Teknoloji çok ilerledi. Devlet her anımızı, yürüdüğümüz yolu ve o yolda kimlerle konuştuğumuzu dakika dakika takip edebilir, değil mi? Evet, etmek isterse.
Son dönemde binlerce sayfalara varan iddianamelerde malumunuz, HTS kayıtları havada uçuşuyor, bırakın bir araya gelmeyi aynı semtte tesadüfen bulunduğunuz kişilerle aniden “tanıdık” çıkabiliyorsunuz. O derece geniş bir gözleme-dinleme alanından bahsediyoruz.
Ama bu teknoloji, konu memleketin önemli sol gazetelerinden Evrensel sözkonu olduğunda yaya kaldı.
Şöyle ki, gazetenin İzmir bürosuna düzenlenen silahlı saldırıyla ilgili davada, halen MOBESE kayıtları ve sanığın tüm HTS kayıtları mahkeme dosyasına sunulmuş değil. Bir basın kurumuna yapılan saldırıda bu basit araştırmanın dahi yapılmamış olması bize ne anlatıyor? Gazeteciler olarak değerimizin olmadığını, daha da ötesinde saldırının dosyada yazılandan öte karmaşık bir altyapısı olduğunu mu?
Bu arada, bir silahlı saldırının en önemli delili olan silah da ortada yok…
TETİKÇİ
Davanın dün görülen ikinci duruşmasında gazetenin temsilcisi Özer Akdemir “Bu saldırının arkasındakilerin açıklanmasını istiyoruz, İsa Can Biler tetikçidir” dedi.
Sanık İsa Can Biler ise, “Tetikçi olduğum söyleniyor ama benim daha önceki dosyalarıma bakılsın. Tetikçi olsam kendimi saklardım. Planlı projeli yapardım” dedi. Yani, savunmasını sabıka kaydındaki diğer suçları örnek göstererek yaptı.
Oysa bu tür saldırılarda mahkeme önüne çıkarılan tek kişinin tam da saldırının tetikçisi olduğunu biliyoruz.
Gazetelere ve gazetecilere düzenlenen saldırılarda delillerin mütemadiyen kaybolmasına, bir türlü mahkemeye ulaştırılmamasına, davanın yıllara yayılarak emri verenlerin yargılanmamasına aşina olduğumuz gibi.
Bu hafızaya ve dosyadaki boşluklara dayanarak gazetenin avukatları, saldırı sonrası yürütülen soruşturmanın eksik ve yetersiz olduğunu belirterek toplanmayan deliller, incelenmeyen MOBESE kayıtları ve dinlenmeyen tanıklar için Başsavcılığa dilekçe verdi.
ESNAF KAMERASI
Evrensel’in haberine göre dilekçede, dosyada yer alan tek saldırı görüntüsünün çevredeki bir esnafa ait olduğu, kolluk güçleri tarafından hiçbir MOBESE kaydının toplanmadığı bilgisi yer alıyor. Türkiye’nin en büyük kentlerinden birindeki bir gazete binasına yapılan silahlı saldırıda MOBESE görüntüsünün olmaması akıl alır gibi değil. Aklın almadığı başka bir konu da saldırıyı düzenleyen kişinin silahı ve telefonu attığını söylediği yerle ilgili de görüntü kaydının olmaması.
Olmayanlar listesi uzun, örneğin saldırganın telefonuna ait HTS kayıtları olaydan yarım saat önce kesiliyor.
Ve en önemlisi saldırganın silahı nereden ve nasıl aldığına dair bilgilerle, mesajlaşmaları, irtibatta olduğu kişiler ve banka kayıtları da dosyada yok.
Yani, bir azmettirici olup olmadığına dair araştırma yapılmamış. Bu son duruşmada saldırgan da tahliye edildi. Bu saatten sonra avukatların talep ettiği eksiklikler giderilecek mi, göreceğiz.

