Dengbêjlerin stranlarında hep aynı söz geçer: “Evîn û aşîtî bê wî nabe.” (Sevgi ve barış olmadan olmaz.)
Bugün işçinin, köylünün, gençlerin dilinde de aynı sızı var. Ekonomik kriz derinleştikçe sofrada ekmek küçülüyor, umutlar daralıyor.
DİSK Araştırma Merkezi’nin (DİSK-AR) verilerine bakalım:
2025 itibarıyla genç işsizlik oranı yüzde 20’nin üzerinde, kadın işsizlik oranı ise erkeklerden çok daha yüksek. Her dört genç kadından biri iş bulamıyor.
Ücretli çalışanların reel alım gücü, yüksek enflasyon karşısında her ay eriyor. Son bir yılda resmi enflasyon yüzde 60’ın üzerinde, ama işçinin mutfaktaki enflasyonu bunun da ötesinde.
Vergide adalet yok: Büyük şirketler ve sermaye grupları vergi aflarıyla korunurken, işçi ve emekçi maaşından alınan gelir vergisi katlanarak artıyor. Asgari ücretli yılın yarısından sonra yüzde 20’lik vergi dilimine giriyor, maaşı daha eline geçmeden kesiliyor.
İşte bu tabloyu yaratan şey yalnızca kötü ekonomi yönetimi değil; savaşa ayrılan dev bütçelerdir. Her tank bir okulun yıkılan duvarı; her mermi bir öğrencinin çantasına giremeyen kitap demek oluyor.
Halk bunu görüyor, yaşıyor. Fabrikada işçi, tarlada köylü, üniversitede genç hep aynı şeyi söylüyor: “Savaş bütçesiyle olmaz, barış ekmeğiyle olur.”
Kürt siyasi hareketi yıllardır dile getiriyor: Çözüm süreci yarım kalmamalı. Çünkü barış sadece silahların susması değil, aynı zamanda demokrasinin güçlenmesi, özgürlüklerin genişlemesi, halkın iradesine saygının artmasıdır. Barış aynı zamanda işsizlikle mücadele, enflasyona karşı güçlü bir ekonomi ve vergide adalet demektir.
Bugün çözüm sürecindeyiz, ama bu süreç kağıt üstünde kalmamalı. Bir an önce barışla taçlanmalı, halkın sofrasına huzur, çocukların geleceğine güven gelmeli. Çünkü barış demek özgürlük demektir, demokrasi demektir, işçinin ekmeğinin büyümesi demektir.
Ve biz biliyoruz ki, dağın yamacında yankılanan stran nasıl köyün kalbine iniyorsa, barış da bu halkın kalbine inecek. İşte o zaman, kriz değil; umut konuşacak.
Çözüm sürecindeyken, bir an önce barışla taçlanmalı; özgürlükler, demokrasiler, halkların kardeşliği büyümeli.