırmacı olan Dr. Sinem Aydınlı, „Hak Odaklı Barış Gazeteciliği“
bianet Yayın Yönetmeni Murat İnceoğlu ve editör Nalin Öztekin, „İş Aramak ve İşe Başvurmak“
Gazeteci Tolga Korkut, „Haber Nedir? Haber Yazımı ve Kaynak Kullanımı“
bianet Genel Yayın Yönetmeni Murat İnceoğlu ve Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Vecih Cuzdan, „Bilgiye Erişim ve Teyit Mekanizmaları üzerine sunumlar yaptı.
“Türkiye’de gazeteciler kârı değil, değişimi düşünüyor”
Günün ilk oturumunda Burçe Çelik, “Türkiye Okumaları: Otoriter Rejimlerde Gazetecilik” sunumunda, gazetecilik teorilerinin tarihsel ve coğrafi sınırlarını tartışmaya açtı.
Batı merkezli teorilerin gazeteciliği yalnızca kapitalizm ve liberal demokrasiyle bağdaştırdığını belirten Çelik, bu yaklaşımın “liberal demokrasi olmazsa gazetecilik olmaz” şeklinde katı bir önermeye dönüştüğünü, bunun da tarihsel ve teorik problemler ürettiğini ekledi.
Bu bakış açısının Türkiye ve Osmanlı özelinde eksik kaldığını belirten Çelik, Osmanlı/Türkiye tarihine bakıldığında gazeteciliğin Batı’dan farklı olarak her zaman “pazar dinamikleri ve kâr” ekseninde ortaya çıkmadığını, çoğu örnekte “kullanım değeri” ve toplumsal dönüşüm arzusunun belirleyici olduğunu söyledi.
“Türkiye’de gazetecilik bir kâr arayışından ziyade, bir değişim değerinden çok kullanım değeri üzerinden, yani toplumsal dönüşümün bir parçası olma arzusuyla ortaya çıktı. Gazeteciler ‘değişimin parçası olmak’, ‘bir şey söylemek, bir şey yapmak’ için mesleğe giriyor; bu da başka bir gazetecilik seyrine işaret ediyor. Bu nedenle, ‘buradaki gazetecilik eksik’ değil; ‘başka bir gazetecilik’ ve dolayısıyla farklı bir teorik çerçeve gerektiriyor.”
Hak odaklılık ve „ötekini“ anlamak
Günün ikinci oturumunda Sinem Aydınlı, “Hak Odaklı Barış Gazeteciliği” anlattı. Haberciliğin politik bir tercih olduğunu ve her seçimin bir ideolojik bağlam taşıdığını belirten Aydınlı, hak odaklılığın neden “ötekine doğru” kurulduğunu anlattı.
İnsanların ideolojiye, kültüre, dile ve söyleme “doğduğunu”; bu bağlamın da güç ilişkileriyle kurulduğunu söyledi.
Sağlamcılık, türcülük ve toplumsal hiyerarşiler üzerinden örnekler veren Aydınlı, hak odaklı haberciliğin feminist epistemolojiyle olan bağına dikkat çekti. Şöyle konuştu:
„Bizler bir ideolojinin, bir dilin ve bir güç ilişkisinin içine doğuyoruz. Hak odaklı gazetecilik, verili bağlamı sorgulamayı ve bilginin kim tarafından üretildiğine bakmayı gerektirir. Türkiye gibi kutuplaşmış bir medya ekosisteminde tarafsızlık değil, hak ihlaline uğrayanın yanından bakabilmek ve kaynağı çeşitlendirmek esastır. bianet gibi mecraların farkı, tüm iktidar odaklarından bağımsız kalma çabası ve öz-düşünümsel süreç yürütmesidir.“
Gazetecilik pazarında hayatta kalmak ve şeffaflık
Murat İnceoğlu ve Nalin Öztekin, „İş Aramak, İşe Başvurmak“ başlıklı oturumda sektörün mevcut durumunu ve istihdam süreçlerini paylaştı.
İnceoğlu, medya sektöründe istihdam alanının daraldığını; kapanan mecralarla birlikte iş arama sürecinin zorlaştığını aktarırken alternatiflerin de tükenmediğini belirtti. bianet’in işe alım süreçlerindeki şeffaflık ve liyakat ilkelerini anlattı.
2012’den bu yana sahada olan Nalin Öztekin de kendi deneyimlerinden yola çıkarak katılımcılara tavsiyelerde bulundu.
Sahada çalışmanın, farklı alanlarda üretmenin ve ilişki ağlarının medya sektöründe belirleyici olduğunu söyledi. “Kapı kapıyı açar” cümlesinin gazetecilikte hâlâ geçerli olduğu belirtti.
„Sektörde iş bulmak zorlaşmış olabilir ama imkansız değil. Önemli olan kendinizi ne kadar çeşitlendirdiğiniz. Sahada olmak, o gerçekliğe dokunmak size hangi kavramı nerede kullanacağınızın bilgisini verir” dedi.
„Haber, siz neyi haber kılarsanız odur?“
Atölyenin öğleden sonraki oturumlarında ise pratik gazetecilik araçları ele alındı. Tolga Korkut, “Haber Nedir? Haber Yazımı ve Kaynak Kullanımı” oturumunda, haberin yalnızca güncellik/yenilik gibi klasik ölçütlerle sınırlanamayacağını; haberin aynı zamanda bir kurgu olduğunu ve dilin ideolojik tarafıyla doğrudan ilişkili bulunduğunu söyledi.
Güncel olmayan ama bilgilendirici, öğretici veya bağlam kuran haberlerin (örneğin tarihten bir olgunun bugüne etkisi, barış günü tartışmaları, sağlık/önlem içerikleri, iklim ve insan hakları dosyaları, kültür-sanat anlatıları) güçlü bir haber kurgusuyla anlamlı bir “kamu yararı” metnine dönüşebileceğini anlattı.
Ardından bianet’in ilkelerinden bahsetti. Doğruluk ve olgusal gerçekliğe bağlılığın bianet haberciliğinin vazgeçilmezi olduğunu söyledi. “Tarafsız değiliz, ancak kişilerden kurumlardan yana değil, ilkelerden, haklardan ve barıştan yanayız.” dedi.
Bilgiye erişim ve teyit: Bilgi yoksa fikir de yok
Vecih Cuzdan ve Murat İnceoğlu günün son oturumunda “Bilgiye Erişim ve Teyit Mekanizmalarını” üzerine konuştu.
İnceoğlu, Türkiye’de bilgiye erişimin önündeki engelleri anlattı. Gazetecilerin “sızdırma belge” şehvetine kapılmadan çalışması gerektiğini söyledi.
Vecih Cuzdan ise katılımcılara, açık kaynaklardan kamusal veriye erişim yollarını ve gelen bilgi/belgelerin doğrulanması için kullanılabilecek yöntemleri gösterdi.
bianet’te yapılan örnek haberlerden birer seçki sundu. Teyidin yalnızca “doğrulama servisi” gibi çalışmak olmadığını; kamu yararı olan bir konuda kaynakları görünür kılarak haberi “muteber” hale getirmenin parçası olduğunu aktardı.
(HA)

