Fransa’nın başkenti Paris’te bulunan ve dünyanın en çok ziyaret edilen müzelerinden biri olan Louvre’da, dün (19 Ekim) büyük bir soygun gerçekleşti.
Hırsızlar, sepetli vinç kullanarak müzenin cephesine tırmandı, pencereyi zorlayarak içeri girdi, vitrinleri kırdı ve Napolyon dönemine ait mücevherlerle kaçtı.
Müze açıldıktan yaklaşık yarım saat sonra, ziyaretçilerin içeride bulunduğu sırada yaşanan olay, son yılların en dikkat çekici müze hırsızlıklarından biri olarak değerlendiriliyor.
Associated Press’te (AP) yer alan habere göre Fransa Kültür Bakanı Rachida Dati, soygunu “profesyonelce planlanmış dört dakikalık bir operasyon” olarak tanımladı.
Olay, müze güvenliğine ilişkin mevcut uygulamaların yeniden değerlendirilmesi gerektiğine dair tartışmaları da yeniden gündeme getirdi.
Sayıştay’ın ön raporunda, soygunun gerçekleştiği müzenin Apollon Galerisi’nin bulunduğu Denon bölümündeki salonların üçte birinde hiçbir güvenlik kamerası olmadığı belirtildi.
Müzeye son beş yılda yalnızca 138 kamera yerleştirildiği bildirilen raporda, yıllık 323 milyon euroluk işletme bütçesine rağmen müze yönetiminin ihtiyaçlara yönelik yeterli taahhütlerde bulunmadığına dikkat çekildi.
Toplamda sekiz parçalık mücevher çalındı
İçişleri Bakanı Laurent Nunez, soygunun hedefinin Fransız Kraliyet Mücevherleri’nin sergilendiği Apollon Galerisi olduğunu belirtti. Burada “Regent”, “Sancy” ve “Hortensia” gibi ünlü elmaslar da yer alıyor.
Nunez’in açıklamasına göre, dört kişi oldukları tahmin edilen hırsızlar iki vitrini kırdıktan sonra motosikletlerle olay yerinden kaçtı. Kimsenin yaralanmadığı olayda, alarmın devreye girmesiyle güvenlik görevlileri odaya ulaşsa da hırsızlar çoktan uzaklaşmıştı.
Yetkililer, toplam sekiz parçalık mücevherin çalındığını açıkladı. Çalınan eserler arasında 19. yüzyıl Fransız kraliçeleri Marie-Amélie ve Hortense’ye ait safir taç, kolye ve tek küpe; Napolyon Bonapart’ın ikinci eşi İmparatoriçe Marie-Louise’in zümrüt seti, bir relik broş ile İmparatoriçe Eugénie’ye ait taç ve fiyonk biçimli broş bulunuyor.
Nunez, olayın “büyük çaplı bir hırsızlık” olduğunu belirterek Louvre’daki güvenlik önlemlerinin son yıllarda güçlendirildiğini; ancak müzenin planlanan yenileme süreci kapsamında bu önlemlerin daha da artırılacağını söyledi.
Eserlerin bulunması zor
Olayın ardından müze ziyaretçilere kapatıldı.
Polis, Seine boyunca yolları trafiğe kapatarak adli inceleme başlattı ve hırsızların içeriden yardım alıp almadığını araştırıyor.
Yetkililer, olay yerinde incelemelerin sürdüğünü, güvenlik kameralarının değerlendirildiğini ve koleksiyona ait tam envanterin çıkarıldığını açıkladı. Çalınan mücevherlerin “tarihi açıdan paha biçilemez” değerde olduğu belirtildi.
Uzmanlar ise eserlerin bulunmasının zor olduğunu belirtiyor. 77 Diamonds şirketi yöneticisi Tobias Kormind, “Bu tür profesyonel ekipler genellikle büyük ve tanınabilir mücevherleri yeniden kesip küçülterek izlerini siler; bu da eserlerin tamamen kaybolmasına neden olur,” dedi.
Louvre’un hırsızlık geçmişi
Müzelerde gündüz saatlerinde, ziyaretçilere açıkken gerçekleşen soygunlar oldukça nadir.
Louvre’da, ziyaretçilerin içeride bulunduğu sırada gerçekleşen soygun, 2019’daki Dresden Yeşil Kubbe (Green Vault) olayına benzer şekilde, yakın dönemde Avrupa’nın en cüretkâr müze hırsızlıklarından biri olarak değerlendiriliyor.
Olay, Louvre’un uzun süredir karşılaştığı bir sorunu da yeniden gündeme getirdi: Artan ziyaretçi yoğunluğu ve yetersiz personel. Müze çalışanları haziran ayında “aşırı kalabalık ve personel eksikliği” gerekçesiyle greve gitmişti.
Sendikalar, kitlesel turizmin çok sayıda odaya az güvenliğin bakmasına neden olduğunu ve müze içindeki inşaat alanları, yükleme bölgeleri ile ziyaretçi akışının kesiştiği noktaların güvenlik açısından zayıf olduğunu ifade ediyor.
Louvre tarihinde daha önce de hırsızlık ve saldırı olayları yaşandı. En bilinen örnek, 1911’de Vincenzo Peruggia tarafından çalınan Mona Lisa’nın iki yıl sonra Floransa’da bulunması oldu.
Müze, bugün Leonardo’nun Mona Lisa’sı, Venüs de Milo, Samothrake’in Zaferi, Hammurabi Yasaları, Delacroix’nun Halka Yol Gösteren Özgürlük tablosu ve Géricault’nun Medusa’nın Salı gibi insanlık tarihinin önemli eserlerine ev sahipliği yapıyor. (TY)