Close Menu
  • Начало
  • Анализи
  • Икономика
  • Новини
  • Политика
  • Спорт
  • Финанси
  • Още
    • Жени
    • Права и общество
    • Технологии
    • Лайфстайл
    • Общество
Facebook X (Twitter) Instagram
Facebook X (Twitter) Instagram
Haber.bgHaber.bg
  • Начало
  • Анализи
  • Икономика
  • Новини
  • Политика
  • Спорт
  • Финанси
  • Още
    • Жени
    • Права и общество
    • Технологии
    • Лайфстайл
    • Общество
Haber.bgHaber.bg
Начало » Министърът на здравеопазването прави представяне на бюджета

Министърът на здравеопазването прави представяне на бюджета

ноември 26, 2025 Права и общество
Share
Facebook Twitter LinkedIn Pinterest Email
BG Прочети на български TR Прочети на турски
Преди около пет седмици в тази рубрика направих оценка на законопроекта за бюджета на централното правителство за 2026 г. от гледна точка на планираните източници на приходи и го нарекох "атака срещу класата"...

Yaklaşık beş hafta önce bu köşede 2026 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Yasası Teklifi’ni planlanan gelir kaynakları açısından değerlendirerek, “sınıfa karşı bir saldırı” aracı olduğunu verileriyle ortaya koymuş ve başarılı olabilecek karşı mücadelenin de sınıf mücadelesinin örgütlenebilmesinden geçtiğini paylaşmıştım. Dört hafta önceki yazımda da 2026 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Yasası Teklifi kapsamında Sağlık Bakanlığı bütçesini incelemiş ve merkezi yönetim bütçesinin yüzde 7,8’nin Sağlık Bakanlığı için ayrıldığını ifade ederken, yetersizliğini gösterebilmek için yaptığım hesaplama sonucunda kişi başına düşen pay ile yalnızca 375 adet 200 gramlık ekmek ya da 9,5 kg kıyma ya da 7 adet grip aşısı satın alınabileceğini yazmıştım. O yazıda ayrıca, Bakan’ın yapacağı bütçe sunumunun değerlendirmesini yapacağımın sözünü de vermiştim. Bu yazı dört hafta önce sözünü verdiğim ve 2026 yılı bütçesiyle ilgili üçüncü yazı. Birbirinin devamı olarak da değerlendirilebilir.

2026 yılı bütçe gelirleri
22 Ekim 2025

Yenidoğan yoğun bakım yataklarının mülkiyeti
Sağlık Bakanlığı’nın TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’ndaki 2026 yılı bütçe sunumu, Bakan tarafından 21 Kasım’da yapıldı. Sunumda sayısal olarak paylaşılan verilerin yüzde hesaplamalarını yaparak karşılaştırılabilir ve daha anlaşılabilir olmasını sağlamaya çalıştım. Buna göre, Ekim 2025 tarihi itibarıyla Türkiye’de bulunan toplam 1539 hastanenin yüzde 34’ü, toplam 270 bin 849 olan hastane yatağının da yüzde 19’u özel sektöre aittir. Toplam 111 bin 580 uzman hekimin yüzde 29’u, toplam 334 bin 276 olan hemşire ve ebenin yüzde 13’ü, toplam 850 bin 606 olan “diğer personel”in ise yüzde 33’ü özel sektörde çalışıyor. Ayrıca, toplam 32 bin 762 olan erişkin yoğun bakım yatağının yüzde 26’sı, toplam 13 bin 309 yenidoğan yoğun bakım yatağının da yüzde 50’si özel sektöre aittir. Buna karşın, Sağlık Bakanlığı’nın hastanelerin yüzde 63’üne, hastane yataklarının yüzde 64’üne sahipken, yenidoğan yoğun bakım yataklarının yalnızca yüzde 38’inin sahibi olmasına ilişkin tercihi de dikkat çekiyor.
Sağlık Bakanı’nın yenidoğan yoğum bakım tutumu
Yukarıdaki paragrafta ardı ardına sıraladığım veriler, özel sektörün sahibi olduğu hastane oranı kadar neden hastane yatak oranına, uzman hekim oranına, hemşire ve ebe oranına, erişkin yoğun bakım yatağı oranına sahip olmadığını, yenidoğan yoğun bakım yatağında bu oranın neredeyse 16 puan üzerinde bir mülkiyete sahip olduğunu görünür kılmak içindi. Sağlık Bakanı’nın göreve başlamasından kısa bir süre sonra bir vahşet ve yolsuzluk örneği olarak görünür hale gelen “Yenidoğan Çetesi” vakasındaki hekimlik ve insanlık dışı uygulamaların motivasyon kaynağının devam ettiğini göstermek içindi. Sağlık Bakanlığı bir yıldan fazla süre geçmesine rağmen, sahip olduğu hastane ve hastane yatak oranına yenidoğan yoğun bakım yatağında sahip olmak yönünde yeterli adımı atmadığını görünür hale getirmek içindi. Ekim 2016 tarihinden Temmuz 2024 tarihine kadar İstanbul Sağlık Müdürlüğü görevini yapan Bakan, bu görevdeyken Nisan 2024 tarihinde başlatıldığını kamuoyunun sonradan öğrendiği ve görevinden terfi ederek ayrıldıktan iki ay bile geçmeden patlak veren yolsuzluğun bir daha yaşanmaması, bu hizmetin Sağlık Bakanlığı’na ait hastanelerde gereksinimi karşılayacak sayı ve nitelikte sunulması için neler yaptığına/yapmadığına dikkat çekmek içindi. Sağlık Bakanlığı’na ait yenidoğan yoğun bakım yatağı sayısı bir yılı geçen zaman içinde yalnızca 92 adet artırılmış. Sağlık Bakanlığı’nın 2024 yılında 4 bin 960 olan yenidoğan yoğum bakım yatağı Ekim 2025 tarihinde 5 bin 57 olabilmiş. Sağlık Bakanlığı özel sektörün sahip olduğu hastane sayısının neredeyse 2 katına, hastane yatağının neredeyse 3,5 katına sahipken, özel hastanelerin sahip olduğu yenidoğan yoğum bakım yatağı sayısına bile neden sahip değil? Bunca yaşanmış kötülüğe rağmen, Sağlık Bakanlığı neden bir yıl gibi, sağlık hizmetleri için uzun sayılacak bir zaman diliminde sahibi olduğu yenidoğan yoğun bakım yatak sayısını yüzde 2’nin de altında artırmakla yetindi?

Sağlık Bakanlığı 2026 yılı bütçe teklifi
29 Ekim 2025

Siyasi propaganda
Yenidoğan yoğun bakım yatağının sektörler arasındaki çarpık dağılımına değindikten sonra devam etmek gerekirse, Bakan’ın sunumunda en fazla dikkat çeken iki noktadan ilki Bakan’ın 2025 yılı bütçe sunumunda kullandığı slayt sayısını bu yıl 197’den 263’e çıkarmasıydı. İkincisi ise sanki bir müteahhit edasıyla henüz planlanmış ya da arsası belirlenmiş ya da ihale aşamasındaki ya da inşaatı devam eden ve neredeyse tamamı hastane olan sağlık tesislerinin “tamamlanmış inşaat oranının da üzerine yazılı olduğu” fotoğraflarıyla birlikte sayfalarca verilmiş olması. Bununla birlikte, toplumun sağlık düzeyini yalnızca ülke geneli için ve yıllara göre değişimiyle sınırlı olarak gösteren doğuşta beklenen yaşam süresi, bebek ölüm hızı ve anne ölüm oranı ile ilgili sadece üç slayt kullanılmış. Sunumun bütünü değerlendirildiğinde ne Türkiye’de toplumsal sağlık düzeyi ne de sunulmakta olan sağlık hizmetlerinin ve sağlık emekçilerinin durumu objektif olarak yansıtılmıştır. Tarafsız bir gözle incelendiğinde, Bakan’ın sunumu ve konuşma metni için “siyasi propaganda metni”dir tanımlaması rahatlıkla yapılabilir.
Oysa, Sağlık Bakanlığı tarafından yayımlanan Sağlık İstatistikleri Yıllığı 2024 Haber Bülteni’ndeki verilere göre, 2024 yılında Türkiye’de bebek ölüm hızı binde 8,9. Bu rakam ülke ortalamasını yansıtıyor. Bununla birlikte, 12 bölgeden beşinde bebek ölüm hızı Türkiye ortalamasının üzerinde, yedisinde ise altında bir değere sahip. Ve bölgeler arasındaki eşitsizlik son yıllarda daha da açılıyor.
Bölgelerde bebek ölümleri
Bebek ölüm hızı, bölgelere göre en düşük binde 5,8; en yüksek binde 13,6. Bu iki bölge arasındaki fark iki katından daha fazla; 2,4. Bu bilgiye göre, 2024 yılında bebek ölüm hızının en düşük olduğu bölgede gerçekleşen her 10 bebek ölümüne karşılık, bebek ölüm hızının en yüksek olduğu bölgede 24 bebek ölmüştür. Türkiye’de bebek ölüm hızının en düşük olduğu bölge neredeyse hemen her yıl değişiyor olsa da en yüksek olduğu bölge maalesef değişmiyor: Güneydoğu Anadolu Bölgesi. Özetle, 2024 yılında Türkiye genelinde ortalama olarak bin canlı doğan bebekten 9’u, Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde de 14’ü birinci doğum gününü göremeden ölmüş. 
Türkiye’nin bölgeleri arasındaki sağlık, eğitim, refah, kalkınma vb. alanlarındaki eşitsizliklerin varlığı bilimsel araştırmalarla da gösterilmiş olmasına karşın, Bakan’ın sunumunda yer alan 293 slayttan hiçbirinde Türkiye’nin bölgelerinin yer almamış olması dikkat çekiyor.
Türkiye’nin sağlığı: Engellenebilir/pisi pisine bebek ölümleri
Türkiye’de 2024 yılı boyunca toplam 937 bin 559 canlı doğum gerçekleşmiş, 8 bin 475 bebek de birinci doğum gününü göremeden hayatını kaybetmiş, ölmüş. Eğer bölgeler arasındaki sosyoekonomik farklılıklar giderilebilseydi, bebek ölümlerinin yaklaşık yüzde 35’i engellenebilecekti. Bu hesaplamaya göre, 2024 yılında ölen 8 bin 475 bebekten en az 2 bin 452’si hayatta olabilecekti. Bir tek örnekle bile verilerin bölgeler üzerinden paylaşılmasının nesnel değerlendirme için ne kadar yararlı ve gerekli olduğu görülebiliyor. 
AKP hükümetleriyle birlikte tanık olduğumuz “torba yasa” uygulamalarına benzer bir durum Bakan’ın sunumunda da görünür olmuş. Sağlık emekçilerinin, hastane yataklarının, yoğun bakım yataklarının, diyaliz ünitelerinin ve bilgisayarlı tomografi ile manyetik rezonans vb. tıbbi cihazların ne bölgesel dağılımı ne de her bir bölgede bin-on bin kişi başına düşen sayılarına ilişkin bilgiye yer verilmiş. Anlaşılan o ki Sağlık Bakanı, TBMM çatısı altında Türkiye’nin sağlığının gerçek verileriyle görünür olmasını istememiştir. 

Bebek ölümleri bölüyor!
19 Şubat 2025

Suriye’nin sağlığı
Bakan’ın sunumundaki 187. slayt “BÖLGE HALKININ YARALARINI BİRLİKTE SARIYORUZ” başlığını taşımakta ve altında yer alan sekiz küçük fotoğrafın her birinin altında; “Resulayn Hastanesi 150 yatak, Çobanbey Hastanesi 200 yatak, Elbab Hastanesi 235 yatak, Cerablus Hastanesi 108 yatak, Telabyad Hastanesi 100 yatak, Azez Vatan Hastanesi 200 yatak, Afrin Hastanesi 92 yatak, Mare Hastanesi 81 yatak” yazmaktadır. Toplamda 1166 yatak kapasitesine sahip bu sekiz hastane uluslararası hukuk kapsamında Birleşmiş Milletler’de (BM) temsil edilen, egemen bir devletin sınırları içinde bulunuyor. Ancak, bu hastanelerin statüsü de görev yapan sağlık emekçileri, görevleri, çalışma koşulları, özlük hakları vb. hakkında da herhangi bir bilgi paylaşılmamıştır. 
Karşılaştırma
Ekonomik İş Birliği ve Kalkınma Teşkilatı (OECD) üyesi 38 ülkeden biri olan Türkiye’nin durumunu diğer üye ülkelerle karşılaştırabiliriz. OECD tarafından 13 Kasım 2025 tarihinde yayımlanan “Sağlığa Genel Bakış 2025” başlıklı raporda üye ülkelerin her birinin ve 38 ülkenin ortalama değerleri yer alıyor. Buna göre Türkiye’de doğuşta beklenen yaşam süresi 77,3 yıl, OECD ortalaması 81,1 yıl. Türkiye’de sağlık hizmetleri için Gayri Safi Yurtiçi Hasıla’dan (GSYİG) ayrılan pay yüzde 4,7, OECD ortalaması yüzde 9,3. Türkiye’de sağlık hizmetleri için kişi başına yıllık 2 bin 309 dolar harcanmış, OECD ortalaması 5 bin 967 dolar. Toplumda sağlık hizmetlerinden memnuniyet Türkiye’de yüzde 41, OECD ortalaması yüzde 64. Meme kanseri için Türkiye’deki kadınların yüzde 37’si taranırken, OECD ortalaması yüzde 55. Bin kişi başına düşen hastane yatağı Türkiye’de 3,1 iken OECD ortalaması 4,2’dir. Bu verilerin tümünde görüldüğü gibi, Türkiye OECD ortalamasının gerisindedir. 
Siyasi irade 
AKP hükümetlerinin Dünya Bankası ile iş birliği içinde, kredi ve “uzman” desteği ve katkılarıyla beraberce inşa ettikleri Sağlıkta Dönüşüm Programı bütünüyle çürümüş bir haldedir. Uzun zamandan beridir sağlık emekçilerine ve toplumun sağlığına zarar vermektedir. Buna karşın, sunumunda görebildiğimiz kadarıyla Bakan, neden oldukları yaşanmakta olan bu devasa sorunlara yönelik herhangi bir kaygı taşımamaktadır. Aksine, var olan durumu savunmakta hatta propagandasını yapmaktadır. Unutmadan, göreve başladığında dünyadaki 147 ülkede olduğu gibi Türkiye’de de HPV (Human Papilloma Virus) aşısının genişletilmiş bağışıklama programına alınacağı sözünü vermiş olmasına karşın, bugüne kadar bu sözünü de tutmadığı anımsanmalıdır. Ölen bebekleri de Bakan’ın sunumundan birkaç gün sonra Diyarbakır’ın Ergani ilçesinin kent merkezinde sokakta yaşayan hayvanın ısırması sonrasında kuduz nedeniyle ölen genci de geri getirmek mümkün değil elbette. Ancak var olan sorunların tümü çözülebilir. Türkiye’de yaşanmakta olan sağlık sorunlarının çözümü için günümüzde gerekli olan en önemli şey özel hastane sahiplerinden değil toplumun sağlığından yana olan siyasi bir iradedir. 
Prof. Dr. Onur Hamzaoğlu’nun bianet’te yayımlanan tüm yazılarını görmek için tıklayın. (OH/TY)

Вижте още

Започва 3-тият международен филмов фестивал в Амед

Права и общество ноември 27, 20251 Min Read

Amor: Присъдата на Алтайли е пример за потискането от страна на режима дори на най-малката критика

Права и общество ноември 27, 20251 Min Read

Борбата в METU дава резултати: Образование за безопасен кампус

Права и общество ноември 27, 20251 Min Read

Промяна в доставката на документи при прехода от обикновена към реална процедура

Права и общество ноември 27, 20253 Mins Read

Избягайте: Правосъдието, което не можеш да намериш, се прожектира на този фестивал

Права и общество ноември 27, 20257 Mins Read

КНС продължава да смята разпуснатата ПКК за „заплаха“.

Права и общество ноември 26, 20252 Mins Read

Международна делегация в Анкара: Турция отстъпва по отношение на свободата на печата

Права и общество ноември 26, 20253 Mins Read

Dilek İmamoğlu: Защо не изпратихте делегация в Силиври?

Права и общество ноември 26, 20253 Mins Read

„804 250 деца извън образователната система“

Права и общество ноември 26, 20255 Mins Read

Ако улица Истиклял имаше език: Какво се случи с Rojin Kabaiş?

Права и общество ноември 26, 20255 Mins Read
Още новини
Лайфстайл

Защо в асансьорите има огледала?

ноември 27, 2025
Лайфстайл

Увеличенията през новата година се отразяват на наказанията по KVKK: До 17 милиона TL'глоба!

ноември 27, 2025
Лайфстайл

Сафие Сойман, която се премества в Дубай, организира специално матине за арабски жени!

ноември 27, 2025
Лайфстайл

Завръщането на Yiğit Kirazcı към Sorbet с червена боровинка &;apos;е отложено

ноември 27, 2025
Лайфстайл

Не изсипвайте тези вещества в мивката си! Повечето хора го правят, без да осъзнават

ноември 27, 2025
Политика

3 жени, убити за 1 ден

ноември 27, 2025
Политика

30 жени са убити в Рожхилат за една година

ноември 27, 2025
Политика

Папа Лъв в Турция

ноември 27, 2025
Политика

Говорител на партията DEM: Протоколът от срещата в Имралъ трябва да бъде споделен

ноември 27, 2025
Политика

Банди раняват селски главатар в Африн

ноември 27, 2025
1 2 3 … 2 235 Next
Facebook X (Twitter) Instagram Pinterest
  • Начало
  • Анализи
  • Икономика
  • Новини
  • Политика
  • Спорт
  • Финанси
  • Още
    • Жени
    • Права и общество
    • Технологии
    • Лайфстайл
    • Общество
© 2025 ThemeSphere. Designed by ThemeSphere.

Type above and press Enter to search. Press Esc to cancel.