DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, Bingöl’de gerçekleştirilen halk buluşmasına katıldı. Bakırhan, CHP’nin İmralı ziyareti için üye vermeme kararıyla ilgili „Maalesef kimi siyasi partiler, iktidar karşıtlığını çözüm karşıtlığına dönüştürmeye çalışıyorlar. CHP Kürt meselesini doğru okumalıdır. Bizim beklentimiz CHP’den budur“ dedi. Bakırhan, komisyonun dinlemeleri bırakarak İmralı Cezaevi’nde tutulan Abdullah Öcalan ile görüşmesi gerektiğini dile getirdi.
DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, CHP’nin İmralı ziyaretine katılmama kararını eleştirdi. Bir soru üzerine Bakırhan, „Maalesef kimi siyasi partiler, iktidar karşıtlığını çözüm karşıtlığına dönüştürmeye çalışıyorlar. CHP Kürt meselesini doğru okumalıdır. Bizim beklentimiz CHP’den budur“ dedi.
Erdoğan: Komisyonun en isabetli kararı vereceğine yürekten inanıyorum
19 Kasım 2025
Tuncer Bakırhan, Bingöl’de gerçekleştirilen halk buluşmasına katıldı. Burada konuşan Bakırhan, süreç ve komisyon ile ilgili değerlendirmelerde bulundu.
Bingöl’de Pervin Buldan ile sürece ilişkin bilgi vereceklerini ifade eden Bakırhan, „Çok önemli, çok tarihi bir süreçten geçiyoruz. Yani öyle bir meseleyi konuşuyoruz ki, yüz yıldır bu ülkede isyanlara sebep olan, kanla bastırılmaya sebebiyet veren, bu ülkenin ekonomisini emmiş, bu ülkenin enerjisini tüketmiş bir meseleyi konuşuyoruz. Cumhuriyet kurulurken bu toprakların en asli unsuru olan Kürtlerin meselesini konuşuyoruz“ dedi.
„O masa hukuku oluşturma masasıdır“
Bakırhan, sözlerini şöyle sürdürdü:
„Sizler bütün zulüm politikalarına rağmen durdunuz, direndiniz ve masayı kurdurttunuz. Şimdi bizler de o masada sizin onurlu mücadelenize layık demokratik haklarımızın tanınması için birlikte mücadele edeceğiz. Bilinmeyen dil dedikleri dilimizin özgürleşmesini sağlamak için mücadele edeceğiz. Gençlerin, kadınların bu kadar bereketli bir coğrafyada yaşamalarına rağmen işsizliğini, yoksulluğunu çözmek için masada konuşacağız. Yüz yıldır inkar edilen, reddedilen bir halkın kimliğinin bir hukuka kavuşmasının mücadelesini o masada vereceğiz. Kürt var. Şu ana kadar yok deniliyordu. Ama hukuku yok. İşte Kürt varsa Cumhuriyet Kürdün hukukunu tanıyarak artık demokratikleşmeli. Kürt kimliği artık bir hukuka kavuşmalı. Hukuksuz bir tanınma olur mu? Hukuk olmadan iyi niyetle yüz yıllık bir mesele çözülebilir mi? İşte o masa o hukuku oluşturmanın masasıdır.
Yeter diyoruz. Kars’tan Edirne’ye kadar her karış toprağa kan düştü. Her yürekte sızı var. Yeterince acı biriktirdik. Yeterince gözyaşı biriktirdik. Mahpusların kapısında yeterince sevdiğimiz evlatlarımızın, kardeşlerimizin ne zaman geleceğini beklemek için hasret biriktirdik. Şimdi artık acı biriktirme zamanı değil. Gözyaşı biriktirme zamanı değil. Şimdi hasretleri bitirme, kavuşma, birlikte bu Cumhuriyeti demokratikleştirerek eşit yurttaş olma zamanıdır. Bu sadece Kürtler için değil, Türkiye için de gereklidir. Türkiye Kürt meselesini çözmediği için Ortadoğu’da denklem dışında kaldı. Türkiye Kürt meselesini çözmediği için Batıdaki demokratik değerlere sırtını dövdü. Türkiye bu meseleyi çözmediği için 3 milyar dolara yakın bizim, sizin vergilerinizden oluşan Türkiye’nin bütçe açığının 6 katı bir para harcadı. Sadece Kürt anadilini konuşmasın diye.“
Oylama yapıldı: Komisyon İmralı’ya gidiyor
Bugün 13:45
„Sırtımızda tabut yerine belki demokrasi büyüterek yürüyeceğiz“
Kürt sorununun çözülmesine ilişkin değerlendirmelerde bulunan Bakırhan, şu ifadeleri kullandı:
„Çözülürse asgari ücretle geçinen yurttaşlarımızın alınterinin karşılığını daha fazla almasını sağlayacağız. Bu mesele çözülürse bugün geçim derdi çeken emeklilerin insanca yaşayacakları, torunlarına hediye de alabilecekleri, çoluk çocuğunun eline bakmadan kendi aile ekonomisini çevirecekleri bir ücret almalarını da sağlayacağız. Bu mesele çözülürse çatışmaya, şiddete, silahlanmaya giden Türkiye’nin milyar dolarlarını bu halkın sofrasına akıtacağız. Bu mesele çözülürse en önemlisi annelerin gözyaşı duracak. Sırtımızda tabut yerine belki demokrasi büyüterek yürüyeceğiz. Bu mesele çözülürse bu ülkedeki tekçilik, ırkçılık, yok sayan politikalar bitecek. Bu mesele çözülürse gençlerimiz uyuşturucu batağından kurtulacak. Okuyabileceği, iş bulabileceği, umutlarını büyüten bir zemini birlikte yaratmış olacağız. Bu mesele çözülürse ötekileştirme bitecek. Kürdün artık ötekileştirilmesi bitecek.
Kürt bu topraklarda kimseden hakkı olmayan bir şey istemiyor. Bizim dinimizde de insanlık tarihinde de dil ana sütü kadar helaldir. Biz anne sütümüz kadar helal olan dilimizi istiyoruz. Em zimanê xwe dixwazin. Yani bizim kimsenin anadiliyle bir sorunumuz yok. Türkiye’nin resmi diliyle de bir sorunumuz yok. Biz yok sayılan dilimizin özgürleşmesini istiyoruz. Türkiye’de diğer dillerin özgürleşmesini istiyoruz. İşte bu süreç tam da bunları sağlamanın sürecidir. Eğer bugün Bingöl’de olduğu gibi yüzlerle, binlerle partimize ve bu sürece sahip çıkabilirsek güzel günlere ulaşmak, güzel günlerde birlikte acısız, sızısız, gözyaşısız, ekonomik kaygılar yaşamadan yaşayabileceğimiz bir Türkiye mümkündür.“
„Öcalan ile görüşme zamanıdır“
„Şimdi Meclis’te bir Komisyon kuruldu. Önemlidir, tarihidir. Şu ana kadar da çalışmalarını biraz evet, uzattı ama layıkıyla yerine getirdi. Kürdün de anasını dinledi. Çocuğunu kaybeden Türkün de anasını dinledi. Alevi yurttaşlarımızı da dinledi. Diğer milliyetlerden, inançlardan insanlarımızı da dinledi. Meclis komisyonu dinlemeler konusunda başarılı bir sınav da verdi. Ama artık dinlemeleri bırakıp meselenin özüne, kendisine gelmelidir. Bu meselenin en önemli aktörü olan Sayın Öcalan’la görüşmeye gitme zamanıdır. Sayın Öcalan’ın kendisi öyle önemli bir kapı araladı ki, öyle bir umut yarattı ki biraz buna layık olup Sayın Öcalan’ın yapmaya çalıştığını anlatabilirsek, arkasındaki gücü büyütebilirsek barışa ulaşmamak elde değil. Barışa ulaşmak mümkündür, yakındır. Sayın Öcalan ne diyor? Biz de gittik görüştük. Sayın Öcalan diyor ki: „Biz bu ülkede yaşayan milyonlarca Kürt olarak varız. Bizim hukukumuzu tanıyın. Kardeşse kardeşlik hukuku.“ Biz farklı bir dil kullanıyoruz. Diller özgür olsun. Yerel demokrasi olsun.“
(NÖ)

