6 Şubat 2023 Türkiye-Suriye depremlerinin en çok etkilediği illerden biri Hatay oldu.
Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı’nın 2023 Kahramanmaraş ve Hatay Depremleri Raporu’na göre Hatay’da deprem sonrasında “acil yıkılacak, ağır hasarlı, yıkık” kategorilerinde toplam 215 bin 255 konut yer aldı. Raporda “orta hasarlı” konutların sayısı 25 bin 957 olurken “az hasarlı” konut sayısı 189 bin 317 olarak açıklandı.
Depremin üzerinden iki yılı aşkın bir süre geçmesine rağmen çoğu konut projesi henüz tamamlanmış durumda değil.
Hatay’da bulunduğu mahalleden kopmak istemeyen çoğu insan “yerinde dönüşüm projesine” başvuruyor.
Yerinde dönüşüm projeleri, müteahhitlere ve şirketlere göre tamamlanma süresi ve dönüşümün fiyatı açısından farklılık gösteriyor. Yapılan işlerin standartları da yurttaşlar tarafından bilinmiyor.
Yerinde dönüşüm, depremde yıkılan veya ağır hasar gören binaların, ev sahiplerinin talebiyle, aynı parsel üzerinde depreme dayanıklı şekilde tekrar yapılması. Ama bu projeler yalnızca “risk taşımadığı için imara kapatılmayan bölgelerdeki hasar almış yapıların dönüşümünü” kapsıyor.
Yerinde dönüşüm projesinin uygulanabilmesi için maliklerin hisseleri oranında salt çoğunluğun bir müteahhitle anlaşması gerekiyor. Anlaşmanın sağlanması halinde yerinde dönüşüm projesi uygulamaları başlıyor. Yerinde dönüşüm projelerinde devlet, her konut için konut sahibine 750 bin TL hibe ve 750 bin TL kredi veriyor. İşyerleri için bu, 400 bin TL kredi ve 400 bin TL hibe olurken ahırlı köy konutları için ise 750 bin TL hibe ve 1 milyon TL kredi veriliyor.
DEPREMİN BİRİNCİ YILINDA HATAY
Yeniden inşa: Hayaller ve gerçekler
5 Şubat 2024
Destekler yetersiz
Ancak verilen hibe ve krediler, çoğu zaman müteahhitlerin dönüşüm için konut sahiplerinden talep ettiği parayı karşılamıyor. Bir apartman binasında salt çoğunluk, yerinde dönüşüm kararı aldıysa tüm kat sahipleri yerinde dönüşüm için kendi konutlarının payını vermek zorunda.
Yerinde dönüşüm projesine başvuran Hataylı yurttaşlar süreci bianet’e anlattı.
İsmini vermek istemeyen ve Defne’de yaşayan bir yurttaş, devletin verdiği kredi ve hibenin, müteahhitin istediği paranın bir kısmını karşıladığını söyleyerek, yaşadıkları güçlüklere dair şunları dedi:
“Dairemiz deprem zamanında yıkıldı. Apartmanın çoğunluğunun kabul etmesiyle birlikte yerinde dönüşüm projesi onaylanmış oldu. Bunun sonucunda apartman sakinleri olarak bir müteahhitle anlaştık. Şu anda Defne ve Samandağ bölgesindeki çoğu insan yerinde dönüşüm projesini uyguluyor. Devletin verdiği kredi ve hibe, müteahhitin istediği paranın bir kısmını karşılıyor. Mesela bizim dairemiz için 800 bin TL ekstra ödeme yapmamız gerekiyor. Ödeme yapmayı reddetme şansımız yok. Apartmanda yerinde dönüşüm için imza atmayan biri olursa; ama çoğunluğa göre yerinde dönüşüm kararı alınırsa o kişi de bu parayı ödemek zorunda.
“Ödeyemeyecek durumda olanlar varsa dairelerini devlete satmak zorundalar. Devlet, dairenin metrekaresine göre bir rayiç bedel belirliyor. Genelde bu bedel çok düşük; ama konut sahibinin söz hakkı olmuyor. Dönüşüm için gerekli ödemeyi yapmadığı takdirde devlet konut sahibine sormaksızın o konutu kendi belirlediği rayiç bedelden satın alma hakkına sahip oluyor.”
Fotoğraf: bianet
“Cebimizden 1 milyon TL ödememiz gerekiyor”
Bir diğer Hataylı yurttaşın anlattıkları ise şöyle:
“Ben Samandağ’da yaşıyorum, apartmanımız için yerinde dönüşüm projesine başvurduk. Henüz temel yeni atılıyor. Depremin üzerinden iki seneden fazla geçti, biz şu an kendi bahçemizdeki bir konteynerde kalıyoruz. Müteahhitle imzaladığımız sözleşmeyi başlangıç tarihi olarak belirleyerek müteahhite 18 ay vakit tanıyan bir sözleşme imzaladık. 18 ayda binanın teslim edilmesi planlanıyor, ben buna inanmıyorum. O 18 ayda teslim gerçekleşmezse yine bir yol bulunur da süre uzatılır gibi geliyor bana.
“Dönüşüm için bizim apartmanda daire başı 2 milyon 500 bin TL ödeniyor. 1 milyon 500 bin TL lik kısım hibe ve kredi kısmı. Krediyi de 2 sene sonra ödemeye başlayacağız. Anahtar teslimine kadar da kendi cebimizden 1 milyon TL ödememiz gerekiyor. Bu ödemeyi taksitlerle yapıyoruz ama halihazırda çoğu insan işini, kazancını kaybetmiş durumda. İstenen paralar da çok büyük paralar, elde avuçta az buçuk birikim varsa oradan çıkarmaya çalışıyor insanlar. Ödemekten başka çaremiz ise yok.” (ŞM/TY)