Close Menu
  • Начало
  • Анализи
  • Икономика
  • Новини
  • Политика
  • Спорт
  • Финанси
  • Още
    • Жени
    • Права и общество
    • Технологии
    • Лайфстайл
    • Общество
Facebook X (Twitter) Instagram
Facebook X (Twitter) Instagram
Haber.bgHaber.bg
  • Начало
  • Анализи
  • Икономика
  • Новини
  • Политика
  • Спорт
  • Финанси
  • Още
    • Жени
    • Права и общество
    • Технологии
    • Лайфстайл
    • Общество
Haber.bgHaber.bg
Начало » Няма закон и етика…

Няма закон и етика…

август 17, 2025 Права и общество
Share
Facebook Twitter LinkedIn Pinterest Email
BG Прочети на български TR Прочети на турски

Son haberler parti değiştirme haliyle ilgili…
İkinci hal ise haber değil ve tutuklamanın devamında verilen kararlarla ilgili bir sorun…
Bir siyasi partiden başka bir siyasi partiye geçen kişiler hakkındaki haberler toplumun ilgisini çeker. Siyasetçilerin partiden partiye geçişleri kamuoyunda tepki ile karşılaşır. Katılmanın gerçekleştiği siyasi parti için bu durum başarıdır ve övgüyle karşılanır. Siyasetçiler toplumun kaderini etkilerler. Siyasetçiler, halka hesap vermek zorunda olanlardır. Çünkü siyaset ahlaki bir eylemdir. Siyasetçi; eylemlerinin önceden öngörülebilen sonuçları bakımından hesap verebilen sorumluk sahibidirler.  
Sadece iktidardan hoşlananlar ve bunun için gösterişli eylemlerde bulunanlar ve “iktidara tapanlar” yozlaşmanın örnekleridir. Az gelişmiş ülkelerde yoksulluk, ekonomik bozukluk kadar “yozlaşma” aynı oranda sorundur. Yoksulluk ve yozlaşmanın yaşandığı bir yürütme/yasamada ayrıca etik kurallar da bir o kadar etkilenir…
Ahlak ve etik kurallardan etkilenen yasama ve yürütme organı yanında yargının da etkilendiği etik ilkeler yok mudur? Vardır! Ne zaman ortaya çıkar? Ne zaman toplumu etkiler?
Yargıtay tarafından kabul edilmiş olan Yargıtay Yargı Etiği İlkeleri’nin Başlangıç bölümünde; “Mahkemelerin, anayasal düzeni ve hukukun üstünlüğünü yaşatma ve yüceltme görevini yerine getirebilmeleri için, yetkin, bağımsız ve tarafsız yargının var olması zorunlu” görülmüştür. Bu yüzden “Hâkimlerin bireysel ve kurumsal olarak, hâkimlik görevini halkın emaneti olarak görmeleri, saygı duymaları ve halkın yargı sistemine güvenini yükseltmek ve sürdürmek için ellerinden gelen en yüksek çabayı göstermeleri zorunlu” kabul edilmiştir.  
Yargıda Şeffaflığa İlişkin İstanbul Bildirgesi ile Birleşmiş Milletler Ekonomik ve Sosyal Konseyi, 27 Temmuz 2006 tarihli ve 2006/23 sayılı kararıyla, yargı kurumlarının Bangalor Yargı Etiği İlkeleri’ni dikkate almaları istenmiştir.
O halde hakimlerin uymak zorunda oldukları “etik ilkeler” vardır, uyulmalıdır.
Tutukluluk ve devamı hakkında verilmiş kararlar bakımından etik ilkeler uygulanıyor mu?
Hapishaneler, tıka basa tutuklularla dolu… Tutukluluk halleri 30 gün içinde yargıda inceleniyor. Bu incelemede şüphelinin tutukluluk halinin kaldırılması gerekirse, sulh ceza yargıcı tahliye kararı veriyor… Eğer tutukluluk halinin devamına karar verilirse bu karara itiraz etmek mümkün… Ancak tutukluluk halinin devamına dair kararlar birbirinin aynısı ve bir diğer deyişle basmakalıp…
Şöyle deniyor kararlarda; “Şüphelilerin üzerine atılı suçun vasıf ve mahiyeti, mevcut delil durumu, ve delillerin henüz toplanmamış olması, atılı suçun yasada ön görülen cezasının alt ve üst sınırı, Şüphelilerin üzerine atılı suçu işlediğine ilişkin kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren somut delillerin oluşu, bu aşamada adli kontrol hükümlerinin uygulanmasının yetersiz kalacağı, suçun sabit görülmesi halinde verilmesi muhtemel ceza veya güvenlik tedbirleriyle tutuklama tedbirinin ölçülü olduğu, soruşturma konusu suçun işleniş şekli itibariyle ağırlığı ve önemi dikkate alındığında, bu suretle Şüphelilerin tutukluluk halinin sonlandırılmasını gerektirecek nitelikte yeni bir delilin bulunmadığı, tutuklama nedenlerinin ortadan kalkmadığı anlaşıldığından…” şüphelilerin tutukluluk hallerinin devamına karar veriliyor…  
Bu tür “tutukluluk inceleme” kararları birbirine çok benziyor. Önceki tutuklama kararının tekrarı ve/veya benzer cümlelerle tekrarın tekrarına dayalı kararlar, sürekli tekrarlanıyor…
İtiraz sonucu değiştirmiyor. Sulh Ceza Hakimlik kararı “usul ve yasa hükümlerine” uygun görüldüğünden Asliye Ceza Mahkemeleri itirazları reddediyor…
Sözün özü; tutukluluk incelemelerinden ve itirazlardan çıkan bir sonuç yok…
Artık idari pratik haline dönüşmüş durumda ve sonuç alınamayan etkisiz yargı işlemlerinden ibaret…Tutukluluk incelemelerinde tahliye edilen yok…İtiraz edildiğinde şüphelilerin tahliye edildiğine dair bir örnek yok! Ne AYM ne AİHM kararları ne kanun dikkate alınmıyor…
Yargıya erişim ve adil yargılanma hakkı yok… Yargıya güven yok!
Yargıya güven eksik ve etik yok, etik yokluğundan güven eksikliği daha çok!
AYM, AİHM kararlarına yaptığı atıflarla Hüda Kaya (Başvuru Numarası: 2023/102251 Karar Tarihi: 25/2/2025) hakkındaki Genel Kurul kararı “tutuklama” hakkındadır ve aşağıdaki gibi şöyle özetlenebilir…
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) ilk tutuklama kararından itibaren suçun işlendiğine dair makul şüphenin varlığı yanında tutuklamaya ilişkin nedenlerin bulunduğunun ilgili ve yeterli gerekçelerle ortaya konması gerekir (Buzadji/Moldova, ([BD], B. No: 23755/07, 5/7/2016).
Tutukluluk hâlinin devamı bakımından olmazsa olmaz (sine qua non) bir şart olduğuna vurgu yapılan tespite göre; şüpheli yakalanıp tutuklandıktan sonra kişinin tutukluluk halinin devamına gerek olup olmadığına dair incelemede; “makul şüphenin devam etmesi” koşulunun yeterli olup olmadığı yeniden değerlendirilmelidir. AİHM’si, adli makamların tutukluluğun devamı bakımından tutukluluğun “meşrulaştırılması” için yeterli ve ilgili başka gerekçeler de ileri sürmesi gerektiğine dikkat çekmektedir (Merabishvili/Gürcistan [BD], B. No: 72508/13, 28/11/2017, § 222).
AİHM’e göre “tutukluluk hali veya devamı” bakımından kaçma, tanıklar üzerinde baskı kurma veya delil unsurlarını değiştirme, yeniden suç işleme, kamu düzenini bozma gibi risklerin varlığının gerektiği şekilde tespit edilmesi gerekir. Adli makamların bu bağlamdaki gerekçesinin soyut, genel veya basmakalıp bir şekilde olmaması gerekir (Merabishvili/Gürcistan, § 222).
Bu yönüyle kaçma riskinin değerlendirilmesinde kişinin karakteri, ahlaki durumu, ikametgâhı, mesleği, mal varlığı, aile bağları, tutukluluğa karşı gösterdiği tepki, başka bir ülkeye gerçekten kaçmayı planlayıp planlamadığı, kaçmayı planladığı ülkeyle veya uluslararası bağlantıları gibi hususlar dikkate alınmalıdır (Becciev/Moldova, B. No: 9190/03, 4/1/2006, Buzadji/Moldova § 90).
Ayrıca cezanın ağırlığı kaçma riskinin değerlendirilmesinde dikkate alınacak bir unsur olsa da tek başına tutukluluk hâlinin uzun süreler boyunca uzatılması durumunu haklı kılmaz (Idalov/Rusya [BD], B. No: 5826/03, 22/5/2012, Garycki/Polonya, B. No: 14348/02, 6/2/2007,). Delilleri değiştirme riskine veya sanığın yargılanmasının gereken şekilde yürütülmesinin engellemesi tehlikesine karşı ortaya çıkan bu durum olgusal delil unsurlarıyla desteklenmelidir (Becciev/Moldova, § 59).
Avukatın müvekkilinin tutukluluğunun hukuka uygunluğuna ilişkin etkili bir itiraz sunabilmesi için temel önem taşıyan dosyadaki belgelere erişiminin reddedilmesi hâlinde silahların eşitliği ilkesine uyulmamış olacaktır (Yüksekdağ Şenoğlu ve diğerleri/Türkiye, § 576). AİHM bir tutuklunun veya avukatının soruşturma dosyasına erişim hakkına getirilen herhangi bir kısıtlama, önemli kamu düzeni amaçları ışığında kesinlikle gerekli olmalıdır.
Önemli bir kamu yararının bulunduğunun tam olarak kanıtlandığı varsayılsa bile, soruşturma dosyasına erişimin kısıtlanmasının savunmaya getirdiği her türlü zorlukların adli makamlar önünde görülen yargılama ile yeterince telafi edilmesi gerekmektedir (Yüksekdağ Şenoğlu ve diğerleri/Türkiye, § 577).
AİHM basmakalıp ifadelerle kaleme alınan ve ifadeleri tekrar eden bu türden bir gerekçenin hiçbir durumda, soruşturma dosyasındaki belgelerin görülmesinin yasaklanmasını haklı göstermek için yeterli olarak değerlendirilemeyeceği kanaatindedir.
AİHM hükümet tarafından verilen yanıtlar için “soruşturma dosyasına erişimi kısıtlama tedbirleri nedeniyle başvurucuların savunma hakkında meydana gelen zorlukların adli makamlar önünde görülen yargılama ile yeterince telafi edildiğini dahi iddia etmediğini” gözlemlemiştir. AİHM bu gerekçelerle Sözleşme’nin 5. maddesinin (4) numaralı fıkrasının ihlal edildiğine karar vermiştir (Yüksekdağ Şenoğlu ve diğerleri/Türkiye, §§ 580-584).
Tutuklamanın hukukiliğinin incelenmesinde dikkate alınacak genel ilkeler vardır.
5271 sayılı Kanun’un 100. maddesi gereğince uygulanan tutuklama tedbirinin kanuni dayanağının var olduğunu kabul eden AYM ve AİHM’si; kanuni dayanağı bulunduğu anlaşılan tutuklama tedbirinin meşru bir amacı olup olmadığı ve ölçülülüğü incelenmeden önce tutuklamanın ön koşulu olan suçun işlendiğine dair kuvvetli belirtinin bulunup bulunmadığının değerlendirilmesi gerekir. Bu değerlendirme yapılırken; suç işlediğine dair kuvvetli belirtiler ortaya konulmadan tutuklama tedbirinin uygulanması kişi hürriyeti ve güvenliği hakkına ilişkin olarak Anayasa’nın 19. Maddesinde yer alan güvencelere aykırıdır.
Anayasa’nın 19. Maddesine göre hürriyeti kısıtlanan kişi, kısa sürede durumu hakkında karar verilmesini ve bu kısıtlamanın kanuna aykırılığı hâlinde hemen serbest bırakılmasını sağlamak amacıyla yetkili bir yargı merciine başvurma hakkına sahiptir. Buna göre adil yargılanma hakkının bütün güvencelerini sağlamak mümkün değil ise de iddia edilen tutmanın koşullarına uygun somut güvenceler yargısal nitelikli bir kararla sağlanmalıdır (AYM Süleyman Bağrıyanık ve diğerleri, § 250).
Tutuklu yargılamalarda kişinin bir suç işlediğine dair kuvvetli şüphenin devam etmesi tutukluluk hâlinin devamının hukuka uygunluğu için olmazsa olmaz bir koşul olduğundan tutuklu kişiye kendisine karşı yöneltilen suçlamalara neden olan unsurlara itiraz etme yönünde gerçek bir fırsat sunulmadır. Bu husus kişinin -veya müdafinin- soruşturma dosyasındaki belgelere erişebilmesini gerektirebilir.
AYM’nin görüşüne göre; tutuklu kişinin soruşturma dosyasındaki bilgi ve belgelere, delillere sınırsız erişim hakkı yoktur ve/veya olmayabilir. Üçüncü kişilerin temel haklarını korumak, kamu menfaatini gözetmek, adli makamların soruşturma yaparken başvurdukları yöntemleri güvence altına almak, şüphelilerin delilleri değiştirmelerini ve soruşturmanın selametine zarar vermelerini engellemek, adli makamların bazı soruşturma yöntemlerini gizli tutmak gibi amaçlarla veya soruşturma dosyasında devletin gizli kalması gereken belgelerinin ya da gizli örgüt yazışmaları gibi bilgilerin olması durumunda soruşturma aşamasında delillere erişim yönünden kısıtlama getirilmesi gerekebilir. Ancak dosyaya erişim hakkına getirilecek kısıtlama, söz konusu amaçlar ışığında kesinlikle gerekli olmalıdır  (bkz. Süleyman Bağrıyanık ve diğerleri, § 254).
AYM Hüda Kaya Başvurusunda ayrıca şu görüşe yer vermiştir: “Bu bağlamda soruşturma makamlarınca söz konusu kısıtlamanın öngörülen amaçlar ışığında kesinlikle gerekli olduğu yeterli bir gerekçeyle ortaya konulmalıdır. Soruşturma dosyasına erişimin kısıtlanmasını gerektiren bir durumun olması hâlinde bile soruşturma dosyasına erişimin kısıtlanmasının savunmaya getirdiği zorluklar yeterince telafi edilmelidir. Bu kapsamda silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkelerine riayet edilmelidir. Silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkeleri uyarınca, tutuklamaya neden olan ve tutuklamanın hukukiliğinin tartışılması bakımından temel oluşturacak deliller tutuklu kişi tarafından incelenebilmelidir.”
Anayasa Mahkemesi böyle kararlar verdiği halde, yargıda etik ilkeler neye yarıyor?
Yoksulluk, yolsuzluk ortamında bile siyasetçilerin topluma karşı sorumluluğu tartışılıyor. Tutukluluk halinin devamına dair verilen kararların birbirine bu denli benzemesi her şeyin önceden hazır olduğu izlenimi yaratıyor ve özgürlüklerin baskılanması toplumu sarsıyor…
Yargıtay Yargı Etik İlkelerine göre yargı bağımsızlığı, hukukun üstünlüğünün ön şartı ve adil yargılanmanın temel güvencesidir.
Sözün özü; kararı etkilemeye yönelik her türlü girişimi reddetmesi gereken hakim, yargısal davranışını ve muhakemesini uygunsuz biçimde etkilenmesine asla izin vermez. Karara bağlayacağı ihtilafın taraflarına karşı bağımsızlığını korur. Hâkim, yasama ve yürütme erkleriyle uygunsuz ilişkilerden ve bu organların etkisinden uzaktır; aynı zamanda, makul bir kişinin gözünde, bu türden ilişki ve etkilerden uzak olduğunu gösterir. “Hâkim, hangi kişiden veya hangi nedenle gelirse gelsin, doğrudan veya dolaylı her türlü dış etki, teşvik, baskı, tehdit veya müdahaleden uzak, hukuku kendi vicdani kanaatine uygun olarak ve somut gerçeklere ilişkin kendi değerlendirmesine dayanarak, yargı görevini bağımsız olarak yerine getirir.”
Etik ilkelerden hiçbirisi suya yazılmadı! 
Sonucunu sadece sizin bildiğiniz ama diğer tarafların sonucu bildiğinizi bilmediği açık yargılama sonunda verilmiş kararlarla yargı görevi yerine getirilmiş sayılır mı?    
Yargıya güvenmek hiç kolay değil! Güvensizliğin hakim olduğu düzen adil olamaz.
Hukuksuzluk durmuyor! Güven yitiren yargının hukukunda etik ilkeler bile yok artık!
(Fİ/HA)

Вижте още

Разхищението и разточителството започват още на полето

Права и общество август 17, 20255 Mins Read

Кюрдският език отслабва между поколенията, исканията за образование на майчин език се увеличават

Права и общество август 17, 20253 Mins Read

Mücahit Birinci подаде оставка от ПСР, след като беше сезиран за дисциплинарни нарушения

Права и общество август 17, 20251 Min Read

Mücahit Birinci е предаден на дисциплинарна комисия за окончателно уволнение в ПСР

Права и общество август 17, 20251 Min Read

Дали Диянетът не си присвоява правата на жените, когато казва „право на слугата“?

Права и общество август 16, 20256 Mins Read

Литургията в манастира Сумела ще се проведе на 23 август

Права и общество август 16, 20252 Mins Read

Живот, запомнен с борбата си: Харун Карадениз по повод 50-годишнината от рождението му

Права и общество август 16, 20253 Mins Read

„Fosforlu Cevriye“ е в Харбийе

Права и общество август 16, 20254 Mins Read

Сектантските нападения в Сирия обхванаха и университетите: Друзски студент е изключен от училище

Права и общество август 16, 20255 Mins Read

Тръмп и Путин се срещат в Аляска, започват преговори

Права и общество август 15, 20252 Mins Read
Още новини
Новини

Отравяне с въглероден оксид в палатка: Двойка почина

август 17, 2025
Новини

Метеорология: Гръмотевични бури се очакват в три провинции, буря се очаква в Западното Средиземноморие

август 17, 2025
Финанси

Çetin Ünsalan пише: „Въпреки че определението за МСП се е променило…

август 17, 2025
Новини

Началникът на израелския щаб одобрява план за инвазия в Газа

август 17, 2025
Новини

Огузан Далгакиран, издател, известен като „Jrokez“, умира

август 17, 2025
Икономика

Beşiktaş започна лигата с победа

август 17, 2025
Икономика

Началникът на израелския щаб одобрява план за нахлуване в Газа

август 17, 2025
Икономика

Председателят на DTO Угур Ердоган: Много е трудно да се завърти колелото, без да се съкращават работници

август 17, 2025
Икономика

Мобилизация „Не изхвърляй“ от Opet: Един боклук, една гора, едно бъдеще

август 17, 2025
Икономика

Ерата на „роботизираните“ транзакции в областта на финансите е в разгара си

август 17, 2025
1 2 3 … 1 085 Next
Facebook X (Twitter) Instagram Pinterest
  • Начало
  • Анализи
  • Икономика
  • Новини
  • Политика
  • Спорт
  • Финанси
  • Още
    • Жени
    • Права и общество
    • Технологии
    • Лайфстайл
    • Общество
© 2025 ThemeSphere. Designed by ThemeSphere.

Type above and press Enter to search. Press Esc to cancel.