İHD Amed, Êlih şubeleri, Gever Temsilciliği ve kayıp yakınları, 90’lı yıllarda kaybedilen ve katledilenlerden Feysel Aslan, Vahit Narin ve Yılmaz Gümüş’ün akıbetini sordu. Yapılan açıklamalarda, ‘Biz biliyoruz ki; susmak kaybedenleri cesaretlendiren politik bir tercihtir, susmayacağız. Adalet ve hakikat arayışımızda ısrarcı olacağız’ denildi
İnsan Hakları Derneği (İHD) Amed, Êlih (Batman) şubeleriyle Gever Temsilciliği’nin ve kayıp yakınlarının “Kayıplar bulunsun, failler yargılansın” adıyla düzenlediği eylemler devam etti. Kaybettikleri yakınlarının fotoğrafları ve “Kayıplar bulunsun, failler yargılansın” pankartıyla bir araya gelen kayıp yakınları, kaybedilen ve katledilen yakınlarının akıbetini sorarak, olayı gerçekleştirenlerin cezalandırılmasını istedi.
Amed
Amed’in Rezan (Bağlar) ilçesi Koşuyolu Parkı İnsan Hakları Anıtı önünde 869’uncusu düzenlenen eylemde, 3 Ekim 1992’de Amed’in Pasûr (Kulp) ilçesinde askerler tarafından otelinde infaz edilen ve cansız bedeniyle birlikte oteli yakılan Vahit Narin’in hikayesi anlatıldı. Narin’in hikayesini anlatan İHD Amed Şube Yöneticisi Eylem Kaya, 2 Ekim 1992’de ilçede çıkan çatışmanın ardından ilçede 4 gün sürecek sokağa çıkma yasağının ilan edildiğini, yasakla birlikte ilçenin askerlerce taranıp, işyerlerinin yakıldığını, gözaltına alınmaların yaşandığını söyledi. Olayda ilçenin tek oteli Narin Otel’inde yakıldığını ifade eden Eylem Kaya, “O gün kurşunların camlara isabet etmesiyle oteldeki herkes bodrum katına sığınır. Çatışma günü saat 14.00 civarında Narin Otel’in bodrum katına 3 uzman çavuş tekmeyle kapıyı kırarak, girer. Askerler bodrumda bulunan otel müşterilerini lobiye çıkartıp ardından sırtlarına dipçikler vurarak herkesi yüzüstü yere yatırır. Vahit Narin, 2 uzman çavuş tarafından lobinin arkasına götürülür. O an iki el silah sesi duyulur. Vahit Narin 2 uzman çavuş tarafından katledilir. Otelde bulunanlar karakola götürülür. Otelin deposunda bulunan ipekböceği kozaları askerler tarafından bütün odalara dağıtılır ve kozalar ateşe verilir. Vahit Narin’in cansız bedeninin içinde bulunduğu otel yakılır. Daha sonra otopsi işlemleri için savcılık tarafından aile çağırılır. Otopsi işlemlerine katılan Vahit Narin’in oğlu şikâyetçi olur. Yıllarca devam eden bu süreçten bir sonuç elde edilmez. Aile, daha sonra dosyayı AİHM’e taşır. AİHM bu davadan Türkiye’yi mahkûm eder” diye konuştu.
Eylem, yapılan oturma eyleminin ardından sona erdi.
Êlih
Êlih’te 705’inci haftasında giren eylem Gülistan Caddesi’nde bulunan İnsan Hakları Anıtı önünde gerçekleştirildi. Eylemde, 21 Ekim 1993’te henüz 17 yaşındayken Êlih merkez Yeşiltepe Mahallesi’nde kaybedilen Yılmaz Gümüş’ün akıbeti soruldu. Gümüş’ün hikayesini İHD Şube yöneticisi Ali Karadoğan anlattı. Karadoğan, Yılmaz Gümüş’ün babası Fahrettin Gümüş’ün başvuru sürecinde anlattığı şu ifadelerine yer verdi: “Oğlum Yılmaz Gümüş 1976 doğumluydu, kaybedildiğinde henüz 17 yaşındaydı, Êlih’te bir fotoğraf stüdyosunda çalışıyordu. 21 Ekim 1993 günü çalıştığı işyerinden, saat 09:00’da Yeşiltepe Mahallesindeki bir ilkokulda fotoğraf çekimi yapmak için ayrılmıştı. O günden beri kendisinden haber alamadık. Oğlum Yılmaz, kaybedilmeden 1 ay kadar önce Batman Emniyet Müdürlüğünce gözaltına alınmıştı. Ailenin, resmi kurumlar nezdindeki tüm girişimlerine rağmen Yılmaz Gümüş’ten o tarihten itibaren bir daha haber alınamadı. Biz biliyoruz ki; susmak kaybedenleri cesaretlendiren politik bir tercihtir, susmayacağız. Adalet ve hakikat arayışımızda ısrarcı olacağız.”
Açıklama oturma eylemiyle son buldu.
Colemêrg
Colemêrg’in Gever (Yüksekova) ilçesinde Sanat Sokağı’nda kaybettikleri yakınlarının fotoğrafları ve “Kayıplar bulunsun, failler yargılansın” pankartıyla bir araya gelen kayıp yakınları, 1994’te askerlerce katledilen Feysel Aslan’ın akıbetini sordu. Konuya ilişkin açıklama yapan İHD Yöneticisi Tayyüp Canan, “Yaşam hakkına yönelik ihlallerin hukuki açıdan sürekli sonuçsuz bırakılması vatandaşların hukuka olan güven duygusuna ket vurmaktadır. Bizler insan hakları savunucuları olarak ‘inşa edilmeye çalışılan faili meçhuller ülkesi’ kavramının tam karşında duracağız” dedi.
Feysel Aslan ve akrabası Fevzi Tekin’in çalı çırpı toplamak için kamyonetleriyle abluka altında olduğunu bilmeden Alyawa köyüne doğru gittiklerini, köye varmadan askerlerin askerlerce uzun namlulu silahlarla vurulduklarını söyledi. Olayda Feysel Aslan’ın olay yerinde öldüğünü, Feyzi Tekin’in ise ağır yaralandığını belirten Canan, askerlerin çağrılan ambulansın geçişine vermediğini, Feyzi Tekin’in de yaşamını yitirdiğini düşünerek, çok sonrasında ambulansın geçişine izin verdiğini anlattı. Aslan ailesinin yaptığı suç duyurusuna ise takipsizlik kararı verilerek dosyanın kapatıldığını belirten Canan, “Tüm bu olayların haricinde Feyzi Tekin henüz hastanede tedavisi tamamlanmadan tutuklanarak Diyarbakır Cezaevi’ne gönderildi. Hukuk kavramının yerle bir edildiği, adalet olgusunun yerlerde sürüklendiği Feysel Aslan dosyasında cezasızlık olgusunun tam olarak karşısındayız. Feysel Aslan’ın katledilmesindeki tüm sorumluların adil ve eşit bir yargı sistemi önünde yargılanıp gerekli cezaları aldıklarını görene kadar vazgeçmeyeceğiz” diye konuştu.
Açıklama, oturma eyleminin ardından sona erdi.
HABER MERKEZİ
IHD Amed, клоновете на Êlih, представителството на Gever и роднини на изчезнали организираха протест, за да поискат съдбата на Фейсел Аслан, Вахит Нарин и Йълмаз Гюмюш, които са изчезнали и убити през 90-те години.