Close Menu
  • Начало
  • Анализи
  • Икономика
  • Новини
  • Политика
  • Спорт
  • Финанси
  • Още
    • Жени
    • Права и общество
    • Технологии
    • Лайфстайл
    • Общество
Facebook X (Twitter) Instagram
Facebook X (Twitter) Instagram
Haber.bgHaber.bg
  • Начало
  • Анализи
  • Икономика
  • Новини
  • Политика
  • Спорт
  • Финанси
  • Още
    • Жени
    • Права и общество
    • Технологии
    • Лайфстайл
    • Общество
Haber.bgHaber.bg
Начало » Tülay Hatimoğulları: Barış ve demokratik toplum mücadelesi haktır

Tülay Hatimoğulları: Barış ve demokratik toplum mücadelesi haktır

декември 25, 2025 Политика
Share
Facebook Twitter LinkedIn Pinterest Email
BG Прочети на български TR Прочети на турски
Mezopotamya İslami Araştırmalar Federasyonunun 1’inci Olağan kongresinde konuşan DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, ‘ Barış talep etmek haktır. Eşitlik,...

Mezopotamya İslami Araştırmalar Federasyonunun 1’inci Olağan kongresinde konuşan DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, ‘ Barış talep etmek haktır. Eşitlik, kardeşlik, özgür bir yaşam talep etmek haktır. Bizlerin hep birlikte barış ve demokratik toplumun inşasındaki mücadelesi haktır’ dedi
Mezopotamya İslami Araştırmalar Federasyonu, “Demokratik İslam’da barış ve demokratik topluma doğru” şiarıyla Çand Amed’de 1’inci Olağan Kongresi’ni gerçekleştirdi. Kongreye, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel başkanı Keskin Bayındır, din alimleri ve birçok sivil toplum örgütleri katıldı.
Kongrede Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın kongreye gönderdiği mesaj okundu. Mesajdan sonra divanda yer alan Demokratik Birlik İnisiyatifi üyesi Diba Keskin, herkesi selamlayarak, kongrenin önemine değindi.
‘Demokratik İslam çizgisinde buluşulması çok önemli’
Söz alan DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, bazı örgütlerin siyasal İslam’ın arkasına sığınarak katliam yaptıklarını belirterek, “Bölgemizde, özellikle yanı başımızda son yıllarda siyasal İslam’ın yaratmış olduğu negatifliklerle karşı karşıyayız. Bugün IŞİD, El Nusra, El Kaide ve onun uzantısı olan örgütler, Nijerya’da Boko Haram gibi örgütler siyasal İslam’ın arkasına sığınarak kardeş kanı döküyor. Kadınları, çocukları kaçırıyorlar. Yanı başımızdaki Suriye’de IŞİD’in neler ettiğine hep birlikte tanıklık ettik. İşte bunu ters yüz etmemiz gerekiyor. İslam’ın en önemli değerlerinin içini boşaltan bu örgütlenmelere karşı güçlü bir şekilde demokratik İslam çizgisinde buluşulması çok önemli. İslam’ın kendi değerleriyle demokratik bir zeminde buluşturulması çok önemli. Sizlerin yaptığı bu çalışma sadece Türkiye’nin, Kürdistan coğrafyasının, Mezopotamya’nın değil; bütün İslam coğrafyasının, İslam inancına sahip olan her kesimin yürekten ihtiyaç duyduğu bir çalışmadır. Bu anlamıyla son derece önemlidir” dedi.
‘Yegane amaç toplumsal adaletin inşacısı olmaktır’
Tülay Hatimoğulları, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın “Barış ve demokratik toplum” çağrısıyla birlikte batılı hak olarak laf edenlere karşı çok güçlü bir yanıtı hep birlikte verebileceklerini aktararak, “Hz. Muhammed (SAV) bir hadisi şerifinde şöyle der: ‘Ben nefsime zulmü haram ettim. Onu sizin aranızda da haram ettim. Öyleyse birbirinize zulmetmeyin.’ Öyleyse bu coğrafyayı zulümden kurtaralım. Ve bakın, Muaviye’ye karşı geçmiş dönemde tarihte verilen mücadeleye. Ne yazık ki 21’inci yüzyılın Muaviyeleri ile karşı karşıyayız. Aynı mücadeleyi 21’inci yüzyılın Muaviyelerine karşı hep birlikte vermeliyiz. Sayın Abdullah Öcalan’ın yapmış olduğu Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı, bu mantığın ve fikrin buluştuğu çağrının ta kendisidir. Bu coğrafyanın ihtiyaç duyduğu gerçekliğin ta kendisidir. Bizler bu çağrıyla birlikte batılı hak olarak lafz edenlere karşı çok güçlü bir yanıtı hep beraber verebiliriz. Müminin yegâne amacı adaleti kendinde başlatmaktır; aynı zamanda kendindeki adaleti bir toplumsal adalete dönüştürmek ve toplumsal adaletin inşacısı olmaktır” dedi.
‘Ortadoğu halkları için çok büyük bir şanstır’
Kürt sorununun sadece yüzleşilmesi gereken bir konu değil, aynı zamanda çözülmesi de gereken bir sorun olduğunun altını çizen Tülay Hatimoğulları, “Sayın Öcalan’ın çağrısından da anlaşılacağı gibi, bizlerin demokratik bir toplumu her alanda inşa etme gibi bir görev ve sorumluluğumuz var. Demokratik İslam çizgisinin inşasını, güçlenmesini ve toplumda zuhur etmesini sağlamak çok kıymetli ve değerlidir. Bunun bütün kapılarını ardına kadar açmak hepimizin görevi ve sorumluluğudur. Kürt sorunu, bu ülkenin kadim sorunudur, hakiki bir meselesidir. Herkesin yüzleşmesi gereken bir meseledir. Sadece yüzleşmemiz değil, çözmemiz gereken bir meseledir. Bu sürecin ikinci aşamasında, Sayın Öcalan’ın da ifade ettiği gibi, hukuki adımların, barış ve demokrasi yasalarının yapılması gereken bir süreçten geçiyoruz. Bu konuda hepimize görev ve sorumluluklar düştüğünün farkındayız. Bizler biliyoruz ki bugün Türkiye’de tesis edilecek bir barış, aynı zamanda Suriye’deki bütün kardeşlerimizin barışının kapısını açacak, buna destek olacaktır. Bugün ne yazık ki Suriye’de Alevi kardeşlerimiz katlediliyor, Dürzi kardeşlerimiz katlediliyor. Kürt kardeşlerimizin orada ademimerkeziyetçi bir anlayışla, kadın özgürlükçü bir anlayışla, bütün farklı halkların ve inançların ortak yönetim modelini oluşturan bir anlayışla varlık göstermeleri hem Suriye halkları için hem de Ortadoğu halkları için çok büyük bir şanstır. Bu şans çok iyi değerlendirilmeli, herkes tarafından” dedi.
‘Bu sistem kesinlikle değişmeli!’
Tülay Hatimoğulları, Demokratik İslam çizgisinin bu toprakların sorunlarının çözümüne ışık tutacağını söyleyerek, “Demokratik İslam çizgisinin bu topraklarda güçlenmesini sağlayarak, aynı zamanda bu toprakların kadim sorunlarının çözümüne de ışık tutacağımıza inanıyorum. Kadın cinayeti, kadına yönelik şiddet, çocuğa şiddet ve istismar… Hiçbir din bunları kabul etmez. Uyuşturucu kullanımı… Hiçbir din bunu kabul etmez. Açlık ve yoksulluk… Hiçbir din bunu kabul etmez. Peygamber Efendimizin en bilinen sözlerinden biri şudur: ‘Komşusu açken yatan bizden değildir.’ Sadece kendi kapı komşunu kastetmez; aynı zamanda bir sistemi kasteder. Bu sistem kesinlikle değişmeli ve müminler zulme karşı mutlaka direnmeli. Oysa mevcut iktidar yine siyasal İslam’ı kullanarak, ‘Mümin sabreder’ diyor. Bizler çektiğimiz acılara elbette sabrederiz. Ancak çektiğimiz açlığı kaderimiz olarak görmek ve buna karşı sabretmek istemeyiz. Mücadele etmek, örgütlenmek ve bu sistemi kesinlikle değiştirmek isteriz” dedi.
‘Din bezirganlığına kesinlikle izin vermemeliyiz’
Tülay Hatimoğulları konuşmasına şöyle devam etti:
“Din bezirganları din kardeşliğini istismar etmektedir. Din bezirganlığına bu coğrafyada kesinlikle izin vermemeliyiz. Elbette din kardeşliği önemli, aynı zamanda coğrafya kardeşliği de önemlidir. İbn-i Haldun’un söylediği gibi, evet, coğrafya kaderdir. Kendi coğrafyamızda Türk, Kürt, Arap, Laz, Çerkes, Sünni, Alevi, Hristiyan, Êzidî hep birlikte barış ve kardeşlik içinde yaşamak gibi bir görev ve sorumluluğumuz var. Bunu tesis etmek durumundayız. Elbette bizler bunun mücadelesini yürütürken şunların altını da özellikle çizmeliyiz: Kürtler anadilinde özgürce ibadet edebilmeli bu topraklarda. Kürtler kamusal alanda Kürtçe Kur’an okuyabilmeli, Kürtçe vaaz verebilmelidir. Ölüye saygı gösterilmelidir bu topraklarda. Ama ne yazık ki mevcut olan siyasal İslam’la bezenmiş bu devlet anlayışı bunu yapmıyor. Cenazelerimizin toprakla buluşmasını engelliyor. İmama, ‘Sen bunun duasını okuyamazsın, namazını kılamazsın’ diyor. Cenaze aracı vermiyor. Cenazelerimize müdahale ediyor. Bu kabul edilemez. Ölüye saygı her şeyden önce gelir. Özellikle İslami değerleri savunanlar ve bu topraklarda yaşayanlar hep şuna inanırız: Bir cenazenin bedeninin toprakla buluşması çok önemli bir şeydir. Bizim o insana karşı yapacağımız en önemli son görevimizdir. Fakat ne yazık ki ölüye de saygı gösterilmiyor. Cenazelere müdahalelerden, taziyelere müdahalelerden vazgeçilmesinin çağrısını yapıyoruz buradan.”
‘Yepyeni, adil bir nizamı hep beraber tesis etmeliyiz’ 
Bizler biliyoruz ki gerçek anlamda bir barışı, gerçek anlamda bir adaleti tesis etmenin yolu eşit yurttaşlık hakkının hukuki zemininin oluşmasından geçer. Adil gelir dağılımından geçer. Cinsiyet eşitliğinden geçer. İnsan ve doğa için adaletten geçer. Burada, izninizle, Türkiye sosyalist hareketinin önemli teorisyenlerinden biri olan Doktor Hikmet Kıvılcımlı’nın 1957’de İstanbul Eyüp Sultan Camii’nde cemaate seslenirken verdiği birkaç mesajı paylaşmak isterim sizinle: “Erken İslam’ın tarihsel rolünü devrimci, komüncü bir çerçevede ele almalıyız. Din, tarihte egemen sınıflar ve burjuvazi tarafından, saraylar ve saltanatlar tarafından negatif bir şekilde kullanılmış, yozlaştırılmış, din bezirganları ortaya çıkmıştır. Yoksulluk dini bir emir değildir. Kader değildir. Bunun nedeni adil olmayan sömürgeci kapitalist bir sistemden doğar, sömürgecilikten doğar. Buna karşı birlikte gücümüzü kuşanmamız, örgütlenmemiz ve mücadele etmemiz gerekir. Yepyeni, adil bir nizamı hep beraber tesis etmeliyiz. 
Sözlerime son verirken şunu hatırlatmak istiyorum: Tarihte Spartaküsler köleciliğe karşı mücadele etti. Demirci Kawalar zalim Dehaklara karşı… İsa’lar çarmıha gerildi ama geri adım atmadı. Hüseyin’ler Kerbela’da direndi. Rosa’lar, Şirin’ler, Sakine’ler, Seve’ler, Pakize’ler erkek devlet ve sermaye sistemine karşı mücadele etti. Rojava’da kadınlar IŞİD’in zulmüne karşı mücadele etti ve bütün dünyaya örnek olan bir direnişi tarihe altın harflerle yazdılar. Selam olsun buradan direnen ve örnek olan bütün Rojavalı kadınlara.
‘Kürt’ün anadili için verdiği mücadele haktır’
Yine Hazreti Muhammed der ki: “Zulme karşı direnmeyen benim ümmetimden değildir.” Zulme karşı direnmek haktır. Adalet talep etmek haktır. Barış talep etmek haktır. Eşitlik, kardeşlik, özgür bir yaşam talep etmek haktır. Doğayı korumak için verilen mücadele haktır. Kürt’ün anadili için verdiği mücadele haktır. Bizlerin hep birlikte barış ve demokratik toplumun inşasındaki mücadelesi haktır. Bizler Anadolu ve Mezopotamya topraklarında yaşayanlar olarak barış ve demokrasi yolunda hakikatin meşalesini yeniden yakmak üzere yola koyulduk. Yapacağınız çalışmaların bu meşaleyi daha da büyütmekte ve etrafımızı, bütün toplumu aydınlatmakta başarılı olmasını diliyorum. Kongrenizi bir kez daha tebrik ediyorum.”
Camilerde barış anlatılmalı
Sonrasında söz alan DBP Eş Genel Başkanı Keskin Bayındır ise, barışın sağlanacağının ihtimalinin olduğu bir süreçte olunduğuna dikkat çekerek, Türkler için İslam dininin Türklüğe hizmet ettiği takdirde kendileri için var olduğunu, hizmet etmediği takdirde dini gerekliliklerine sırt döndüğünü söyledi.
Kürdistan’da bunun böyle olmadığına işaret eden Keskin Bayındır, “Yaklaşık 9O bin cami var Türkiye’de. Bu 90 bin camide tahmini günde milyonlarca insan gidip ibadet ediyor. Bu ülkede bir yıldır bir süreç var; barış olsun, özgürlük olsun, kan dökülmesin, bu toplum bir birini sevsin diyoruz. Bunların nerede söylenmesi gerekiyor? Camilerde, cemaatlerde. Ama oralarda bunlar söylenmiyor” diye belirtti.
‘Barış yalnızca bir siyasi gündem maddesi değildir’
Kökünden, ruhundan ahlaki temelinden koparılan inancın yozlaşmasının kaçınılmaz olduğunu söyleyen Hüda Kaya, şekilci ama vicdansız; dilde dinci ama pratikte adaletsiz bir toplum düzeninin oluşmasının mümkün olmadığını ifade etti.
Hüda Kaya, şu ifadeleri kullandı:
“Biz buna itiraz etmek için dini, ahlaki ve adaleti yeniden aynı cümlede buluşturmak için bir araya geldik. Demokratik İslam dediğimiz şey bir etiket değil, bir ahlak iddiasıdır. İslam’ın özü birinin ötekine üstünlüğünü ilan etmesi değildir. Öz emanetin bilincidir. Emanet insan onuru, kula hakkı, dilin doğruluğu, gücün sınırlandırılması, adaletin herkese eşit işlemesidir. İnanç devletleştiğinde değil, vicdanla buluştuğunda hayat verir. Bugün insanlığın en büyük yarası şudur: Dini konuşurken adaleti susturmak, Allah adını anarken, kulların hakkını çiğnemek ve kula kulluk etmek, merhamet derken şiddetin yanında olmak. Biz, buna dindarlık değil, dincilik diyoruz, iktidarcı din diyoruz. Bu tam da din istismarcılığıdır. Barış yalnızca bir siyasi gündem maddesi değildir. Her şeyden önce ahlaki bir yükümlülüktür. Barış yenmek değil, iyileştirmektir; susmak değil, hakikati konuşmak demektir; unutmak değil, adaletle hatırlamak demektir.”
Kürt sorununun çözümü 
Kürt sorununun çözümüne dair yürütülen sürece değinen Hüda Kaya, “Barış ilerlerken bile dili daraltan bir yaklaşım, meseleyi sadece güvenlik başlığına sıkıştıran, toplumsal boyutu örten bir dil kendini sürdürebiliyor. Burada çok net olmalıyız. Kürt meselesi bir etiket meselesi değildir. Bir halkın dili, kimliği, yerel demokrasi talepleri, eşit yurttaşlık hakları… Bunlar güvenlik parantezine alınarak değil, adalet parantezine alınarak çözülebilir” diye konuştu. Hüda Kaya, barışın tüm herkesin sorumluluğunda olduğunu vurguladı.
‘Kadınlar barışın kurucu öznesidir’
Savaşın en büyük yükünü kaldıranın ve acıları çekenin kadınlar olmasının yanı sıra barış en sağlam kuranında kadınlar olduğuna vurgu yapan Hüda Kaya, şu ifadeleri kullandı:
“Kadınlar barışı yaşamın ta kendisi olarak bilmektedirler, barış olmazsa olmaz demektedirler. Kadınlar barışın kurucu öznesidir. Bugün barış konuşulacaksa kadınların sesi ek olarak değil, esas olarak kabul edilmelidir. Barış bize yukarıdan verilecek bir hediye de değildir. Barış, bizim en doğal hakkımızdır. İnancı ve kutsalı iktidarın sopası olmaktan çıkarmak zorundayız. Artık savaşlar değil, adalet konuşsun; trajediler değil, dayanışma büyüsün; korku değil, umut yürüsün. Allah hepimizi barışın öncü ve önderlerinden kılsın.”
Eşbaşkanlar seçildi 
Burada söz alan siyasi parti ile sivil toplum örgütü temsilcileri, farklı inançlardan kesimlerde konuşmalarında kongreyi kutladı. Konuşmacılar Barış ve Demokratik Toplum Süreci’ne dikkat çekerek, başarıya ulaşması noktasında herkese sorumluluk düştüğünün mesajını verdi.
Konuşmaların ardından gidilen seçimle Mezopotamya Araştırmalar Federasyonu eşbaşkanlığı görevine Abdullah Sağır ile Perva İnal seçildi.
Kaynak: JINNEWS

Вижте още

Can Holding soruşturmasında 2 tahliye

Политика декември 25, 20251 Min Read

Sadettin Saran ‘adli kontrol’ şartıyla serbest bırakıldı

Политика декември 25, 20251 Min Read

Geçici Suriye Hükümeti’ne bağlı gruplar camiyi hedef aldı

Политика декември 25, 20251 Min Read

Evin Cezaevi’nin otele benzetilmesine tepki: Devlet propagandası

Политика декември 25, 20252 Mins Read

Yılın 11 ayında her gün 312 esnaf kepenk kapattı

Политика декември 25, 20252 Mins Read

Trump yönetiminden açıklama: Epstein belgelerinin tamamı bir haftaya açıklanabilir

Политика декември 25, 20251 Min Read

24 Aralık 2025 Reyting Sonuçları: Günün En Çok İzlenen Programı Belli Oldu

Политика декември 25, 20253 Mins Read

Libya uçağının düşmesine ilişkin soruşturmada son durum: Detaylar ortaya çıktı

Политика декември 25, 20252 Mins Read

Trump’tan yazı tipi yasağı

Политика декември 25, 20252 Mins Read

Yarının kavgasına bugünden bakalım

Политика декември 25, 20251 Min Read
Още новини
Лайфстайл

Güney Kore Kağıthane Benzerliğinden Küçük Detayları Kaçıranlara Son 24 Saatin Viral Tweetleri

декември 25, 2025
Лайфстайл

Trafik Yoğunluğu Yüzde 90: İstanbul Trafiği Yağmurla Birlikte Durma Noktasına Geldi

декември 25, 2025
Лайфстайл

Eşref Rüya’daki Mermi Sahnesi İzleyiciden Tam Not Aldı

декември 25, 2025
Лайфстайл

Gmail Kullananlar Artık Mail Adreslerinde Değişiklik Yapabilecekler

декември 25, 2025
Общество

Şam yönetimi, SDG ile temasları askıya aldı

декември 25, 2025
Лайфстайл

26 Aralık Cuma Kova Burcu Günlük Burç Yorumu

декември 25, 2025
Общество

Gazeteci Barış Terkoğlu gözaltına alındı!

декември 25, 2025
Общество

İsrail basını düşen uçaktan Türkiye’yi sorumlu tuttu

декември 25, 2025
Права и общество

Barış Terkoğlu gözaltına alındı

декември 25, 2025
Общество

Adli Tıp’tan yeni Murat Çalık kararı: ‘Cezaevinde kalabilir’

декември 25, 2025
1 2 3 … 2 795 Next
Facebook X (Twitter) Instagram Pinterest
  • Начало
  • Анализи
  • Икономика
  • Новини
  • Политика
  • Спорт
  • Финанси
  • Още
    • Жени
    • Права и общество
    • Технологии
    • Лайфстайл
    • Общество
© 2025 ThemeSphere. Designed by ThemeSphere.

Type above and press Enter to search. Press Esc to cancel.