Süreçte ikinci basamak konuşulurken İmralı görüşmesi sonrası siyasi ortamda beklenmedik şekilde gerilim arttı. Görüşme öncesi katılım ve gitme konusunda çok tartışmalı anlar yaşanmıştı. Görüşme tamamlandıktan sonra ise bu kez tutanak konusunda garip olaylar yaşandı. Tutanakların aslı hâlâ kamuoyuna resmen açıklanmadı.
AKP görüşmeden beklediklerini duyamayınca olanları örtmeye çalışıyor. Ancak DEM Parti’den giden görüşmeci buna fırsat vermedi. SDG güçlerinin Şam’a katılması konusu sürecin gidişini en çok etkileyen konu olduğu biliniyor. Sorun çözülmedikçe gerilim de doğal olarak artıyor. Üstelik Neçirvan Barzani’nin yaptığı açıklama gerilimi daha da arttırdı.
“Mesud Barzani’nin Şırnak’taki provokatif görüntüleri büyük tepki çekerken Kuzey Irak yönetiminden Suriye ile ilgili bir açıklama geldi. IKYB Başkanı Neçirvan Barzani, Suriye’de yeni yönetimin adem-i merkeziyetçi (yerel yönetimin güçlü olması) bir yapıda olması gerektiğini söyleyerek…’’ SDG olağanüstü bedeller ödedi. Entegrasyon garantisi olmadan silah bırakmaları beklenemez.” açıklamasında bulundu.” (Yeni Şafak) Şam’daki pazarlıklar artık HTŞ ve SDG arasında olmaktan çıktı. Elbette ABD işin esas yönlendiricisidir; ancak son haftalarda bölgedeki Kürt yönetimleri Şam’daki pazarlıklarla doğal olarak çok yakından ilgileniyorlar. Bölgedeki dengeler sancılı bir değişim sürecine girdi.
İsrail çok öne çıktı, kendi güvenlik konseptine göre Suriye’yi şekillendirmeye çalışıyor. ABD İsrail’in isteklerini dikkate alırken aynı zamanda bölgede öne çıkan körfez ülkelerinin bakışını dikkate almadan davranamaz. Washington bir türlü kurtulamadığı bölgede üstelik en büyük konsolosluğunu Erbil’de açıyor. Trump yönetimi bölgeyi dizayn ederken İsrail’i, Körfezi, özellikle Suudi Arabistan’ı, Kürt yönetimlerini, Irak’ı ve Ankara’yı dikkate alarak riskli bir yolda adımlar atıyor. Güçlerin bir çözüme doğru gitmesi için belli ki epeyce bir zamana gerek var. Bu süreci Washington nasıl değerlendirecektir? Tom Barrack’ın birbirini tutmayan açıklamalarına bakılırsa Trump’ın kurmay heyetinde henüz somut bir stratejik gidiş planlanmamıştır.
Böyle hassas bir zamanda İstanbul’da toplanan DEM Parti’nin düzenlediği Barış ve Demokrasi Konferansında İlham Ahmed’in Trump’a ve Ankara’a yaptığı çağrılar önemliydi. İlham Ahmed’in Türkiye’ye gelme isteğine AKP’i sözcüsünün verdiği cevap Ankara’nın kireçlenmiş tavrını devam ettirdiğine bir kez daha kanıt oldu.
Üstelik tam Barış Konferansı sırasında genel kurmay başkanı S. Bayraktaroğlu’nun komutanlarla birlikte Şam’a gitmeleri ilginçtir. Amaç Şam’daki “Ortak Harekat Merkezi”nde incelemeler yapmaktır. Bu gidiş neye hazırlıktır, yakında ortaya çıkar. Süreç yeni ve kaçınılmaz şekilde daha gerilimli bir basamağa tırmanıyor. Bugüne kadar Kürt Özgürlük Hareketi öyle görünüyor ki, atması gereken adımları atmıştır. Artık sıra devletin atacağı adımlara gelmiştir. İşin doğası gereği yeni basamak gerilimi yüksek bir seyir izleyecektir. Bir yandan bölgede yeni dengeler kurulurken sahadaki aktörlerin çıkarlarının ara kesitlerde buluşması büyük zorluklar barındırmaktadır. Öte yandan sürecin Türkiye’deki kısmı da kaçınılmaz bir şekilde cumhur ittifakını çok zorlayacak bir eşiğe gelmiştir.
Bu eşik doğası gereği gerilim yüklüdür.
Докато се обсъждаше втората стъпка от процеса, след срещата в İmralı напрежението в политическата обстановка неочаквано нарасна. Преди срещата имаше много спорове относно присъствието и напускането на...

