Federe Kürdistan Bölgesi’nde kadın katliamları artarken, resmi veriler gerçeği yansıtmıyor. Psikolog Şehên Ömer Halepçeyî, toplumsal bilinç eksikliği ve veri gizliliğinin katliamları artırdığını belirtti
Resmi verilere göre, Federe Kürdistan Bölgesi’nde her yıl yaklaşık 50 kadın katlediliyor. Ancak Bağımsız Kadın Örgütü, gerçek rakamların çok daha yüksek olduğunu ve birçok cinayetin “intihar” olarak kaydedildiğini ifade ediyor. Örgüt, yetkililerin kadın katliamları davalarına yeterince ciddiyetle yaklaşmadığını vurguluyor. Geçtiğimiz hafta Halepçe’de bir kadın, Derbendîxan’da bir kadın ve Kifri’de iki kadın katledildi.
Son 10 günde 4 kadın katliamı
Eylül ayının ilk 10 gününde yaşanan kadın katliamları şu şekilde:
4 Eylül: Silêmanî’ye bağlı Derbendîxan kasabasında bir kadın evli olduğu erkek tarafından katledildi
6 Eylül gecesi Halepçe’deki Baxê Mîrî mahallesinde biri anne ve kızı katledildi.
7 Eylül gecesi Kifri kasabasında iki aile arasında çıkan çatışmada bir kadın bıçaklanarak ağır yaralandı ve hayatını kaybetti.
Yetkililer, durumu iyileştirme bahanesiyle verileri halktan gizliyor.
Diyalog yoluyla çözülemeyen sorunlar
Psikolog Şehên Ömer Halepçeyî, kadın katliamlarındaki artışın nedenlerini şöyle değerlendirdi:
“Kadın cinayetlerinin artmasının temel sebebi, bireylerin ve toplumun sorunlarını diyalog yoluyla çözememesi. Bölgede psikolojik danışmanlık merkezlerinin, aile destek birimlerinin ve psikiyatri hastanelerinin eksikliği, sorunların çözümünü zorlaştırıyor. Bu durum, olayların intihara veya cinayete kadar varmasına yol açıyor.”
‘Psikolojik ve sosyal hizmetlerin yaygınlaştırılması gerekiyor’
Şehên Ömer Halepçeyî, yetkililerin kadın katliamlarının çoğunu gizlediğini ve bu gizliliğin aşiret yapısı ile toplumsal nedenlerden kaynaklandığını belirterek, “Toplumun suskunluğu ve şikayetçi olmaması, yasal süreçlerin önünü tıkıyor. Bu nedenle failler cezalandırılamıyor. Yetkililerin bu olaylara ciddiyetle yaklaşması, psikolojik ve sosyal hizmetlerin yaygınlaştırılması gerekiyor. Toplum, karar almadan önce bilinçlendirilmeli. Kadınlar, sorun yaşadıklarında danışmanlık merkezlerine başvurmalı ki süreç yarıda kalmasın. Aynı zamanda sivil toplum kuruluşları ve örgütler, toplumun bilinçlendirilmesinde daha etkin rol oynamalı ki özellikle kadınlar bu cinayetlere maruz kalmasın” dedi.
‘Kendimizi sorumlu hissediyoruz’
Kadınların sorunlarını çözmek için başvuruda bulunup bulunmadığı sorusuna Şehên Ömer Halepçeyî şu yanıtı verdi:
“Biz psikolojik ve sosyal araştırmacılar olarak kendimizi sorumlu hissediyoruz. Kadınlar bizimle iletişime geçip sorunlarını çözebilirdi. Yerel imkanlar sınırlı olsa da örgütler ve bireyler aracılığıyla sorunları çözmeye çalışabilirdik. Ancak daha ciddi adımlara ihtiyaç var.”
Kaynak: NÛJINHA