Close Menu
  • Начало
  • Анализи
  • Икономика
  • Новини
  • Политика
  • Спорт
  • Финанси
  • Още
    • Жени
    • Права и общество
    • Технологии
    • Лайфстайл
    • Общество
Facebook X (Twitter) Instagram
Facebook X (Twitter) Instagram
Haber.bgHaber.bg
  • Начало
  • Анализи
  • Икономика
  • Новини
  • Политика
  • Спорт
  • Финанси
  • Още
    • Жени
    • Права и общество
    • Технологии
    • Лайфстайл
    • Общество
Haber.bgHaber.bg
Начало » Ahmet El Şara 6 Mayıs’ı neden yasakladı?

Ahmet El Şara 6 Mayıs’ı neden yasakladı?

октомври 7, 2025 Политика
Share
Facebook Twitter LinkedIn Pinterest Email
BG Прочети на български TR Прочети на турски
Arap dünyasında halen federalizm ya da öz yönetim kavramlarına kuşkuyla bakılmasının nedeni, bu tarihsel bastırma zinciridir. 6 Mayıs, bu zincirin kolektif hafızadaki...

Arap dünyasında halen federalizm ya da öz yönetim kavramlarına kuşkuyla bakılmasının nedeni, bu tarihsel bastırma zinciridir. 6 Mayıs, bu zincirin kolektif hafızadaki izidir; her halk kendi özerklik potansiyelinin infaz edildiği bir günü taşır
Sinan Cudi
Ortadoğu’nun son yüz yılı, aslında aynı sorunun farklı biçimlerde sahnelendiği bir hikâye ve merkezileşmiş iktidarın kendini sürekli yeniden üretme çabasının tarihidir.
Bu çabanın en çarpıcı sembollerinden biri 6 Mayıs’tır. Farklı yıllarda, farklı halklara karşı işlenen ama aynı zihniyetin ürünü olan üç olay!
1916’da Arap vilayetlerinde El La Merkeziye Cemiyeti üyeleri Osmanlı imparatorluğunun çok uluslu, çok dilli, çok katmanlı siyasal birliğinin yeniden oluşturulmasını savunuyordu. Arapça’nın resmi statü kazanması, yerel meclislerin yetkilendirilmesi ve vilayetlerin özerk idaresi gibi talepler, aslında imparatorluğun çöküşünü engelleyecek bir âdem-i merkeziyet fikrine dayanıyordu. Fakat İttihatçı zihin, bu talebi “bölünme” olarak okudu. Cemal Paşa’nın Şam ve Beyrut’ta 21 Arap aydınını 6 Mayıs 1916’da idam ettirmesi bu anlamıyla bir fikrin idamıydı.
Bu idamlarla birlikte Arap dünyasında siyasal özneleşmenin seyri değişti; yerel özerklikten ulusal devlet kurma hedeflerine kayış başladı. Seküler, yerelci ve çoğulcu bir Arap düşüncesinin önü kesildi; yerine tekçi, merkeziyetçi Arap milliyetçiliğinin yolu açıldı.
Yaklaşık yarım yüzyıl sonra, 6 Mayıs 1972 sabahı Ankara’da üç genç asıldı. Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan, Yusuf Aslan’ların mücadelesi biçim olarak sosyalistti ama özünde benzer bir adalet talebini taşıyordu. “Tam bağımsız Türkiye” sloganı hem emperyalizme hem de devletin kendi içinde kurduğu merkezileşmiş iktidar yapısına bir itirazdı. Gezmiş’in mahkeme savunmasında dile getirdiği “Yaşasın Türk ve Kürt halklarının kardeşliği!” sözü ise aslında ulus-devletin tekçi zihniyetine doğrudan bir meydan okumaydı.
1970’lerin sonunda solun kendi içinde parçalanması, 12 Eylül darbesiyle kitlesel bastırma süreci ve 1980 sonrası neoliberal dönüşüm, halkların kolektif siyasal kapasitesini dağıtan yeni merkezileşme biçimleridir. Böylece devlet, kurumsal ve toplumsal bilinç düzeyinde de merkezileşmiştir. 6 Mayıs 1972 bu anlamda bir kuşağın özneleşme imkanının idamıdır.
1990’lara gelindiğinde bastırma biçimleri artık ulusal sınırların ötesine taşınmıştı. 6 Mayıs 1996’da Şam’da Önder Abdullah Öcalan’a yönelik bombalı saldırı girişimi, bu yeni dönemin simgesidir. Kürt özgürlük hareketi o tarihlerde artık Türkiye’nin sınırlarını aşmış, Suriye, Lübnan ve Avrupa’da siyasal bir aktöre dönüşmüştü. Kadın özgürlük mücadelesi, komünal ekonomi, demokratik konfederalizm tartışmaları Kürt hareketini klasik ulusal hareketlerden ayıran yeni bir evreye taşımıştı. Bu saldırı, yeni bir siyasal paradigmanın doğuşunu durdurmayı amaçlıyordu.
1916’da Arap özerkliği, 1972’de halk dayanışması, 1996’da Kürt demokratik özerkliği aynı zihinsel merkez tarafından tehdit olarak görülmüştü. Artık bu merkez tek bir devlette değil, bölgesel bir ittifakta vücut bulmuştu. Türkiye’nin baskısıyla Suriye rejiminin Önder Apo’yu sınır dışına çıkmaya zorlaması, 1998 Adana Mutabakatı ile kurumsallaşan bu bölgesel merkezileşme hattını pekiştirdi. Devlet şiddeti böylece ulus-devlet sınırlarını aşan, koordineli bir biçim aldı. Bu, Ortadoğu’nun yeni siyasal düzeninde “bütünlük” fikrinin, halkların özerklik taleplerine karşı bölgesel düzeyde savunulması anlamına geliyordu.
Bugün Suriye yönetiminin 6 Mayıs’ı “Şehitler Günü” olarak anmaktan vazgeçmesi de aynı zincirin devamıdır. Uzun yıllar boyunca Şam ve Beyrut meydanlarında anılan bugün, yeni Arap kimliğinin inşası sürecinde resmi takvimden çıkarıldı. Bu yalnızca bir tarihsel unutkanlık değil, hafızanın merkezileştirilmesidir.
Bu olaylar zinciri, yüz yıl boyunca değişmeyen üç temel eğilimi açıkça gösterir.
Birincisi, merkezileşmenin güvenlikle özdeşleştirilmesidir. Osmanlı için Arap özerkliği ihanet, Cumhuriyet için halk dayanışması anarşi, modern devletler için Kürt özerkliği terördür. “Güvenlik” söylemi her dönemde özerklik talebini siyasetin dışına itmenin meşrulaştırıcı aracına dönüşmüştür.
İkincisi, özneleşmenin kriminalizasyonudur. Entelektüel özerklik, kolektif direniş ya da toplumsal öz savunma, her dönemde suç kategorisine sokulmuş, böylece devlet suçun tanımını tekeline alarak da hükmetmiştir.
Üçüncüsü ise toplumun iç merkezileşmesidir. Halklar, devleti kutsal bir bütünlük olarak benimseyip kendi özerklik taleplerini bastırmaya başlamışlardır. Böylece merkezileşme yalnızca yukarıdan değil, aşağıdan da yeniden üretilmiştir.
Bu üç dinamik, halkların siyasal tahayyülünü daraltmıştır. Arap dünyasında halen federalizm ya da öz yönetim kavramlarına kuşkuyla bakılmasının nedeni, bu tarihsel bastırma zinciridir. 6 Mayıs, bu zincirin kolektif hafızadaki izidir; her halk kendi özerklik potansiyelinin infaz edildiği bir günü taşır.
Bir de doğum günü 6 Mayıs olan Cemal Paşa’nın, Osmanlı modernleşmesinin merkezileştirici aklının temsilcisi olduğunu da unutmayalım. Bugün Türk, Arap ya da Fars kimliği üzerinden şekillenen bütün ulus-devletler, bu aklın farklı dillerdeki devamıdır. Hepsi aynı özden türemiştir: devleti korumak, toplumu merkeze bağlamak, farklılığı bastırmak. Bu nedenle 6 Mayıs, bir anlamda merkezileşme ideolojisinin yeniden doğum günüdür.

Вижте още

Съмракът на чистилището – Buğra Gökce

Политика октомври 15, 20251 Min Read

Лъжата за „демокрацията“, която тече от трътките!

Политика октомври 15, 20251 Min Read

Новият сезон започна бързо

Политика октомври 15, 20251 Min Read

С Близкия изток е свършено, сега е време за Западните Балкани!

Политика октомври 15, 20251 Min Read

Сценарии на САЩ за Турция

Политика октомври 15, 20251 Min Read

Ozgur Ozel На опозицията не могат да се поставят граници

Политика октомври 14, 20252 Mins Read

Филтрите на комина не работят

Политика октомври 14, 20252 Mins Read

Журналистът Неджметин Салаз е почетен на гроба си

Политика октомври 14, 20251 Min Read

Кризата с питейната вода е непосредствена заплаха

Политика октомври 14, 20253 Mins Read

Писмо от жени от Северна и Източна Сирия до Абдула Йоджалан

Политика октомври 14, 20252 Mins Read
Още новини
Икономика

Нетаняху постави ултиматум! „В противен случай адът ще се разрази!

октомври 15, 2025
Икономика

Операция за киберпечалба на стойност 200 милиона лири: 61 души са заловени

октомври 15, 2025
Икономика

Критично развитие по линията Газа-Египет! Израел отваря днес граничния пункт Рафах

октомври 15, 2025
Права и общество

Спомени за спора за редкоземните елементи

октомври 15, 2025
Политика

Сценарии на САЩ за Турция

октомври 15, 2025
Политика

С Близкия изток е свършено, сега е време за Западните Балкани!

октомври 15, 2025
Политика

Новият сезон започна бързо

октомври 15, 2025
Политика

Лъжата за „демокрацията“, която тече от трътките!

октомври 15, 2025
Политика

Съмракът на чистилището – Buğra Gökce

октомври 15, 2025
Жени

Юве кандидатства за Шкриняр

октомври 14, 2025
1 2 3 … 1 701 Next
Facebook X (Twitter) Instagram Pinterest
  • Начало
  • Анализи
  • Икономика
  • Новини
  • Политика
  • Спорт
  • Финанси
  • Още
    • Жени
    • Права и общество
    • Технологии
    • Лайфстайл
    • Общество
© 2025 ThemeSphere. Designed by ThemeSphere.

Type above and press Enter to search. Press Esc to cancel.