HABER MERKEZİ
Kocaeli Kadın Platformu, Kocaeli’nin Körfez ilçesinde, Yeşim M. Öztürk’ü darp ederek ağır yaralayan Hüseyincan D. hakkında verilen tutuksuz yargılama kararına tepki gösterdi.
Hüseyincan D.’nin kamuoyunun tepkisinin ardından Körfez Cumhuriyet Başsavcılığı’nın itirazı ile yeniden tutuklandığı ifade edilen açıklamada, „Evet, bir kadını öldüresiye döven erkek, alenen, ilk duruşmada tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılıyor, yine bir cezasızlık politikası ile yüzleştik“ ifadelerine yer verildi.
Hüseyincan D.’nin yeniden tutuklanmasının geç ama doğru bir adım olduğu vurgulanan açıklamada, „Yargının 5 gün içinde vermiş olduğu iki ayrı karar, Türkiye’de adaletin nasıl ve kimler için işlediğini acı biçimde gözler önüne sermektedir. Bizler, adaleti sosyal medya kamuoyu baskısı ile değil, mahkemelerden beklemek istiyoruz“ denildi.
Açıklamanın tamamı şöyle:
„Yeşim Öztürk, 30 Mayıs’ta eski erkek arkadaşı Hüseyincan D. tarafından tam iki saat boyunca sistematik şiddet ve işkenceye maruz bırakıldı. Failin elinden kurtarılan Yeşim sonrasında hastanede günlerce ölüm kalım savaşı verdi.
Fail Hüseyincan D. ise tutuklanarak cezaevine gönderildi. Ancak 10 Temmuz tarihinde yapılan ilk duruşmada Sanık Hüseyincan D. her şey bu kadar aleniyken, bu kadar açıkken serbest bırakıldı. Hüseyincan D.’nin ilk duruşmada tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılması, kamu vicdanını derinden yaralamıştır.
„ADALET SİSTEMİNİN UTANCI“
Evet, bir kadını öldüresiye döven erkek, alenen, ilk duruşmada tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılıyor, yine bir cezasızlık politikası ile yüzleştik. Ölümüne dövülen bir kadın ve serbest bırakılan bir fail. Ne olması gerekiyor acaba failin tutuklanması için. Daha ne kadar ileri gitmeliydi! Soruyoruz?
Bu karar, kadına yönelik şiddete arka çıkan cezasızlık düzeninin bir sonucudur. Bu karar, erkek şiddetini meşrulaştıran, kadınların yaşam hakkını değersizleştiren adalet sisteminin utancıdır.
Sonrasında ne mi oldu? Birkaç gün sonra…
Kamuoyu tepkisi ve Körfez Cumhuriyet Başsavcılığı’nın itirazı sayesinde Hüseyincan D. yeniden tutuklandı. Ancak biz biliyoruz ki bu geçici adımlar yeterli değil. Körfez Cumhuriyet Başsavcılığı’nın itirazı sonucu failin tekrar tutuklanması, geç ama doğru bir adımdır. Yargının 5 gün içinde vermiş olduğu iki ayrı karar, Türkiye’de adaletin nasıl ve kimler için işlediğini acı biçimde gözler önüne sermektedir. Bizler, adaleti sosyal medya kamuoyu baskısı ile değil, mahkemelerden beklemek istiyoruz.
„YARGI DÜZENİ FAİLLERİ AKLIYOR“
Bu çürümüş yargı düzeni; failleri aklayan, mağdurları susturan, kamu vicdanını hiçe sayan bir hale gelmiştir
2025 yılının sadece ilk 6 ayında tam 136 kadın erkek şiddetiyle katledildi, 145 kadın ise şüpheli bir şekilde hayatını kaybetti. Yani toplamda 281 kadın artık aramızda değil. Her biri bir can, her biri bir hayat, bir kadın, bir evlat, bir kardeşti…
Biz biliyoruz ki bu ölümler kader değil, politiktir.
Bu ölümlerin sorumlusu sadece failin elleri değil, o elleri cesaretlendirenlerdir.
Bu ölümler tesadüf değil, bu bir kadın kırımıdır.
„DEVLETİN GÖREVİ, ŞİDDETİ ÖNLEMEK DEĞİL MİDİR?“
Ve bu kıyımın failleri; koruma kararlarını kağıt üstünde bırakanlar, yasaları uygulamayanlar, şiddeti “normal” gösteren söylemler, cezayı indiren mahkemeler, caydırıcılığı olmayan cezalar ve suçluyu cesaretlendiren cezasızlık politikalarıdır..
Kadınlar, en çok en yakını olan erkekler tarafından şiddete maruz kalıyor ve öldürülüyor. Evlerinde, sokakta, adliye koridorlarında kısacası hayatın her yerinde… 6284 sayılı yasa etkisizleştiriliyor. İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılarak kadınların yaşam hakkı siyasi pazarlık konusu yapılıyor.
Devletin görevi, şiddeti önlemek değil midir?
İstanbul Sözleşmesi’nden çekilerek, kadınların yaşam güvencesini ellerinden alan;
6284 sayılı kanunu hedef göstererek, koruma mekanizmalarını zayıflatan;
“Şiddet abartılıyor”, “Kadın da susmazdı”, “Küçüğün rızası vardı” gibi utanç verici açıklamalarla suçu meşrulaştıran bu anlayış, yaşanan her şiddet olayının sorumlusudur.
Sessiz kalan devlet yetkilileri şiddetin , istismarın ve cinayetlerin de ortağıdır!
„MÜCADELEYİ SÜRDÜRECEĞİZ“
Bizler korkmuyoruz.
Yeşim Öztürk’ün yanındayız.
Şiddete uğrayan tüm kadınların yanındayız.
Bu dava sadece Yeşim’in değil, bu ülkede yaşamak için direnen tüm kadınların mücadelesidir. .
Adalet sistemi kadınların sesine kulak tıkarken, biz o sesi büyütmeye devam edeceğiz
Yaşasın kadın dayanışması!
Yaşasın adalet mücadelesi!“