Close Menu
  • Начало
  • Анализи
  • Икономика
  • Новини
  • Политика
  • Спорт
  • Финанси
  • Още
    • Жени
    • Права и общество
    • Технологии
    • Лайфстайл
    • Общество
Facebook X (Twitter) Instagram
Facebook X (Twitter) Instagram
Haber.bgHaber.bg
  • Начало
  • Анализи
  • Икономика
  • Новини
  • Политика
  • Спорт
  • Финанси
  • Още
    • Жени
    • Права и общество
    • Технологии
    • Лайфстайл
    • Общество
Haber.bgHaber.bg
Начало » Sanat, siyaset için midir?

Sanat, siyaset için midir?

ноември 29, 2025 Политика
Share
Facebook Twitter LinkedIn Pinterest Email
BG Прочети на български TR Прочети на турски
Nuri Bilge Ceylan’ın Türkiye sinemasında bireyin varoluş hallerine yaptığı kazıları gösteren psiko-sosyolojik filmlerindeki politik baskıyı şiddeti sanatsal çabayla...

Nuri Bilge Ceylan’ın Türkiye sinemasında bireyin varoluş hallerine yaptığı kazıları gösteren psiko-sosyolojik filmlerindeki politik baskıyı şiddeti sanatsal çabayla dolaylarken aynı hassasiyeti sanatçı tavrında gösterdiği henüz görülmedi
Osman Damla
Nuri Bilge Ceylan’ın İran devleti tarafından düzenlenen festivale katılacağını duyunca aklıma Adorno’nun aşk şiirinde ideoloji var mı meselesi geldi. Bir aşk şiiri ne kadar politik olabilir ki! Şöyle olabilir, mesela Leyla ile Mecnun’un aile yapısı, gittikleri okuldaki eğitimleri, komşuları, gündelik hayatlarının sosyolojisini düşününce aşk nasıl kaçabiliyor ideolojiden düşünmeden edemiyorum. Şimdi şöyle düşünelim demek ki hem eser hem de sanatçı belli bir ideolojik ve politik düzlemde doğası gereği olur. Doğası gereği diyorum çünkü bu bir seçim değil. Toplum ve birey çevresel ve içsel koşullarından bağımsız olamayacağına göre bunun içinde barınan o politik atmosferden kaçması mümkün mü? Peki ne yapsın sanatçı! Godard gibi eline kamerasını alıp 68 olaylarını, polis şiddetini mi çeksin! Festivalde herkesin içinde dışarda işçiler, öğrenciler dövülüyor biz burada sinema konuşuyoruz. Evet, neden olmasın. Belki de tam da sanatçı ülkesinin yeri geldiğinde ‘’kendini kaybedip’’ topluma ve bireye saldırmasını ifşa etmeli.
Fransa 68’de ne oldu?
Fransa’da 1968 yılında sokakta öğrenciler ve işçiler dövülürken 21. Cannes Film Festivali tüm süksesiyle sürüyordu. Fransız Yeni Dalga sinemacıları Godard başta olmak üzere Sosyalizm ve Avangardizm arasında salınan sinemacı tavırlarıyla bugün günümüzde bile çoğu izleyicinin “marjinal” olarak gördüğü filmleri çekiyorlardı. Sanatın politikliği ve kimin kimi alt edeceği yani sanat sanat için mi yoksa sanat politika için mi-tartışması yüzyıllardır sürüyor. Anlaşılan süremeye de devam edecek. Yakınlarda Türkiye’de Kültür Yolu Festivali adıyla devletin kendi sanatçılarını Kürdistan’daki halka enjekte ettiği de görüldü. Yıllar sonra 2002’de ABD’de de düzenlenen New York Film Festivali’ne katılan İranlı yönetmen Abbas Kiyarüstemi’ye ABD’ye giriş vizesi verilmedi. ABD’nin Kiyarüstemi’ye vize vermemesi üzerine Finlandiyalı yönetmen Aki Kaurismaki de filmlerini ABD sinema festivallerinden çekerek protesto etti. Aki Kaurismaki daha sonra George W. Bush’u ve Oscar Ödül Töreni’ni protesto etmek amacıyla filmlerini çekmişti. Yine Türkiye’de daha yakın bir zamanda 60. Antalya Film Festivali’nde Nejla Demirci’nin KHK’lı iki öğretmeni konu ettiği Kanun Hükmü belgeseli ‘yargı sürecinde’ denilerek bahane edilmiş festival seçkisinden çıkarılmıştı. Aynı şekilde Çayan Demirel’in gerillaların gündelik hayatına odaklandığı Bakur belgeseli de aynı şekilde sansürlenmişti. Özetle devlet güdümünde olan birçok festival zaten doğası gereği devlet yanlısı olarak onun bir ideolojik organı gibi hareket etmekte. Bağımsız festivaller ise yine devlet baskısı ya da kendi iç yapısındaki sansürcü zihniyetiyle filmlere sansür uygulamakta.
Bu yıl İran devleti, Fecr Film Festivali’nde ‘Türkiye – İran Kültür Yılı’ şiarıyla Türkiye sinemasına özel bir bölüm ayırdı. Festival yönetimi, Nuri Bilge Ceylan’ı ‘Özel konuk’ olarak duyurdu. Bunun üzerine İran Bağımsız Sinemacılar Derneği İran’da devletin düzenlediği bir festivale Nuri Bilge Ceylan’ın katılmasını protesto eden bir mektup yazdı.
İran Bağımsız Sinemacılar Derneği (IIFMA) tarafından gönderilen mektupta, şunlar kaydedildi: “Devlet tarafından yönetilen bu festivale katılımınız, hükümetin ülkenin kültürel durumunu sunmaya çalıştığı imajları (Sansür, baskı ve kısıtlamalarla karşı karşıya kalanların gerçek deneyimleriyle örtüşmeyen imajları) etkili bir şekilde güçlendirmektedir. İran Bağımsız Sinemacılar Derneği (IIFMA) olarak, amacı İslami Cumhuriyet’in baskısı altındaki insanların ve sinemacıların seslerini yükseltmek olan yurt dışı merkezli bir kuruluş olarak, bu karmaşıklıkları, hassasiyetleri ve kültürel sonuçları size açıkça iletmeyi amaçlıyoruz. Umarız, isminizin Fajr Festivali’ne nasıl bağlandığına ve bu ilişkinin İran sanat camiasının geniş bir kesimi tarafından nasıl yorumlandığına dair daha doğru bir resim sunarak, festivalin davetini kabul etme kararınızı yeniden gözden geçirirsiniz.”
Nuri Bilge Ceylan da cevap olarak: “Bir festivali boykot etmek elbette bir direniş biçimi olarak anlaşılabilir ancak orada yaşayan insanları gösterilecek filmlerden veya bu tür karşılaşmalardan herhangi bir nedenle mahrum bırakmak onları cezalandırmak gibi geliyor ve bu bana doğru gelmiyor. Siyasi nedenlerle katılımı reddetmek bana sanatı siyasete kurban etmek gibi geliyor. Eğer festivalleri ve orada yaşayan sanatseverleri hükümetlerin günahlarını yüklenmeye zorlayacaksak, dünyada çok az festival boykottan muaf kalacaktır’’ dedi.
Nuri Bilge Ceylan’ın Türkiye sinemasında bireyin varoluş hallerine yaptığı kazıları gösteren psiko-sosyolojik filmlerindeki politik baskıyı şiddeti sanatsal çabayla dolaylarken aynı hassasiyeti sanatçı tavrında gösterdiği henüz görülmedi. Kaldı ki filmlerdeki sinematografinin, dilin kaçınılmaz olarak gösterdiği politik görünüşü de başka dokunuşlarla baltaladığını da düşünüyorum. Hiçbir zaman varolan düzenle çarpışmayan, sürekli uzlaşan bir sanatçının İran rejimin işlediği katliamları, kadın kırımını ve siyasi zorbalığını “halk filmleri istiyor’’ diye maskelemesi trajikomik değil mi? Halkın her istediğini yerine getiriyor muyuz Sayın Ceylan?! Ken Loach, Aki Kaurismaki, Abbas Kiyarüstemi, Cafer Panahi, Costa Gavras’ı, Michael Haneke ve Lars von Trier’i ve daha yüzlerce yönetmeni özellikle “auteur’’ yönetmenleri düşününce Türkiye sinemasının özellikle darbe sonrası 90’lı yıllarda gelişen sinemasının neden bu kadar sessiz kaldığını da ayrıca düşünmek gerektiğini “düşünüyorum.’’ Anarşist yazar John Zerzan’ın dile dair eleştirileri de aklıma gelmiyor değil. Acaba Nuri Bilge’nin sinema dili ve “sanatçı’’ tavrıyla ilgili fazlasıyla dolaylamalar ve sembollerle dolu olduğundan içindeki politikliği görmek için dürbünle mi bakmak gerekiyor! Bağımsız İranlı sinemacılar haklı olamaz mı mesela! İran devletinin düzenlediği film festivali protesto edilemez mi? Halkın buna da ihtiyacı yok mu? Halk bunu da istemiş olamaz mı?

Вижте още

Призраци от миналото

Политика декември 17, 20256 Mins Read

От вътрешността на MESEM: Не можем да ходим на училище, бият ни, трябва да работим

Политика декември 17, 20255 Mins Read

Втори етап – преход от отричане към приемане

Политика декември 17, 202511 Mins Read

Мислим за социализма заедно с Движението за свобода на Кюрдистан

Политика декември 17, 20256 Mins Read

Часът на Джахан: Убийството на истината

Политика декември 17, 20254 Mins Read

Министърът на отбраната на Израел Кац представя на правителството решението за закриване на Израелското армейско радио

Политика декември 17, 20251 Min Read

Гранични сблъсъци между Камбоджа и Тайланд: Жертвите нарастват до 52

Политика декември 17, 20252 Mins Read

Оцелелите от земетресението в Марашли реагират на 11-ия съдебен пакет: „Тази наредба избягва осъждането на отговорните за смъртните случаи“

Политика декември 17, 20255 Mins Read

Постигнато споразумение между общината и работниците в Измир

Политика декември 17, 20252 Mins Read

След смъртта на Гюлшах Дурбай в община Шехаделер ще бъде избран нов кмет

Политика декември 17, 20251 Min Read
Още новини
Икономика

YouTube печели правото да излъчва наградите „Оскар

декември 18, 2025
Икономика

Мег О’Нийл става главен изпълнителен директор на енергийната компания BP

декември 18, 2025
Икономика

Тръмп заплашва Венецуела с „*искаме да си върнем правата върху петрола“

декември 18, 2025
Икономика

Икономическа и политическа програма – 18 декември 2025 г.

декември 18, 2025
Общество

Работниците излизат на протест срещу минималната работна заплата

декември 18, 2025
Общество

Незаконните залагания разяждат страната

декември 18, 2025
Общество

Защитава втората си заплата „Китката ми е права

декември 18, 2025
Общество

Признава се срещу обещание за освобождаване, измамен с 8 милиона долара

декември 17, 2025
Икономика

Парламентът одобри договорите на Германия за закупуване на военно оборудване и оръжия на стойност до 50 млрд. евро

декември 17, 2025
Икономика

Сивата инвестиция блести!

декември 17, 2025
1 2 3 … 2 649 Next
Facebook X (Twitter) Instagram Pinterest
  • Начало
  • Анализи
  • Икономика
  • Новини
  • Политика
  • Спорт
  • Финанси
  • Още
    • Жени
    • Права и общество
    • Технологии
    • Лайфстайл
    • Общество
© 2025 ThemeSphere. Designed by ThemeSphere.

Type above and press Enter to search. Press Esc to cancel.