Close Menu
  • Начало
  • Анализи
  • Икономика
  • Новини
  • Политика
  • Спорт
  • Финанси
  • Още
    • Жени
    • Права и общество
    • Технологии
    • Лайфстайл
    • Общество
Facebook X (Twitter) Instagram
Facebook X (Twitter) Instagram
Haber.bgHaber.bg
  • Начало
  • Анализи
  • Икономика
  • Новини
  • Политика
  • Спорт
  • Финанси
  • Още
    • Жени
    • Права и общество
    • Технологии
    • Лайфстайл
    • Общество
Haber.bgHaber.bg
Начало » Ако улица Истиклял имаше език: Какво се случи с Rojin Kabaiş?

Ако улица Истиклял имаше език: Какво се случи с Rojin Kabaiş?

ноември 26, 2025 Права и общество
Share
Facebook Twitter LinkedIn Pinterest Email
BG Прочети на български TR Прочети на турски
На 25 ноември, Деня за премахване на насилието срещу жените, жени и ЛГБТИ+ излязоха по улиците в много части на Турция, за да протестират срещу мъжкото насилие, патриархата и...

25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü’nde Türkiye’nin birçok noktasında kadınlar ve LGBTİ+’lar alanlara çıktı, erkek şiddetine, patriyarkaya ve kadınların kazanılmış haklarına saldırılara karşı seslerini yükseltti.
Biz biliriz ki bu günler biraz da kadınların resmi olmayan bayramıdır. Günler öncesinden planlar yapılır; kimimiz “nerede buluşalım, birlikte gidelim” diye konuşur, kimimiz ortak dövizler, ortak sloganlar hazırlamak için bir araya geliriz. 
25 Kasım, sokakta yan yana geleceğimizi bildiğimiz, kalbi benzer yerlerden atan kadınlarla buluşacağımız, dertleşeceğimiz, güç toplayacağımız bir gün.
Bu yürüyüşler  bizim için adeta büyük bir kadın buluşması, arınma, şifalanma ve yeniden var olma hâlidir.
Her birimizin hikâyesi, taşıdığı bir cümlede, bir dövizde, bir bakışta birbirine dokunur. Daha önce hiç görmediğimiz bir kadınla basın açıklaması sırasında aynı cümlede buluşur, göz göze geliriz o an başlayıp yıllara yayılacak bir yoldaşlık hissi doğar.
Çoğala çoğala güçlendiğimizi biliriz. Kendimizi, kadın kalbimizi, birbirimizin sözleriyle, her birimizin bir cümlesiyle nakış gibi yeniden ve yeniden inşa ederiz.

Fotoğraf: Amida Haber

Bu yıl birçok kentte ne olup bittiğini hem medyadan takip ettim hem de haberleştirdim. Diyarbakır’da “İçindeki sağlamcıyı bastır” yazılı dövizler yükseldi, Ankara’da kadınlar kendilerinin fotoğrafını sürekli çeken polisi ifşa etti. Her şehirde başka bir öfke, başka bir şifa, başka bir söz…
Peki İstanbul’da ne oldu?
İstiklal Caddesi: Kadınların Hafıza Mekânı

İstanbul’da feministler valiliğin kaymakamlığın bir çocuk gibi inatlaştığı „yok eylem yapamazsınız“ kararını ters yüz etti, ısrar etti, çaba gösterdi, dakikalar süren görüşmeler sonucunda bu kesimler ikna edildi ve kadınlar Tünel’de bir araya geldi.
Tünel’den İstiklal Caddesi’ne taşan o kalabalığı bilirsiniz, sadece bir yürüyüş güzergâhı değil, feminist mücadele açısından da çok önemli bir hafıza mekânı orası. Yıllardır kadınların, lubunyaların, işçilerin, öğrencilerin, adalet arayan herkesin ayak izleriyle örülmüş bir cadde…
İstiklal’in dili olsa neler anlatırdı? Kaç kez “erkek adalet değil, gerçek adalet” diye haykıran kadınların sesini taşırdı binaların duvarlarına? Kaç kez “susmuyoruz, korkmuyoruz, itaat etmiyoruz” sloganını yankılardı? Sara Ahmed’in deyimiyle feminist kulak kesilip bu sokağı dinlesek, kimlerin hikâyeleri dökülürdü taşların arasından?
İstiklal Caddesi, tam da bu yüzden, bizim için sadece bir yol değil, bir buluşma, dertleşme, yas tutma, isyan etme ve yeniden ayağa kalkma mekânı. Her 25 Kasım’da, her 8 Mart’ta, her beklenmedik sokak eyleminde, kadınların kolektif hafızasını taşıyan bir canlı arşiv gibi.
„Rojin Kabaiş’e Ne Oldu?“

Bu yıl İstanbul’da Tünel’de bir araya gelen feministlerin birçok mesajı vardı ama gecenin en yakıcı sorusu Rojin Kabaiş’in şüpheli ölümüydü. Bütün bir akşama Rojin’in adı sinmişti.
Onun ölümü “intihar” diye kapatılmaya çalışıldı; ama ailenin mücadelesi, kadınların ısrarlı takibiyle meselenin öyle olmadığı, en azından görmezden gelinemeyecek kadar kuşkulu olduğu açığa çıktı.
Kadınlar hemen her sloganın sonunda yeniden ve yeniden sordu:“Rojin Kabaiş’e ne oldu?”
Kalabalığın içinden defalarca yükselen bu soru, aslında hepimizin hayatına yönelen erkek-devlet şiddetine, cezasızlığa, failleri koruyan düzene sorulan bir soruydu. Rojin’e ne olduğunu sormak, “bir kadının daha hayatını kâğıt üzerinde kapatmanıza izin vermeyeceğiz” demekti.
Kadınların barış ısrarı

Gecenin bir diğer önemli mesajı ise kadınların barış vurgusuydu. Tam da siyasetin barış konusunda uzun zamandır olmayan kadar somut adımlar tartıştığı, konuştuğu bir dönemde, sokaktan gelen bu barış talebi çok kıymetliydi. Kürtçe ve Türkçe okunan basın açıklamasında bu talebe geniş yer verildi.
Açıklamada kadınlar şöyle seslendi:
“Biz kadınlar, barıştan yanayız. Hangi coğrafyada olursa olsun kadınların, LGBTİ+’ların ve kız çocuklarının savaş politikalarının ilk hedefi olduğunu biliyoruz. Barış sadece silahların susması değildir. Barış; hakikatin açığa çıkması, kayıpların bulunması, faillerin yargılanmasıdır. Siyasetin suç olmaktan çıkması, muhaliflerin cezaevine atılmaması, siyasi tutsakların serbest bırakılmasıdır. Kayyumların son bulması, anadilin özgür olmasıdır. Kürdistan’da yıllardır süren savaşın en ağır yükünü kadınlar taşıdı; zorla göç, yoksulluk, kayıplar, işkence, cinsel şiddet… Bugün Filistin’de, Suriye’de, Sudan’da emperyalistlerin siyasi, ticari ve askeri çıkarları doğrultusunda körüklenen savaşlarda aynı politikalara maruz kalan ve direnen kadınlar gibi. Kadınlar ve LGBTİ+’lar olarak savaşı ve şiddeti büyüten bu düzene karşı kalıcı bir barış istiyoruz.”
Bu sözler, sınırları aşan bir kadın dayanışmasının, eril savaş politikalarına karşı feminist barış ısrarının cümleleriydi.
LGBTİ+ temsili

Bu yıl LGBTİ+ görünürlüğünün geçtiğimiz yıllara göre belirgin şekilde arttığını söylemek mümkün. Onca yasaklama, hedef gösterme ve baskıya rağmen lubunyalar alanlardaydı. Polisler trans bayraklarını gördüklerinde almak istedi elbette kadınların ve LGBTİ+’ların omuz omuza duruşuyla bayraklara el konulamadı.
Bu sahne, sadece bir bayrağı korumak değildi, var olma hakkını, kimliğini, rengini, aşkını savunmaktı. Feminist hareketin LGBTİ+ hareketiyle yan yana durma ısrarı, erkek-devlet şiddetine karşı ortak bir cephe örmenin en somut hâllerinden biri olarak sokakta görünür oldu.
Bu yıl en dikkat çeken detaylardan biri alanda engelli kadınların sözlerini söylemlesi pankartları ile alanda olmaları ve Dilovası’ndaki patlamada, iş cinayetinde hayatını kaybeden kadınlara dair dözviler oldu. 
Kolektif Hafıza

Her eylemden sonra aramızda konuşuruz: “Bu yıl en sevdiğin döviz hangisiydi, en çok hangi sloganı tuttun?” Çünkü biliriz ki dövizler de sloganlar da birer cümleden çok daha fazlasıdır; kolektif hafızamızın, direncimizin, mizahımızın ve öfkemizin kısa notlarıdır.
Bu yıl beni en çok çarpan dövizlerden biri şuydu:“Ey hayat, ya seni özgür yaşayacağım ya da hiç yaşamamış sayacağım.”
Erkek şiddetiyle öldürülen, hayatı gasp edilen, hayatta kalabilmek için her gün mücadele etmek zorunda bırakılan binlerce kadın için… Bu cümle, sadece bir tehdit değil; bir söz, bir yemin gibiydi. “Eksilerek değil, korkarak değil, saklanarak değil; özgürce var olarak yaşayacağız” demenin başka bir yolu.
Platformun mesajı: Anlayana yeterli
25 Kasım Platformu’nun pankartındaki mesaj ise tüm kesimlere çok net seslendi: 
“Aile, ahlâk dediniz; sömürdünüz, katlettiniz. Erkek-devlet şiddetine karşı kadınlar isyanda.”
Bu cümle, devletin, yargının, medyanın ve sokaktaki sıradan erkeğin el ele vererek kurduğu o boğucu düzeni tam kalbinden işaret ediyordu. “Aile” ve “ahlâk” söylemiyle üzerimize çöken tüm o baskı, “namus” adı altında meşrulaştırılmaya çalışılan erkek şiddeti, kadınları eve, sessizliğe, itaat etmeye hapsetmeye çalışan her politika bu pankartta ifşa edildi.
Ve biz kadınlar, feministler, lubunyalar, tam da bu yüzden İstiklal’de, Tünel’de, Diyarbakır’da, Ankara’da ve Türkiye’nin dört bir yanında buluşmaya devam ediyoruz.
Sokağın dili olsa, bu 25 Kasım’da kadınların birbirine sarılışını, birlikte gülüşünü, öfkesini, gözündeki yaşla dudaklarındaki inadı anlatırdı.
Sara Ahmed’in deyimiyle feminist kulak olup İstiklal’i dinlesek, Rojin’in adını, yüzünü, kayıplarımızın hikâyesini, hayatta kalmayı başarmış ama içi yara içinde kadınların fısıltılarını, “barış” diye haykıranların sesini, gökkuşağını omzuna alıp yürüyen lubunyaların kahkahasını duyardık.
Ve tam da bu yüzden biliyoruz:Biz yan yana geldikçe, dertleştikçe, hafızamızı birlikte kurdukça, erkek-devlet şiddetine karşı feminist isyan bitmeyecek, tam tersine, her 25 Kasım’da biraz daha büyüyecek. Hepinize hem dert olsun, hem ders!
(EMK)

Вижте още

Започва 3-тият международен филмов фестивал в Амед

Права и общество ноември 27, 20251 Min Read

Amor: Присъдата на Алтайли е пример за потискането от страна на режима дори на най-малката критика

Права и общество ноември 27, 20251 Min Read

Борбата в METU дава резултати: Образование за безопасен кампус

Права и общество ноември 27, 20251 Min Read

Промяна в доставката на документи при прехода от обикновена към реална процедура

Права и общество ноември 27, 20253 Mins Read

Избягайте: Правосъдието, което не можеш да намериш, се прожектира на този фестивал

Права и общество ноември 27, 20257 Mins Read

КНС продължава да смята разпуснатата ПКК за „заплаха“.

Права и общество ноември 26, 20252 Mins Read

Международна делегация в Анкара: Турция отстъпва по отношение на свободата на печата

Права и общество ноември 26, 20253 Mins Read

Dilek İmamoğlu: Защо не изпратихте делегация в Силиври?

Права и общество ноември 26, 20253 Mins Read

„804 250 деца извън образователната система“

Права и общество ноември 26, 20255 Mins Read

Министърът на здравеопазването прави представяне на бюджета

Права и общество ноември 26, 20258 Mins Read
Още новини
Икономика

Посещение на папа Лъв XIV при президента по религиозните въпроси Арпагуш

ноември 27, 2025
Икономика

Холандия наложи глоба на Morgan Stanley

ноември 27, 2025
Икономика

Електрическите автомобили ще се облагат с данък на километър: Безплатното шофиране остава в миналото

ноември 27, 2025
Технологии

Премиум SUV на цената на Clio, Jaecoo 7 за по-малко от вода

ноември 27, 2025
Икономика

Гроздоберът продължава с пълна сила в Sarıgöl

ноември 27, 2025
Икономика

Южен Кипър: Готови сме да преговаряме с Турция за определяне на морските граници

ноември 27, 2025
Жени

Приключи подготовката за мача с Коджаелиспор в Gençlerbirliği

ноември 27, 2025
Жени

RTÜK не ги оставя на мира: 3 телевизионни канала и 2 радиа са глобени

ноември 27, 2025
Жени

Операция за борба с наркотиците в Аксарай: 15 заподозрени са арестувани

ноември 27, 2025
Жени

Изявление на САЩ по повод нападението в Кормор

ноември 27, 2025
1 2 3 … 2 238 Next
Facebook X (Twitter) Instagram Pinterest
  • Начало
  • Анализи
  • Икономика
  • Новини
  • Политика
  • Спорт
  • Финанси
  • Още
    • Жени
    • Права и общество
    • Технологии
    • Лайфстайл
    • Общество
© 2025 ThemeSphere. Designed by ThemeSphere.

Type above and press Enter to search. Press Esc to cancel.