İstanbul 45. Asliye Hukuk Mahkemesi, CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik ve mevcut yönetimin görevden uzaklaştırılmasına, yerlerine geçici bir yönetim atanmasına hükmetti. Ayrıca İl Başkanlığı’na Gürsel Tekin, Zeki Şen, Hasan Babacan, Müjdat Gürbüz ve Erkan Narsap’tan oluşan bir heyeti atadı.
Mahkeme, 196 delegenin tedbiren görevden uzaklaştırılmasına karar verirken mevcut kongre sürecini de durdurdu.
İmamoğlu’ndan Gürsel Tekin’e: Ben ‘CHP’liyim’ diyen bu onursuzluğa alet olmaz
Bugün 13:08
Karar, siyasetçilerin yanı sıra, hukukçular ve insan hakları savunucularının da tepkisini çekti. İstanbul Barosu, „Belediyelerden partilere kayyım rejimiyle demokrasi askıya alınamaz“ derken, Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) İstanbul Şube „CHP İstanbul il yönetimine kayyım atanması, yıllardır süren kayyım siyasetinin devamıdır. Bu kararı kabul etmiyoruz. İrade halkındır gasp edilemez!“ sözleriyle karara tepki gösterdi.
İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi de iktidarın, Kürt illerinde seçilmiş yerel yöneticilere yönelik uygulamaya koyduğu görevden alma ve kayyım atama pratiğini CHP kongreleri üzerinen devam ettiriliğini belirterek şu çağrıyı yaptı:
„Siyasal iktidarı; seçme ve seçilme hakkına saygı duymaya, muhalefet partileri üzerinde yargı eliyle kurduğu baskılara son vermeye, ulusal ve uluslararası sözleşmelerden doğan yükümlülüklerini yerine getirmeye çağırıyoruz.“
„Toplumun iradesini yok sayıldı“
İHD’nin açıklamasının devamında şöyle denildi:
„Bağımsızlık ve tarafsızlığını yitiren, siyasal iktidarla tam uyum içinde çalışan yargı makamları eliyle muhalif kesimler sistematik biçimde siyasal alandan dışlanmaktadır. Seçilmişlerin görevden alınması ve yerlerine kayyım atanması, toplumun iradesini yok sayan, demokratik siyaset zeminini daraltan bir araç haline gelmiştir.“
„Hukuk yoksa sokak var“
„Adına karar denen evraklarla halkın iradesini durdurmaya çabalayanlar bilmeliler ki hukuk yoksa sokak var“ diyen ÇHD tepkisini şöyle sürdürdü:
„CHP İstanbul il kurultayı davasında yönetime kayyım atanması yönündeki ara karar, Türkiye’de uzun yıllardır gerçekleştirilen kayyum siyasetine bir yenisinin eklenmesi ve CHP üzerinden muhalefeti sindirme çabasının bir başka tezahürüdür. CHP İstanbul il örgütünün iradesiyle seçilmiş yönetimin görevden alınması, demokratik siyasete yönelik saldırılara bir yenisini eklemek olmuştur. Yargının bir sopa olarak iktidarın hesapları doğrultusunda kullanılmasını kabul etmiyoruz.“
„Siyaseti dizayn etme girişimi“
İstanbul Barosu’nun uygulamanın demokrasiye vurulmuş ağır ve öldürücü bir darbe olduğunun vurgulandığı açıklama şöyle:
CHP İstanbul İl Örgütüne yönelik hukuk dışı kayyım kararı, yargı yetkisinin kötüye kullanılarak siyaseti dizayn etme girişimidir; bu karar demokrasiyi, seçme ve seçilme hakkını hiçe saymaktadır. Kayyım eliyle halkın demokratik iradesinin yok sayılması, çok sayıda il ve ilçe belediyesinin vesayet altına alınmasıyla zaten yaygın ve sistematik bir uygulama haline gelmiştir. Bu uygulamanın şimdi siyasi parti yönetimlerine de sirayet etmesi, giderek tüm toplumun bir vesayet rejimi altında yönetilmeye başlanması, demokrasiye vurulmuş ağır ve öldürücü bir darbedir.
„Açık bir görev gaspıdır“
Siyasi Partiler Kanunu uyarınca parti kongreleri, ilçe seçim kurulu hakimi gözetiminde yapılır ve süresinde yapılan itirazlar hakim tarafından kesin olarak karara bağlanır. Söz konusu kararlar, yalnızca Anayasa’nın 79. maddesi uyarınca Yüksek Seçim Kurulu tarafından kaldırılabilir. Yüksek Seçim Kurulunun kararları kesindir. Bu çerçevede, asliye hukuk mahkemelerinin verdiği iptal kararları açık bir görev gaspıdır ve yok hükmündedir.
Hukuk dışı yargı kararlarıyla siyasete müdahale edilmesinin ve bu müdahalelerden politik çıkar elde edilmeye çalışılmasının hiçbir toplumsal meşruiyeti yoktur. Bu hukuk dışılığın sorumluluğu, yalnızca bu kararlara imza atan yargı mensuplarında değil, aynı zamanda bu müdahaleyi siyasal amaçlarla kullananlardadır.
Anayasa hatırlatması
İstanbul Barosu olarak hatırlatırız ki “Hiçbir kimse veya organ kaynağını Anayasadan almayan bir devlet yetkisi kullanamaz. (Anayasa md. 6) Egemenlik gaspına karşı Anayasal güvence altındaki hak ve özgürlüklerin, demokrasinin ve halk iradesinin savunulmasına kararlılıkla devam edeceğimizi kamuoyuna saygıyla duyururuz.
(AB)