İYİ Parti’nin Kanal İstanbul Projesi’nin yapımının durdurulması, su kaynaklarının korunması ve yaşanabilecek daha büyük ölçekli bir depreme karşı alınacak önlemlerin tespit edilmesi amacıyla TBMM Genel Kurulu’nda verdiği araştırma önerisi, AKP ve MHP’li milletvekillerinin oylarıyla reddedildi. Saadet Partisi İstanbul Milletvekili Birol Aydın öneri üzerine açıklama yaptı.
„KULAKLARINI TIKAYAN BİR İNSANI İKNA EDEMEZSİNİZ“
Birol Aydın konuşmasında, vatandaşların ekonomik zorluklarına, adalet arayışına ve İstanbul’un yapılaşma sorununa kulaklarını tıkayan bir iktidar ile karşı karşıya olunduğunu söyledi. „Kulaklarını tıkayan bir insanı ikna edemezsiniz“ diyerek başlayan Aydın, hükümetin artık sadece duymamakla kalmadığını, aynı zamanda gözlerini de kapattığını ifade etti. „Bu nedenle, kira fiyatlarının asgari ücretin üzerine çıkışını görmüyorlar. Emeklilerin sefalet koşullarında yaşam mücadelesi verdiğini kabul etmiyorlar. Adalet taleplerini, sosyal çığlıkları, yaklaşan büyük depremin ayak seslerini duymuyorlar“ dedi.
„İSTANBUL’UN GERÇEK İHTİYACI NEDİR?“
Aydın, İstanbul’un yeni nüfus celbeden projelere değil, tam tersine nüfusunun azaltılmasına ihtiyacı olduğunu vurguladı. “İstanbul’a yapılan her yeni yatırım, Anadolu’daki potansiyel gelişmeyi geciktiriyor. İstanbul zaten alarm veriyor; deprem, trafik, konut, altyapı… Bu şehri daha fazla zorlamak, sadece İstanbul’a değil tüm ülkeye büyük maliyetler çıkaracaktır” diye konuştu.
„KANAL İSTANBUL’ DEĞİL, ‘KALAN İSTANBUL’ PROJESİ“
Saadet Partili vekil, Kanal İstanbul’un rant odaklı bir proje olduğunu, bu projenin İstanbul’un sorunlarını çözmek bir yana, daha da derinleştireceğini söyledi. „Birilerinin ‘Kanal’ denince kabaran iştahı, ne yazık ki sağduyunun, bilimsel aklın ve kamusal yararın önüne geçmiş durumda. Kanal İstanbul değil, adeta kalan İstanbul’un üzerine beton dökme projesiyle karşı karşıyayız“ dedi.
„BU KOKU HER YERE YAYILIYOR“
Konuşmasının en çarpıcı bölümünde Aydın, ülke genelindeki yozlaşma ve çürüme sorunlarına dikkat çekti. „Uyuşturucu, kumar, mafya, çete, rüşvet, tehdit… Medyadan bürokrasiye, sivil toplumdan akademiye kadar her alanı saran bu koku, artık saklanamaz hale geldi. Her yer kokuyor. Bu ‘kanal kokusu’, bu kalan İstanbul’un kokusu. Bu sadece bir ekonomik kriz değil; bu, bir ahlaki çöküştür” ifadelerini kullandı. “Kokuyu hissetmiyor musunuz?“ diyerek iktidara seslendi.
„KANAL’IN MALİYETİ SADECE EKONOMİK DEĞİL“
Aydın, projenin sadece ekonomik değil, ekolojik, toplumsal ve sosyolojik olarak da ciddi maliyetleri olduğunu belirtti. „Bize düşen, bu ülkenin kaynaklarını betona değil, insana yatırmaktır. İstanbul’un değil, Anadolu’nun cazibe merkezi haline getirilmesi gerekiyor“ dedi.