Close Menu
  • Начало
  • Анализи
  • Икономика
  • Новини
  • Политика
  • Спорт
  • Финанси
  • Още
    • Жени
    • Права и общество
    • Технологии
    • Лайфстайл
    • Общество
Facebook X (Twitter) Instagram
Facebook X (Twitter) Instagram
Haber.bgHaber.bg
  • Начало
  • Анализи
  • Икономика
  • Новини
  • Политика
  • Спорт
  • Финанси
  • Още
    • Жени
    • Права и общество
    • Технологии
    • Лайфстайл
    • Общество
Haber.bgHaber.bg
Начало » От Ида с хиляди извори до планината Ида с хиляди мини

От Ида с хиляди извори до планината Ида с хиляди мини

декември 17, 2025 Права и общество
Share
Facebook Twitter LinkedIn Pinterest Email
BG Прочети на български TR Прочети на турски
В "Илиада" на Омир Ида, която днес наричаме планина Ида или планина Ида, е най-важната планина в района на Троада. Тъй като в нея има хиляда извора или "изобилни извори", "изворни"...

Homeros’un İlyadası’nda, bugün Kaz Dağı ya da Kazdağları olarak adlandırdığımız İda, Troas bölgesinin en önemli dağı.
Zira bin pınarlı ya da ‘pınarı bol’, ‘membaı-bol’ olarak tarif edilen İda, su temini açısından bölge için büyük önem taşıyor.[1]
Oysa bugün Kazdağları diye anılan bu coğrafyanın önemli bir kısmının da içinde yer aldığı Çanakkale’nin su varlıkları, bir süredir giderek artan madencilik tehdidi ile karşı karşıya.
Özellikle, yakın zamanda faaliyete geçmesi planlanan iki altın madeni projesinin şehrin tek içme ve kullanma suyu kaynağı olan Atikhisar barajına olan yakınlığı bölgede ciddi bir endişe yaratıyor. Bu endişeye ise, yöre halkının ve kurumların bitmeyen mücadele azmi eşlik ediyor.
Projelerden ilki, 2019 yılında ülke gündemine oturan Kirazlı Altın Madeni, diğeri ise Koza Altın İşletmeleri A.Ş. (yeni adıyla Türk Altın İşletmeleri A.Ş.) tarafından Çanakkale Merkez Karapınar bölgesinde, Serçiler ve Terziler köyleri arasında, Atikhisar Barajı’na sadece 1.4 km uzaklıkta faaliyete geçirilmek istenen Altın-Gümüş Madeni işletmesi. Bu projeye ilişkin Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) Raporu’nun, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından 17.09.2025 tarihinde olumlu bulunmasının ardından, bölgede Çanakkale Belediyesi, Ziraat Mühendisleri Odası, Kazdağları Ekoloji Platformu bileşenleri kurumlar tarafından bu karara karşı çeşitli davalar açılarak hukuki mücadele başlatıldı. İlerleyen günlerde yargının vereceği kararlar süreç açısından belirleyici olacak.

Proje alanının Atikhisar barajına olan yakınlığını gösteren harita.

ÇED raporuna yansıyan sorunlar
Bakanlık tarafından olumlu bulunan ÇED raporuna göre, proje alanı tarım ve orman niteliğindeki araziler içerisinde yer alıyor. Ayrıca, içme ve kullanma suyu temini yapılan Atikhisar Barajı’nın 28.10.2017 tarih ve 30224 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan İçme-Kullanma Suyu Havzalarının Korunmasına Dair Yönetmelik’in 11. ve 12. Maddeleri ile belirtilen “orta mesafeli ve uzun mesafeli koruma alanı içerisinde” kalıyor.[2] Yani konumu itibarıyla bu proje, yüzde 38,7 sulama, yüzde 50,7 taşkın ve yüzde 10,6 içme suyu amaçlı kullanılarak bölgeye yaşam sağlayan Atikhisar’ı besleyen kaynaklara yönelik bir tehdit oluşturuyor.
Yine ÇED raporuna göre proje kapsamında bölgede cevher zenginleştirme işlemlerinin yapılması planlanmıyor. Ancak bununla birlikte, proje kapsamında açık ocak madencilik yöntemleri kullanılarak çıkarılması planlanan toplam 3.221.711 ton tüvenan cevherin 2.700.000 ton olan kısmı, Koza tarafından Eskişehir ili, Sivrihisar ilçesi, Kaymaz Mahallesi yakınlarında işletilmekte olan Kaymaz Altın ve Gümüş Madeni İşletmesi’nde yer alan zenginleştirme tesisine nakledilerek burada zenginleştirme işlemine tabi tutulacağı belirtiliyor. Rapora göre proje kapsamında üretilecek tüvenan cevherin geri kalan kısmı (521.711 ton) ise cevher stok alanında geçici depolandıktan sonra yine Koza’ya ait İzmir, Bergama ilçesinde yer alan Ovacık Altın Madeni İşletmesi’ne nakledilecek.[3]
Burada belirtilen miktarlara göre, sadece Eskişehir’e gidecek cevherin nakliyesi, 26 ay boyunca her gün, 23 tonluk 149 kamyon ile Çanakkale’den Eskişehir’e taşınması anlamına geliyor. Bu durum, söz konusu projenin hem güzergahtaki iller hem de Kaymaz ve Ovacık için ilave riskler yarattığı anlamına geliyor.

ÇED raporuna göre projenin alanı.

Süheyla Doğan: Su varlıkları tehlikede
Kazdağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Süheyla Doğan, ÇED Raporunu değerlendirirken iki noktaya ilişkin önemli uyarılarda bulunuyor.
“Madenler herhangi bir kaza-bela yaşanmasa bile, normal işleyişleri bakımından su varlıklarını tehdit ediyor,” diyen Doğan, konuşmasını şöyle sürdürüyor:
“Bunun iki temel nedeni var. İlki madenciliğin su varlıkları üzerinde yarattığı baskı, ikincisi ise kirlilik. İlk maddede, madencilik normal bir kentsel kullanıma kıyasla çok daha fazla su tüketiyor. Aynı zamanda daha sondaj aşamasından başlayarak yer altı sularının akifer yapılarını bozuyor ve yer değişikliklerine sebep oluyor. Ayrıca bu projeler zaten çoğunlukla ormanlık alanlara yapılıyor. Ormanların maden için yok edilmesi, yeraltı sularını besleyecek su toplama havzalarının da ortadan kalkması anlamına geliyor. Kazıp, çukurlar açmaya başladıklarında ise topografya bozuluyor ve bölgenin su sistemleri topyekun zarar görüyor.
“İkinci maddede ise yine olağan işleyişinde madenler su varlıklarını mutlaka kirletiyor. Hem de sondaj aşamasından başlayarak. Daha bu aşamada kullanılan kimyasallar yer altı sularına karışıyor ve civardaki yerüstü su varlıklarında görünür hale geliyor. Kazdağları bölgesinde bunun örnekleri çokça yaşandı. Sadece sondaj aşamasında değil, madenin olağan işleyişinde de kimyasal kirlilik engellenemiyor. Atık barajlarındaki herhangi bir sızma, doğrudan yeraltı sularını etkilerken buharlaşma tehditi de bu kirleticilerin yağışlarla yüzeye düşmesi ve toprağı, suyu kirletmesi riskini ortaya çıkarıyor.

“ÇED olumlu kararının çıkmasını hızlandırmayı amaçlayan bir taktik olabilir”
“Aynı riskler madencilik sırasında ortaya çıkan ve ağır metal ihtiva eden pasa dağları için de söz konusu. Yine hava ve suyla bulaşı durumunda asit maden drenajı gibi yoğun bir kirliliğe sebep olan durumlar ortaya çıkıyor. Koza’nın projesinde uygulanacak açık ocak yaklaşımı ise alanın madencilik faaliyeti sonrasında sıklıkla bir asit gölüne dönüşmesine sebep oluyor. Çanakkale gibi kuraklık riski yüksek bir yerde, kente su sağlayan tek barajın yanı başında böyle bir proje büyük bir tehdit oluşturuyor ve sadece su varlıkları açısından bile bakıldığında bu projeye karşı çıkılması gerekiyor.
“ÇED’de dikkat çeken ikinci nokta Koza, her ne kadar burada siyanürle cevher zenginleştirmesi yapmayacağını, cevheri Eskişehir Kaymaz ve İzmir Bergama’ya taşıyacağını söylese de, işletmenin açılması durumunda bundan farklı bir tabloyla karşılaşmamız çok olası. Zira taşıma maliyetleri çok yüksek ve aslında şirketler bu süreçleri üçe ayırarak ilerliyorlar. Önce ÇED Gerekli Değildir kararı alabilmek için 25 hektar altında bir alan için başvuru yapıyorlar. Ardından mevcut sahayı büyütmek için kapasite artışı başvurusu yapıyorlar ve bu iki başvuruyu bir üçüncü başvuru izleyebiliyor, o da cevher zenginleştirme tesisini ve atık barajını içeriyor. Başlangıçta cevher zenginleştirme de bu sahada yapılacak dediklerinde bunun için daha kapsamlı ÇED raporları hazırlanması gerekiyor ve siyanür kullanımına karşı yörede tepkiler artabiliyor. İlk başvuruda cevher zenginleştirme burada olmayacak demek bu açıdan şirketin başvurduğu ve ÇED olumlu kararının çıkmasını hızlandırmayı amaçlayan bir taktik olabilir.”

“Koza’yı bir kez daha durdurabiliriz”
Proje aslında, ülkenin değişen koşulları ve kanunlarına uygun bir yeniden uyarlama gibi düşünülebilir.
Koza Altın bölgeye yabancı değil. Şirketin, mevcut ÇED sahasının olduğu bölgede 2017 yılında aldığı bir ÇED olumlu kararı daha var. Ancak bu karar, Ekrem Akgül ve İda Dayanışma Derneği’nin öncülüğünde başlayan zamanında bir müdahale ile ve yine verilen bir hukuk mücadelesi ile iptal ettirildi.
Akgül, bu süreci şöyle anlatıyor:
“2019 yılında Kirazlı’yı korumak için sahada olduğumuz bir dönemde Çanakkale Merkez ilçesi Serçiler ve Terziler köyleri yakınında Koza Altın’ın madencilik faaliyetine giriştiğini tespit ettik. Ardından yaptığımız incelemede söz konusu projenin ÇED olumlu kararının 2017 yılında alındığını ancak bu karara konu bilgi ve belgelerin dijital mecralarda halkın erişimine açık olmadığını gördük. Bilgi edinme talebini de içeren bireysel bir dava açtım. Ardından o dönem Yönetim Kurulu başkanlığını yaptığım İda Dayanışma Derneği ve diğer kişi ve kurumlar müdahil oldu. Mahkeme keşif ve bilirkişi raporu istedi. Uzmanlar tarafından hazırlanan rapor oldukça lehimize çıktı. Ancak iş burada kalmadı, bir ek rapor daha istendi. Projenin zararlarını ortaya koyan bir ek raporun hazırlanması ile de artık iptal kararının önü açılmış oldu.
“2021 yılında mahkeme Bakanlığın ÇED olumlu kararını iptal etti ve projenin önünü kapattı. Ancak aradan geçen birkaç yıl içinde Koza Altın boş durmadı, ilk başvurunun yapıldığı 50 hektarlık alana ilave bir de 65 hektarlık bir alan için başvuru yapıldı. Şimdi ise bunları aşan 116 hektarlık bir başvuru söz konusu. Keşif ve bilirkişi raporları ortada. Projenin uygulanmasında bir kamu yararı bulunmadığı gibi, çevresel açıdan da büyük zararlar ortaya çıkacak. ÇED olumlu kararını iptal ettirmek için yöre halkıyla birlikte bir kez daha mücadeleye hazırız. Kirazlı’yı nasıl engellediysek, Koza’yı daha önce nasıl durdurduysak bunu bir kez daha yapabiliriz.”

Hukuk mücadelesi 
Yöredeki yaşam savunucuları, dayanışma ağları, sivil toplum kuruluşları, meslek örgütleri ve yerel yönetimler Bakanlık tarafından verilen ÇED olumlu kararına yönelik itirazlarını kamusal alanda dile getirmenin yanı sıra, davalar yoluyla da projeyi durdurmak için, karşılarına çıkan tüm idari ve finansal zorluklara rağmen hukuki mücadele yürütüyorlar.
Çanakkale Barosu Çevre ve Kent Hukuku Komisyonu Başkanı Avukat Ali Aydın Çalıdağ, açılan davaları ve yürütülen mücadelenin hukuki boyutunu şöyle yorumluyor:
“ÇED raporu gerçeklerden uzak, temennilerle dolu. Görülecek davalardan çıkacak hakkaniyetli bir sonucun mutlaka ÇED olumlu kararını iptal etmesi gerekiyor. Zira o günden bu yana projenin çevresel etkileri azalmadığı gibi, iklim krizinin sonuçları da daha görünür oldu. Artık giderek artan bir kuraklık riskiyle yaşıyoruz. Böyle bir durumda bir kentin tek barajını tehdit eden bu projede herhangi bir kamu yararından söz edemeyiz.
“ÇED olumlu kararının iptaline ilişkin ilk dava Çanakkale Belediyesi tarafından 13 Ekim tarihinde açıldı. Belediyenin açtığı bu davaya Çanakkale’de yaşayan yurttaşlar da Baro’nun gönüllü destekleriyle müdahil olabiliyor. Ancak hukuk mücadelesine dahil olmak için projenin yer aldığı Çanakkale’nin Merkez ilçesinde yaşamak şart değil. Açılan tek dava da Çanakkale Belediyesi’nin davası değil. Ziraat Mühendisleri Odası’nın, Kazdağı Ekoloji Platformu’nun Çanakkale, Balıkesir ve İzmir’deki yurttaşlar ve bileşenleri ile açtığı davalar var.
“Ayrıca cevherin taşınacağı Eskişehir’den de açılan davalar olduğunu biliyoruz. Kaldı ki Kazdağları’ndan Midilli’ye kadar ulaşan yeraltı suları olduğunu gösteren bilimsel çalışmalar var. Hal böyle olunca, aslında projeden Midilli’deki bir kişinin bile zarar görme ihtimali ortaya çıkıyor. Bu kadar geniş bir etki alanından söz ediyoruz. Bu nedenle bu bölgedeki herkes davaya müdahil olabilir. Bu davalar gerçekten binbir zorluklarla açılıyor. Özellikle son yıllarda giderek artan masraflar hukuka erişimin önünde engeller oluşturuyor. Bu nedenle açılan davalara sahip çıkmak büyük önem taşıyor.”

Koza Altın İşletmeleri A.Ş.’nin mevcut durumu ve varlık fonuna devri
2025 yılı faaliyet raporunda belirtildiği haliyle şirket 2024 yılında 100 bin ons altın çıkarmış olmasına karşılık, vergi kayıtlarına bakıldığında yılı matrahsız olarak tamamladığı ve bu nedenle de kurumlar vergisi ödemediği görülüyor.
Koza Altın, yıllar süren tartışmalara ve verilen karşı mücadeleye rağmen 2001 yılında faaliyete geçen Türkiye’nin ilk altın madeni Bergama Ovacık işletmesi ile Kayseri, Gümüşhane, Eskişehir, Ağrı gibi farklı şehirlerdeki altın madeni proje ve işletmelerinin de mevcut sahibi. Şirketin yönetimi, “Gülen Cemaati” bağlantısı gerekçesiyle 2015 yılında kayyım heyetine, 2016’da Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’na (TMSF) devredildi.
2023 yılında ise, Borsa İstanbul’da (BİST) işlem gören şirketin yatırımcılarının hakları korunarak, bunlar dışında kalan gerçek kişilerin paylarının Hazine adına tesciline karar verildi.
Hisselerinin yüzde 30’luk kısmı halka açık olan şirketin, ana ortaklık-iştirak yapıları korunmak suretiyle, hazineye ait diğer hisseleri 2024 tarihli 8857 sayılı Cumhurbaşkanlığı kararı ile Türkiye Varlık Fonu’na devredildi.
Bugün şirket Türkiye Varlık Fonu portföyü içerisinde yer alıyor.

Kazdağları bölgesinde ve Türkiye genelinde ‘yağmacı’ madencilik seferberliği
Serçiler ve Terziler köyleri yakınında yer alan Koza’nın Karapınar Altın Madeni projesi ya da hemen yanı başında TÜMAD Madencilik Sanayi ve Ticaret A.Ş.’nin devraldığı, 2019’da büyük direnişlerle durdurulan Kirazlı Altın Madeni projesini münferit örnekler olarak değerlendiremeyeceğimiz açık.
Bu projeler daha geniş perspektiften, doğal varlıkların sosyal ve ekolojik fayda gözetmeksizin, rant amacıyla çıkarılmasına dayanan ekstraktivist bir devlet politikasının tezahürü olarak görülebilir.
Zira 2024 yılı itibarıyla Türkiye genelinde işletme ve arama faaliyetlerini içeren toplam 14 bin 276 madencilik ruhsatı yürürlükteydi. Bu sabit bir sayı değil, her yıl Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü (MAPEG) tarafından yürütülen ihale süreçleri ile ruhsat sayıları da değişiyor. Zira madencilik sahası olarak belirlenen ve işletme için ihaleye çıkılmasını bekleyen alanlar oldukça geniş alan kaplıyor.
Tema Vakfı, 2022 yılında yürüttüğü bir çalışma kapsamında Türkiye’nin 24 ilinde yaklaşık 20 bin maden ruhsatının; ormanlar, korunan alanlar (milli park, sit alanı vb.), tarım alanları ve kültür varlıkları ile ilişkisini incelemiş; çalışmaya dahil edilen illerin ortalama ruhsatlılık oranını yüzde 63 olarak tespit etmişti.[4]
Vakfın daha önceki bir çalışması ise Biga’dan Kuzey Ege’ye uzanan geniş bir coğrafyayı kapsayan Kazdağları bölgesinin yüzde 79’unun madenlere ruhsatlı olduğunu ortaya koyuyor.[5]
Bu denli geniş ölçekte yürütülmesi arzu edilen madencilik faaliyetleri işletmelerin kârlılığına fayda sağlarken, yürütüldükleri bölgeleri ekolojik açıdan tahrip ederek, yaşamsal riskler ortaya çıkarıyor.[6] Yeni madencilik yasası da bunu teşvik ediyor.

“Türkiye adeta madenciler için dikensiz bir gül bahçesine dönüştü”
Süheyla Doğan’ın ifadeleriyle:
“Madencilik sektörü ciddi bir şekilde destekleniyor. Sağlanan teşvikler çok büyük rakamlar. Bunlara ilave olarak vergi muafiyetleri de sağlanıyor. E hammaddeye de para vermediklerini düşünürsek sadece işçilik maliyetleri ile büyük kârlar elde ediyorlar. Devlet de bu süreci kolaylaştırmak için elinden geleni yapıyor.
“Vergi düzenlemeleri ve teşvik mekanizmaları ile destek sistemleri sağlarken, geçtiğimiz aylarda Meclis’ten geçen 7554 Sayılı Yasa ile Türkiye adeta madenciler için dikensiz bir gül bahçesine dönüştü. Her şey onlardan yana, tek engel biziz. Yani bu sektörün yıkıcı etkilerine karşı muhalefet edenler. Sorumluluğumuzun farkındayız ve bu nedenle de elimizden geldiğince mücadele etmeye devam edeceğiz. Mücadeleyi büyütmek isteyen yurttaşları da dayanışmaya davet ediyoruz.”

Dipnotlar:
[1] Homeros, İlyada, çev. Erman Gören, Everest Yay., İstanbul, 2024, s. 698.
[2] ÇED raporu s. xxiii
[3] ÇED raporu s. xxiii
[4] https://www.tema.org.tr/basin-odasi/basin-bultenleri/turkiye-maden-ruhsatlarinin-tehdidi-altinda
[5] https://cdn-tema.mncdn.com/Uploads/Cms/kaz-daglari-raporu_1_1.pdf
[6] https://bianet.org/haber/ilic-ilk-degil-akp-doneminde-en-az-2050-madenci-yasamini-kaybetti-292330

Bu haber, Oslo Metropolitan Üniversitesi Gazetecilik ve Uluslararası Medya Merkezi (OsloMet-JMIC) finansal desteği ile üretilmiştir. Haberin içeriğinden yalnızca IPS İletişim Vakfı/bianet sorumludur ve hiçbir şekilde OsloMet-JMIC’in görüşlerini yansıtmamaktadır.
(BB/TY)

Вижте още

Министър Исихан обявява: 72 нови лекарства в списъка на SSI

Права и общество декември 17, 20251 Min Read

В Ню Делхи работата от вкъщи е задължителна заради замърсяването на въздуха

Права и общество декември 17, 20251 Min Read

Луксозните седалки в самолетите са с по-тежък въглероден товар

Права и общество декември 17, 20254 Mins Read

Полицейските служители, които са прикрили „сигнал за тор“ по време на клането от 10 октомври, ще бъдат разследвани

Права и общество декември 17, 20255 Mins Read

Австралийският министър-председател Албанес реагира остро на свързването на клането с Палестина от страна на Нетаняху

Права и общество декември 16, 20253 Mins Read

Делегация на İmralı посещава Давутоглу: Трябва бързо да се предприемат правни мерки

Права и общество декември 16, 20256 Mins Read

Карта за солидарност от IHD до затворниците

Права и общество декември 16, 20252 Mins Read

Ролята на докладите на АТК по дела на жени: „Всеки етап е проблемен“

Права и общество декември 16, 20252 Mins Read

Последният за годината семинар по журналистика започна в Atölye BİA

Права и общество декември 16, 20254 Mins Read

„Ранна зима“: Чие тяло, чия преценка?

Права и общество декември 16, 20254 Mins Read
Още новини
Общество

Последната му реч отекна в целия свят: Семейството на Хинд Раджаб, убита при израелско нападение, в Кулиех

декември 17, 2025
Общество

Поразително твърдение за Роберт Левандовски: Отбор от МЛС се намеси

декември 17, 2025
Общество

Мурат Мунган получава литературна награда от Фондацията за култура и изкуство „Бакши

декември 17, 2025
Технологии

[9-16 декември] Обявени са най-продаваните игри в Steam Турция

декември 17, 2025
Общество

Падане на листата в Beşiktaş: още един играч е на път да напусне

декември 17, 2025
Общество

Обявен е заместникът на Ерол Булут в Анталияспор

декември 17, 2025
Технологии

Разработена технология за гъвкави батерии, която увеличава пробега на електрическите автомобили с 45

декември 17, 2025
Технологии

Apple Music идва в ChatGPT! Ето и първата информация

декември 17, 2025
Технологии

Беше обявено колко автомобила има в Турция: Определен е и най-предпочитаният цвят!

декември 17, 2025
Технологии

BYD обявява Dolphin Gyi, първия европейски специален автомобил: Какво ще предлага той?

декември 17, 2025
1 2 3 … 2 639 Next
Facebook X (Twitter) Instagram Pinterest
  • Начало
  • Анализи
  • Икономика
  • Новини
  • Политика
  • Спорт
  • Финанси
  • Още
    • Жени
    • Права и общество
    • Технологии
    • Лайфстайл
    • Общество
© 2025 ThemeSphere. Designed by ThemeSphere.

Type above and press Enter to search. Press Esc to cancel.