Gezi Parkı davasına dahil edilerek “hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüse yardım” suçlamasıyla tutuklanan ve 8 ay sonra dün 26. Ağır Ceza Mahkemesince „ev hapsi“ ile tahliye edilen Ayşe Barım evinde fenalaşarak hastaneye kaldırıldı. Barım’ın tahliye kararını 27. Ağır Ceza Mahkemesi bozdu ve hastanedeki Barım’ın tutuklanmasını istedi.
Ayşe Barım hakkında ev hapsi kararı
1 Ekim 2025
Barım’ın sağlık durumunun nasıl seyrettiğine ilişkin ayrıntılı bilgi verilmedi.
Barım’ın tahliyesine itirazın reddi üst mahkemede bozuldu
İstanbul Cumhuriyet Başsvacısı Akın Gürlek perşembe sabah saatlerinde Barım’ın „ev hapsi“yle tahliye edilmesi kararına itiraz etmişti.
Başsavcılık Ayşe Barım’ın tahliyesine itiraz etti
2 Ekim 2025
Kararı veren İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi, Barım’ın „cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüse yardım etme“ suçundan yargılandığı davada tahliyesine yönelik itirazı inceleyerek reddetmişti.
Dosya, bu karara da itiraz edilmesi üzerine „bir üst mahkeme“ kabul edilen İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesine gönderildi. İnceleme bu mahkemede devam ederken Ayşe Barım hastaneye kaldırıldı. Gece geç vakitlerde 27. Ağır Ceza Mahkemesi, tahliye kararını bozdu.
Barım’ın tahliyesinin dayanağı Adli Tıp raporları
İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi dünkü duruşmada Barım’ın beyin ve kalp rahatsızlığına ilişkin dosyadaki raporlarda beyin anevrizmasına yönelik tespitler, Adli Tıp Kurumunun raporunun sonuç bölümünde yer alan kayıtlar ve önerilen tedavi ve işlemler ile tutuklulukta geçirdiği süreyi göz önüne alarak tutuklamadan beklenen faydanın adli kontrolle de sağlanabileceğine hükmetmiş ve Barım’ın „konutu terk etmeme“ ve „yurt dışı çıkış yasağı“ şeklindeki adli kontrol şartıyla tahliyesine karar vermişti.
Türk Tabipleri Birliğinin Ayşe Barım’la ilgili raporu
Türk Tabipleri Birliği (TTB) Bilim Kurulu, Marmara Cezaevi’nde tutuklu bulunan menajer Emine Ayşe Barım’ın sağlık durumuna ilişkin hazırladığı 19 sayfalık tıbbi rapor ve 16 sayfalık hukuki değerlendirmede, Barım’ın mevcut koşullarda tutulmasının yaşam ve sağlık hakkını ihlal ettiğini belirtti.
TTB Bilim Kurulu’ndan Ayşe Barım’ın tahliyesi için 6 maddelik rapor
14 Ağustos 2025
27 Ocak 2025’ten bu yana cezaevinde bulunan Barım için avukatının talebi üzerine ilgili uzmanlık alanlarından sekiz hekimin katılımıyla bir Bilim Kurulu oluşturuldu.
Kurul, tıbbi belgeler ve muayene raporlarını inceleyerek 19 sayfalık tıbbi değerlendirme ve 16 sayfalık hukuki görüş hazırladı.
Raporda, Barım’ın beyin anevrizması, kalp kası bozukluğu, sol karıncık çıkışında daralma ve kapak yetmezliği ile uykuda solunum durması hastalıklarının bulunduğu; bu hastalıkların hapishane koşullarında birbirini tetikleyerek ölüm riskini artırdığı vurgulandı. Ayrıca ağır kaygı bozukluğu ve panik atakların da tedaviyi güçleştirdiği belirtildi.
TTB Bilim Kurulu, Barım’ın tedavisinin kendi seçeceği hekimler tarafından yapılması gerektiğini, mevcut durumun sağlık hakkı ihlali ve işkence yasağının ihlali niteliğinde olduğunu ifade etti. Hukuki değerlendirmede ise CMK 109/4 uyarınca tutukluluğun sonlandırılabileceği, kaçma tehlikesinin bulunmadığı ve tutukluluğun ölçüsüz olduğu sonucuna varıldı.
Barım için avukatının talebiyle sekiz uzmandan oluşan Bilim Kurulunun raporunda öne çıkan değerlendirmeler şöyle oldu:
Ağır sağlık sorunları: Barım’ın beyin anevrizması, kalp kası bozukluğu (sol karıncık çıkışında daralma ve kapak yetmezliği) ve uykuda solunum durması hastalıkları bulunuyor. Bu hastalıklar ani ölüm ve sakatlık riski taşıyor; cezaevi koşullarında ağır kaygı bozukluğu ve panik ataklarla birleşerek risk artıyor.
Hastalıkların birbirini tetiklemesi: Kaygı bozukluğu ve panik ataklar, uyku apnesi cihazının kullanımını engelliyor, bu da beyin dolaşımını bozarak anevrizma yırtılması riskini yükseltiyor; kalp ritim bozukluğu ve ani kalp durması ihtimalini artırıyor.
Tedavinin niteliği: Kalp ve beyin tedavileri, ileri teknolojiye sahip merkezlerde dahi ciddi riskler taşıyor. Barım tutuklanmadan önce tedaviyi kendi seçtiği merkezde yaptırmaya karar vermiş ancak tutukluluk nedeniyle bu mümkün olmamış.
Hak temelli yaklaşım: Özgürlüğünden alıkonulan kişilerin, sağlık hizmetlerine erişimini ve saygın koşullarda tutulmasını gerektirir. Mevcut cezaevi koşulları, kalıcı sağlık ve yaşam hakkı ihlaline yol açabilecek nitelikte.
Kendi hekimlerini seçme hakkı: Barım’ın kendi belirlediği hekimler tarafından muayene ve tedavi edilme hakkının tanınmaması, sağlık hakkı ihlali ve işkence yasağının ihlali anlamına geliyor. Uluslararası sözleşmeler ve AİHM kararları ışığında acilen uygun tedavi ortamına kavuşturulmalı.
Hukuki değerlendirme: Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 109/4 maddesi uyarınca tahliyesi mümkün. Kaçma riski bulunmadığı, tutukluluğun ölçüsüz olduğu, gerekli tedavilerin yapılmamasının Anayasa ve AİHS kapsamında yaşam hakkı ve işkence yasağı ihlali oluşturacağı ifade edildi.
TTB, bilimsel literatürle desteklenen bu görüş raporunu Barım’ın avukatlarına iletti, özetini ise kamuoyuyla paylaşmıştı.
(AEK)