Приказка за Хакан Фидан

Derviş CEMAL Tayyip Erdoğan, 4 Haziran 2023’te başkanlık rejimi döneminin ikinci kabinesini açıkladığında dikkatlerin çevrildiği üç bakandan birisi de Hakan Fidan’dı. Mehmet Şimşek ve Ali Yerlikaya ile birlikte tek adam yönetiminin gözde prensi olarak lanse edildi Hakan Fidan. Saray yönetiminde önemli bir makama atanmıştı. Oluşturulan algının da etkisiyle ilk dönemlerde muhalefet partilerinden dahi bu üç bakana olumlu övgüler dizildiği oldu. Uzun yıllar MİT’in başında bulunan Fidan’ın bakanlık koltuğuna oturtulması sürpriz değildi, zira Fidan’ın her fırsatta kapağı Dışişleri’ne atmaya çalışıyordu. Öyle ki Ahmet Davutoğlu döneminde -Haziran 2015 seçimleri- bakanlık sevdası uğruna girişimde bulunmuş, Erdoğan’dan yediği fırça üzerine yeniden MİT’in başına dönmek zorunda kalmıştı. Fidan’ın kendisinden habersiz olarak MİT’ten istifa etmesine ve siyasete atılma kararına tepki göstermiş, “kırgın” olduğunu söylemişti. Erdoğan’ın “sır küpüm” dediği Fidan, tek adam rejiminin inşasındaki kilit aktörlerdendi. 23 yıllık AKP iktidarının da en esrarengiz simalarındandı. 2010’da atandığı ve 13 yıl başında olduğu MİT’i dönüştürürken önceki başkanlardan da farklılık arz ediyordu. Bu süre zarfında neredeyse tek bir kez dahi kamuoyunda sesi duyulmamıştı. Fidan arka planda rejimin taşlarını döşemekle meşguldü. İçeride muhalefete yönelik büyük bir kuşatma gerçekleştirilirken dışarıda da Libya’dan Suriye’ye, Ukrayna’dan Kafkaslara tüm bölgesel süreçlerde MİT adına operasyonlara imza atıyordu. MİT’İN BAŞINDAYKEN ÜLKENİN BAŞINA GELENLER Amerika’da aldığı eğitim, astsubaylıktan akademisyenliğe, oradan da MİT Başkanlığı ve Dışişleri Bakanlığı’na uzanan kariyeri ile dikkat çeken bir kişiydi. Erdoğan’ın başbakanlığı döneminde Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı (TİKA) Başkanlığı, Başbakanlık Müsteşar Yardımcılığı gibi görevler üstlenen Fidan, 42 yaşında atandığı MİT Başkanlığı’nda proaktif bir yönetim sergilemişti. İktidar ve yandaşları Hakan Fidan üzerinden bir başarı hikâyesi yazmaya çalışırken MİT başkanlığı dönemindeki tartışmalı uygulamalarını, fiyaskolarını, başarısız operasyonlarını görmezden geliyorlardı. Suriye ve Ortadoğu’daki hezimetler, ülke içinde patlayan bombalar hepsi tartışmaya açıktı. Ülke tarihinin en kanlı katliamlar süreci Fidan’ın MİT Başkanlığı döneminde yaşandı. Cihatçı katiller ellerini kollarını sallaya sallaya ülkenin çeşitli kentlerinde yüzlerce kişiyi katletti. Havalimanları basıldı, ülkenin en işlek caddelerinde bombalar patlatıldı, gece kulüpleri kana bulandı. Ve tabi bir de 15 Temmuz darbe girişimi de yaşandı. SON BİRKAÇ AYDA YAŞANAN FİYASKOLAR Hakan Fidan bakanlığı döneminde de silik, başarısız bir yönetim sergiledi. Selefi Mevlüt Çavuşoğlu’ndan devraldığı bakanlığı süresince Türk dış politikasında yaratılmaya çalışılan algıya karşın peş peşe hüsranlar yaşanıyor. • Amerikancı çözüme teslim oldular: Suriye’de tüm “kırmızı çizgiler”e rağmen Amerikancı bir çözüme razı olundu. ABD’nin devreye girmesiyle SDG ile anlaşıldı, Kürtlerin yeni Suriye yönetimine entegre olması kabul edildi. • İsrail, Türkiye’nin Suriye’de istediği üssü vurdu: İsrail 3 Nisan’da Suriye’de Türkiye’nin İHA/SİHA konuşlandırmak istediği iddia edilen Hama’daki T4 hava üssünü bombaladı. Ankara bu saldırıyı İsrail’in tehditlerini en alt perdeden karşıladı. • Türk devletleri Güney Kıbrıs’ı tanıdı: 4 Nisan’da “Kardeş” Orta Asya Türk Devletleri Kazakistan, Özbekistan ve Türkmenistan Güney Kıbrıs’ı resmen tanıdı, elçilikler açtı. Sırada Kırgızistan ve Azerbaycan var. • ABD Libya’da anlaşmayı yok saydı: Türkiye'nin Kasım 2019’da Libya ile yaptığı deniz sınırı anlaşmasını takmayan ABD tekelleri, Exxon Mobil ve Chevron Girit adasının açıklarında petrol-gaz arama lisansları aldı. ABD yönetimi Trablus’ta ve Bingazi’de çatışan taraflar arasında tahakküm kurdu. • Doğu Akdeniz’de yalnızlık: Doğu Akdeniz enerji paylaşım rekabetinde Türkiye iyice yalnızlaştı. İsrail, Güney Kıbrıs, Yunanistan ve Mısır arasındaki ittifak Ankara’ya manevra alanı bırakmadı. • Mavi Vatan hezimeti: Türkiye’nin denizlerdeki çıkarlarını savunmak amacıyla icat edilen “mavivatan”da da büyük hezimetler yaşanıyor. Yunanistan, Güney Kıbrıs, İsrail üçlüsü arasındaki anlaşmalar Türkiye’yi oyun dışına itti. Fransız, Amerikan, İngiliz sondaj gemileri Türkiye’nin hak iddia ettiği alanlarda keşif faaliyetlerini sürdürüyor. Doğu Akdeniz'de yeni bir safhaya geçilirken iktidar olabildiğince sessiz. • Gazzelilerin hicreti: İsrail’in iki yıldır ölüm kusmasına göstermelik tepkilerin dışında ses çıkarılmazken ticaret devam ediyor. Şimdi de Filistinlilerin sürülme planları “hicret” denilerek kanıksamaya çalışılıyor. • İran’a karşı maşa olma: ABD-İsrail’in İran’ı kuşatma, gerektiğinde de vurma planlarına karşı Türkiye bir cephe ülkesi olarak kullanılmak isteniyor. İktidar cenahından son dönemlerde gelen İran karşıtı açıklama ve söylemler bu konuda da suların ısındırılmaya çalışıldığını gösteriyor. Şimşek çaktı, Fidan kurudu, Yerlikaya vitrini dağıldı: Saray’ın yıldızlarının ışığı karardı

Още от Политика

Виж всички