Лозунги "Навсякъде Таксим, навсякъде съпротива" във Виена

Serdar Paulo ERDOST “Demokrasi ve Adalet” bağlaşmasını oluşturan kurum ve parti temsilcileri dün (19 Nisan Cumartesi) Viyana’da gerçekleştirdikleri “Saray zulmüne karşı” ortak protesto yürüyüşü ile bir ilke imza attı.  Paskalya tatilinin olumsuz etkilerine karşın coşkulu geçen etkinlik, Viyana’nın önemli alışveriş caddesi “Mariahilf” üzerinden ilerleyerek “Helden Meydanı”nda bir mitingle son buldu. Son derece güçlü ortak hareket etme iradesiyle bir araya gelen Avusturya Atatürk Düşünce Derneği, Türkiye İşçi Partisi, Avusturya Türkiye Sosyal Demokratlar Birliği, Demokratik İşçi Dernekleri Federasyonu DİDF, Zafer Partisi, Viyana Özgür Alevi Toplumu’nun yer aldığı Viyana Bağlaşması, Viyana CHP Birliği öncülüğü ile yaşama geçirildi. Viyana’da protestocular, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanması ile başlayan 19 Mart hukuk darbesi ve ardından tüm Türkiye’de yükselen direnişle dayanışmalarını görünür kıldılar. "ODTÜ’ye selam, direnişe devam", "Gün gelecek devran dönecek, AKP hesap verecek", "Korkmuyoruz, susmuyoruz, itaat etmiyoruz", "İnsanlık onuru işkenceyi yenecek", "Birleşe, birleşe kazanacağız" sloganlarıyla protesto yürüyüşünü bir sempati yumağına dönüştürdüler. Protesto yürüyüşünün "Viyana’dan Silivri’ye! Saray Zulmüne karşı Tek ses, Tek Yürek" ana söyleminde, Ekrem İmamoğlu, Selahattin Demirtaş, Ümit Özdağ ve son dönem siyasi tutukluların hepsi için ortak durak olan Siliviri'ye vurgu yapıldı. "İNSANLAR DERİN BİR YOKSULLUĞA MAHKUM EDİLMİŞTİR" "Türkiye için ve her yerde Demokrasi’nin savunulmasını" afişlerine taşıyan bağlaşmayı oluşturan sivil toplum örgütleri ve siyasi parti temsilcileri miting alanında ortak bir bildiyi okudu.  Bildiride AKP başkanlığındaki hükümetin 22 yıllık süreçte, "her türlü hile, yolsuzluk ve şantajla iktidarını sağlamlaştırarak, devletin tüm kurumlarını egemenliği altına geçirdiği, son 19 Mart yargı darbesiyle de tek parti diktatörlüğünü resmen kurduğuna" yer verildi. Buna karşı milyonların, “Hükümet istifa” diyerek sokaklarda hak, hukuk ve adalet mücadelesini tüm ülkeye yayarak, artık gündemi kendilerinin oluşturdukları ifade edildi.Viyana Bağlaşması’nın ortak açıklamasında, sokaklardaki demokratik direnişe "Yanıt olarak insanlara, özellikle öğrencilere karşı polis işkencesi normalleştirilmiş, kadınlar sistematik olarak hedef alınmış, gözaltında cinsel şiddet ve tacize maruz bırakılmışlardır" denilerek, bunun AKP - MHP hükümetinin demokrasi ve hukuka ilk saldırısı olmadığına yer verildi.  Bildiride devamla, "Erdoğan önderliğinde ülkenin üzerine kabus gibi çöken bu iktidar, toplumu din, dil, etnik köken üzerinden ötekileştirmiş, yargıyı ve hukuk sistemini muhalefeti sindirmenin aracı haline getirmiştir. Hukukun üstünlüğü ve yargı bağımsızlığının senelerdir fiilen bir anlamı kalmamıştır. Ülke, bir emirle hapse atılan seçilmiş siyasiler, sanatçılar, sendikacılarla doludur. Siyasiler ve aydınlar yargı sopasıyla susturulurken, medya abluka altına alınmış, gazeteciler tutuklanmış, basın-yayın özgürlüğü tamamen rafa kaldırılmıştır. Ülke cemaat ve tarikatlar için cennete çevrilirken, milyonlarca genç geleceksizliğe ve insanlar derin bir yoksulluğa mahkum edilmiştir" görüşleri vurgulandı. Sonuçta tarihte hiçbir diktatörün kendi istemiyle koltuğunu terk etmediği ve ancak muhalefetin savaşımı ve haklı direnişiyle onların iktidarının son bulduğu anımsatılarak, Türkiye ve Dünya kamuoyuna çağrıda bulunuldu. "Bu siyasi darbeye karşı sesin yükseltilmesi, sorunun parti, kişi değil, insanca ve demokratik bir ülkede yaşama savaşımı olduğu“ ifade edildi.Viyana Bağlaşması hareketini oluşturan gruplar, özgür, demokratik, laik bir Türkiye yaratmak adına yola çıkanlara, direnenlere selam olsun diyerek, onların siyasi istemlerini, Kahramanlar Meydanı’ndaki dayanışma mitingde yinelediler. Mitingde şu taleplere yer verildi: "Hukuka aykırı bir şekilde gözaltında tutulan gençler, Ekrem İmamoğlu ve diğer tüm siyasi tutuklular derhal serbest bırakılmalıdır. Medya çalışanlarına yönelik sistematik baskı nihayet sona ermeli ve sosyal medya üzerindeki abluka kaldırılmalıdır. Güvenlik güçlerinin orantısız ve cinsiyetçi güç kullanımı, anayasal bir hak olan toplanma ve gösteri yapma özgürlüğünün engellenmesi gibi uygulamalara derhal son verilmelidir." "Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber, ya hiçbirimiz" sloganıyla ifade bulan Viyana Bağlaşması, protesto etkinliğinin hazırlanış sürecinde ve dünkü gösterenin yaşama geçirilmesinde vücut bulan anlayış, karşılıklı saygı ve disiplinle ilerisi için baharın elçisi oldu.

Още от Политика

Виж всички