Doğu Anadolu Bölgesi’nin büyük bölümünde kış şartları etkisini gösterirken, Iğdır’da yazdan kalma günler yaşanıyor. Mevsim normallerinin üzerinde seyreden hava sıcaklıkları nedeniyle, her yıl göç eden leylekler henüz Iğdır’dan ayrılmadı.
Yaklaşık 100’e yakın leylek, normal şartlarda havaların soğumasıyla birlikte sıcak ülkelere göç ederken, bu yıl da ılık geçen hava koşulları nedeniyle yuvalarında kalmayı tercih etti. Elektrik direkleri ve yüksek binaların üzerine yuva yapan leylekler, yeni yıla da Iğdır’da girmeye hazırlanıyor.
Yurttaşlar, son yıllarda iklim şartlarında ciddi değişiklikler yaşandığına dikkat çekerek, „Bu yıl Iğdır’da kar yağmadı, havalar oldukça güzel geçti. İklimler değişmiş durumda. Leylekler son üç-dört yıldır havanın kurak ve sıcak geçmesi nedeniyle göç etmiyor. Eskiden kış gelince giderlerdi, bu yıl misafir oldular. Ancak kuraklık büyük bir sıkıntı“ dedi.
„TÜM KIŞI GÖÇ ETMEDEN GEÇİREBİLİYORLAR“
Konuyla ilgili konuşan Yüksek Ziraat Mühendisi Ve Yaban Hayatı Uzmanı-Ornitolog Mete Türkoğlu, şunları söyledi:
„Iğdır’ın sembolü olan leylekler, kışın bile buradan göç etmemektedirler. Çünkü Aras Nehri ve Karasu Nehri’nden gelen biyolojik çeşitliğin, besin zincirinin bol olması ve diğer illerdeki sulak alanların donması sebebiyle Iğdır’da konumlanmaktadırlar. Şu anda yüzlerce leylek sayabiliriz. Leyleklerin 3/1, yani yüzde 30’u Iğdır’dan göç etmeden yaşayabilmektedirler. Doğu Anadolu Bölgesinde Iğdır’da havanın bütün illere göre daha ılıman olması ve Araz-Karasu nehirleriyle beslenmesi sebebiyle besin bolluğundan dolayı leylekler burayı kışın bile göç etmeden geçirebiliyorlar. Kısaca şunu diyebiliriz, leyleklerin 3/1 yani yüzde 30’u Iğdır’dan göç etmeden yaşayabilmektedirler. Bu da besin bolluğunun ne kadar çok olduğunu göstergesidir. Doğu Anadolu’daki diğer illerde sulak alanların donması ancak Iğdır’da don olayının fazla yaşanmaması, leyleklerin ve diğer kuşların buraya gelmesine katkıda bulunmaktadır.“
Uzmanlar ise leyleklerin göç etmemesinin, iklim değişikliğinin ve mevsimsel dengesizliklerin doğal yaşam üzerindeki etkilerini açıkça gösterdiğini belirtiyor. Özellikle kış aylarında görülen bu tablo, hem bölge halkının hem de doğa gözlemcilerinin dikkatini çekiyor.

