Панелът за мир на HDK: мирът трябва да стане постоянен
HDK Ankara Meclisi’nin düzenlediği barış panelinde, barış tartışmalarının zor bir süreçte başladığı ve emek örgütlerinin demokratikleşmesi gerektiği vurgusu yapıldı
Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Ankara Emek Meclisi’nin düzenlediği, “Barışın Toplumsallaşmasında Emekçilerin Rolü” başlıklı panel Tüm Belediye ve Yerel Yönetim Hizmetleri Emekçileri Sendikası (TÜM BEL-SEN) Genel Merkezi’nde gerçekleştirildi. Panele, Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) üyesi Deniz Derinyol ve KESK Mali Sekreteri Erdal Karakuş konuşmacı olarak katılırken HDK üyesi Remzi Altunpolat ise panelin moderatörlüğünü üstlendi.
‘Hepimize görev düşüyor’
Panelin açılış konuşmasını yapan Remzi Altunpolat, “Barışın yolu yoktur, barışın kendisi bizatihi bir yoldur” diyerek, “Biliyorsunuz 27 Şubat’ta Sayın Abdullah Öcalan’ın Barış ve Demokratik Toplum çağrısından sonra hepimizin üstüne bir önemli görev yüklenmiş oldu. Bu barış talebinin toplumsallaşması için bizler ne yapabiliriz, tüm Türkiye toplumu ne yapabilir? Bunun üzerine düşünmemiz gerekiyor. Barış sadece çatışmanın yokluğu meselesi değildir. Yani savaşın bitmesinin meselesi değildir. Biz buna ‘negatif barış’ diyoruz” dedi.
‘Emek örgütleri demokratikleşmeli’
Erdal Karakuş, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın yaptığı çağrıyı da hatırlatarak şunları ekledi: “Şimdi bu çağrı aslında demokratik toplum inşasının barışın kalıcı şartı hale gelmesinden hareketle bir siyasal eşiğe işaret ediyor. Ama bunu şöyle ifade edelim; bu siyasal eşik Ortadoğu’daki hem siyasal hem de askeri dengelerin geçici bir durum sebebiyle bu haldedir. Bu geçici durum başka biçimde bir forma dönüştüğünde bu durumda değişir. Hepimizin aleyhine olacak şekilde değişir. Bu sebeple de emek örgütlerinin tamamını demokratikleştirerek tamamında barış mücadelesini devlet aygıtından ziyade siyasal, emekçi ve işçi kadrolarla sağlayarak ve bunun ötesinde gerçekten Ortadoğu gibi bir yerde barış mücadelesini, çatışmasızlıkla başlayan ve demokratik toplumla militarizmin tüm aygıtlarını karşımıza aldığımız partilerimiz ve kurumlarımızla, elimizdeki her türlü güçle bu dönemde bulunduğumuz yerden birkaç adım ötede bir şeyi yakalamamız gerekiyor.”
Zor süreçte barış tartışmaları sürülüyor
Ardından konuşan Deniz Derinyol ise barışın bütün toplumsal çatışma ve çelişkilerin çözüldüğü bir mesele olduğunu belirterek, “Böylesi bir durumda demokrasi dediğimiz şey bir devlet yönetimi veya aygıtı olmaktan çıkar, demokrasi kılcallaşır toplumsal hayatın bütün alanlarına girer ve demokrasi dediğimiz şey bir kavram olmaktan çıkıp toplumsal hayata işler. Dolayısıyla barışı hem tarihsel anlamda, sonuçları anlamında geçmişten örnek aldığımız olaylarla karşılaştırılabilir hem de gündelik hayatımızda sonuçları görülebilir şekilde bunların her birini birlikte değerlendirmek durumundayız. Fakat öyle bir sürece giriyoruz ki bu tartışmalara bu diyalog ve barış mücadelesine bize gerçekten zor şartlar sunuyor. İçine girdiğimiz dünya ve tarihsel dönem çoklu krizlerle sarsıldığımız ve adeta medeniyetler bunalımı diyebileceğimiz, ekolojik krizlerle yok olma ihtimalimizin insanlığı tehdit eder hale gelmiş bulunuyor kapitalizm” diye ifade etti.
Kaynak: MA