Suriye’de Alevi nüfusun yoğunlukta olduğu bölgelerde kaçırma vakaları aylardır devam ediyor. Özellikle kadınlar ve çocuklara yönelik bu olaylar, bölge halkı arasında hem ciddi bir endişe kaynağı haline geldi hem de çeşitli protestolara neden oldu.
Lazkiye’de yaşayan Samar İsmail adlı bir kadın, 11 Ekim’de gündüz vakti yan mahalledeki kardeşini ziyaret etmeye giderken kaçırıldı. Kent merkezindeki Datur Mahallesi’nde oturan Samar’ın eşi, fidye talebiyle arandıklarını; birkaç gün sonra eşini Hama kenti kırsalında yol kenarında darp edilmiş halde bulduklarını söyledi.
Bu olaydan üç gün önce, yine Lazkiye’de, yüzleri maskeli ve silahlı kişiler, Muhammed Kays Haydar adlı çocuğu okulunun önünden kaçırdı. Plakasız bir araca çocuğu zorla bindiren silahlı kişilere çevredekiler müdahale edemedi. Bölge halkı olayı protesto etti; çocuklarını ertesi gün okula göndermedi. Emniyet Genel Müdürlüğü olayı takip ettiğini açıkladı, ancak günler geçmesine rağmen çocuktan hâlâ haber alınamadı.
Art arda yaşanan saldırılar ve kaçırma olayları, ülkede güvenlik, adalet ve toplumsal bütünlüğe ilişkin endişeleri derinleştirirken toplumsal fay hatlarında ciddi kırılmalara yol açıyor. Suriyeli aktivistler ve insan hakları savunucuları, Şam yönetiminin bu konuda inkâr politikası izlediğini belirtiyor.
*Lazkiye’de Muhammed Kays Haydar için düzenlenen protesto, 9 Ekim 2025. (Fotoğraf: Suriye İnsan Hakları Gözlemevi/X)
“Yeni yönetim adil ve şeffaf davranmıyor”
bianet’e konuşan ve güvenlik gerekçesiyle isminin açıklanmasını istemeyen bir Suriyeli hak savunucusunun konuya ilişkin değerlendirmesi şöyle:
“Yeni iktidar, yönetimi yaklaşık bir yıl önce devralmasına rağmen güvenlik ve sivil barış alanında somut adımlar atmadı; özellikle Alevilere yönelik kaçırılma olaylarında adil ve şeffaf davranmadı.
“Hükümetin yeterli müdahalede bulunmaması, faillerin cesaretlenmesine ve toplumda güvensizlik hissinin artmasına neden oluyor. Bu tablo içinde Alevi çoğunluklu bölgelerde kadınlar, güvenlik endişesi nedeniyle kamusal alanda daha az görünür hale geliyor ve kendilerini daha savunmasız hissediyor.”
ALEVİ KADIN VE KIZ ÇOCUKLARININ KAÇIRILMASI
Af Örgütü: Suriyeli yetkililer etkili soruşturma yürütmedi
28 Temmuz 2025
“Haftada en az iki kaçırma vakası yaşanıyor”
Suriye’de artan kaçırma olaylarını yakından takip eden ve gündeme taşıyan isimler var. Onlardan biri de Suriyeli gazeteci ve feminist Huda Abonabout.
Gazeteci Abonabout, Syria News haber sitesinde sorumlusu olduğu ‘Şikâyet Hattı’ üzerinden aylardır kadın kaçırma olaylarını yakından takip ediyor.
bianet’e konuşan Abonabout, son bir ay içinde kaçırma olaylarının yoğunlaştığını ve Lazkiye, Tartus, Humus gibi Alevilerin yoğunlukta yaşadığı bölgelerde haftada en az iki kaçırma vakası yaşandığını söyledi.
Abonabout, “Birleşmiş Milletler ve Uluslararası Af Örgütü yaklaşık 40 olayı kayda geçirdiklerini belirtiyorlar; ancak yerel kaynaklar ve Suriyeli hak örgütlerinin verilerine göre bu sayı 100’e kadar ulaşabiliyor. Ayrıca her geçen gün artıyor,” dedi. Bazı durumlarda, kaçırılan kadınların isimleri gündeme geldiğinde birkaç gün içinde serbest bırakıldıklarına dikkat çeken Abonabout, “Gündemde yer alan kaçırma vakaları sayesinde son bir ay içinde 4-5 kadın serbest bırakıldı,” diye ekledi.
BM UZMANLARI UYARDI
Suriye’de Alevi kadın ve kız çocuklarına hedefli saldırı kampanyası
25 Temmuz 2025
“Kadınlar ve aileleri konuşmamaları için tehdit ediliyor”
Gazeteci Huda Abonabout, ‘Şikâyet Hattı’ üzerinden 30 vaka tespit ettiklerini belirtti. Ayrıca serbest bırakılan kadınlarla iletişim kurup olayların ayrıntılarını öğrenmeye çalıştıklarında hiçbirinden yanıt alamadıklarını, kadınların ve ailelerinin konuşmamaları için tehditlere maruz kaldıklarını vurguladı.
Kaçırılmaların bir kısmının fidye amacıyla, bir kısmının zorla evlendirme için, bir kısmının ise mezhepsel saiklerle gerçekleştirildiğini belirten Abonabout, “Bir kesim, Alevi kadınları kaçırmanın dini bir görev olduğuna inanıyor. Onlara göre Aleviler ‘kâfir’, bu nedenle kadınlarını kaçırmak mubahtır,” diyor.
*Huda Abonabout. (Fotoğraf: Abonabout’un kişisel arşivi)
Suriye Kadın İnisiyatifi’nin raporu: Uluslararası toplum sessiz
30 Haziran 2025
“Kaçırmalar, gündüz vakti ve işlek alanlarda gerçekleşiyor”
Abonabout, kaçırma olaylarının çoğunun emniyet güçlerinin kontrol noktalarının yoğun olduğu bölgelerde yaşandığına dikkat çekti.
Mart ayında yaşanan katliamların ardından Alevilerin çok daha temkinli davrandığını, gün batımından sonra neredeyse kimsenin dışarı çıkmadığını söyleyen Abonabout, kaçırma vakalarının gündüz vakti ve işlek alanlarda yaşandığını belirtti:
“Emniyet güçlerinin bu kadar yoğun olduğu bölgelerde failler bu cesareti nereden buluyor? Kaçırılan mağdurları şehir içinde taşıdıklarını gördük. Bu kadar kontrol noktasından sorunsuz nasıl geçebiliyorlar? Nasıl bu kadar rahat hareket edebiliyorlar? Bu büyük bir soru işareti.”
ALEVİ KATLİAMINI SORUŞTURAN KOMİTEDEN TARTIŞMALI RAPOR
„Suriye halkının çocuklarını kimin öldürdüğünü öğrenme hakkı yok mu?“
25 Temmuz 2025
“Hükümetin yaklaşımı ‘deve kuşu’ misali”
Huda Abonabout’a göre Şam yönetimi, bu konuda bir “inkâr politikası ve algı yönetimi” yürütüyor.
Aylardır devam eden kaçırma olaylarına rağmen herhangi bir güvenlik önlemi ya da caydırıcı bir adli süreç yürütülmediğini belirten Abonabout, hükümetin yaklaşımını “deve kuşu misali” olarak tanımlıyor:
“Kafanı kuma gömünce olay yok olmuyor. Ayrıca ortada büyük bir çelişki var. Hükümet temsilcileri kaçırma olaylarını yalanlıyor; ancak diğer yandan bazı kaçırılan kadınlar döndüğünde yanlarında emniyet güçlerini görüyoruz. Emniyet güçlerini kurtarıcı kahraman olarak gösteriyorlar.”
“Hepimiz tehdit altındayız”
Abonabout, yetkililerin kaçırma olaylarındaki yürüttüğü ‘algı yönetimi’ne ilişkin “Kadınları kendi iradesiyle kaçmış ya da sevgilisine gitmiş gibi göstererek kaçırma vakalarını gölgeliyorlar ve mağdur kadınları zan altında bırakarak toplumun empati duygusunu zayıflatıyorlar,” dedi ve ekledi: “Kadınların gerçekte neler yaşadıklarını, nasıl ve kim tarafından kaçırıldıklarını, ne şartlarda kurtulduklarını ve faillerin tutuklanıp tutuklanmadığını hiçbir zaman öğrenemedik.”
Abonabout, yönetimin bu yaklaşımını oldukça tehlikeli buluyor. Ona göre bu tutum, bir yandan failleri cesaretlendirirken öte yandan kadınların, çocukların ve toplumun farklı kesimlerinin kendilerini güvensiz ve korunmasız hissetmesine neden oluyor: “Hepimiz tehdit altındayız. Bugün susanların yarın başına gelecek. Bu olayları ifşa etmek ve insanların sesini duyurmak hepimizin görevidir.”
Syria News hakkında
Syria News haber sitesi, 2004 yılında Suriye’de kurulan bağımsız ulusal bir haber platformu ve ülkenin ilk dijital gazetesi olarak biliniyor.
2011’e kadar ifade özgürlüğünün son derece kısıtlı, basının ise istihbaratın sıkı denetimi altında olmasına rağmen hak odaklı ve eleştirel habercilik yapan az sayıdaki mecradan biri oldu. 2011’den sonra güvenlik tehdidi nedeniyle ekibin büyük bir bölümü Suriye’den göç etmek zorunda kaldı. Site, kurulduğu tarihten bu yana faaliyetini sürdürüyor.
(ANB/VC)