Karayip Denizi’nde yer alan Haiti, 1974 yılından sonra ilk kez Dünya Kupası’na katılmaya hak kazandı. Neredeyse her yıl turnuvaya katılan İran ise turnuvanın istikrarlı katılımcılarından. Fakat her iki ülke de ABD Başkanı Donald Trump’ın Haziran ayında imzaladığı karar nedeniyle Dünya Kupası’nı daha farklı hislerle takip edecek.
Gelecek yıl ABD, Kanada ve Meksika’nın ev sahipliği yapacağı FIFA Dünya Kupası, bazı ülke taraftarının turnuvayı izlemeye gelişine koyulan yasaklarla sarsılıyor. 2026 Dünya Kupası’na katılmaya hak kazanan İran ve Haiti’den maçları takip etmek isteyen taraftarlar, Trump’ın seyahat yasağı nedeniyle ABD’ye gidemeyecek.
Trump’ın 19 ülkeye uyguladığı seyahat yasakları dolayısıyla Beyaz Saray, her iki ülkeye yalnızca kısıtlı bir katılım için izin verdi. Haiti ve İran, maçlarını turnuvanın büyük bir kısmını oluşturan ABD’de oynadığı takdirde, bu iki takımdan sadece takım oyuncuları, teknik ekipler ve aile yakınları etkinliklere katılabilecek.
Uluslararası Futbol Federasyonu (FIFA) Başkanı Gianni Infantino her ne kadar daha önce “tüm ülkelerden taraftarlar konuk edilecek” demiş olsa da gerçek tablo çok daha farklı oldu. ABD’den yapılan açıklamada, “turnuvaya katılacakların vize süresinden sonra da ülkeyi terk etmeyebileceği ve güvenlik riski nedeniyle ABD’nin ulusal çıkarlarının savunulduğu” ileri sürüldü.[1]
Hangi ülkeler yasaklı?
Haziran ayının başında Trump, “kontrolü elinde tutamayan ülkelere” seyahat yasağı getirdiklerini açıklamıştı. Yasağa dahil edilen ülkelerin “ABD’ye terörist getirdiğini” dile getiren Trump’ın kararnamesi, geçerli vize sahiplerini ve ABD’de daimi ikamet izni olanları kapsamıyor.[2]
Bugün ABD tarafından seyahat yasağı uygulanan ülkeler Afganistan, Myanmar, Çad, Kongo Cumhuriyeti, Ekvator Ginesi, Eritre, Haiti, İran, Somali, Sudan ve Yemen. Ayrıca Burundi, Küba, Laos, Sierra Leone, Togo, Türkmenistan ve Venezuela yurttaşlarına da seyahat kısıtlaması getirildi.
Trump, başkanlık koltuğuna oturduğu ilk dönemde de benzer bir karara imza atmıştı. 2017’de imzaladığı Başkanlık Kararnamesi ile yedi ülkenin vatandaşlarının (İran, Irak, Libya, Suriye, Somali, Sudan ve Yemen) ABD’ye seyahatlerini yasaklamıştı.
Kupaların değişmeyen yüzü
Müthiş sermayeler harcanan Dünya Kupası gibi organizasyonlar, her zaman olduğu gibi yalnızca küçük bir azınlığın katılmak için bütçe ayırabileceği etkinlikler. Dümen başında sermaye olunca bir spor turnuvasının siyasi anlamda yozlaşması da kaçınılmaz oluyor.
Geçtiğimiz Dünya Kupası’nın işçi cinayetleriyle adından söz ettiren ev sahibi Katar’ın, bu organizasyonu etki alanına alabilmesi gibi: Körfez ülkesinde maçların oynandığı dev statlar, kölelik koşullarında çalışan göçmen işçilerin emeğiyle inşa edildi. Bu süreçte güvencesiz çalışan pek çok işçi hayatını kaybetti.
Ya da kısa süre önce yaşanan İsrail’in Dünya Kupası ve diğer müsabakalardan men edilmemesi gibi: İsrail, Filistin’de yürüttüğü soykırım savaşına rağmen hiçbir etkinlikten diskalifiye edilmemiş, hatta Infantino samimiyetsiz bir şekilde “FIFA jeopolitik sorunları çözemez” ifadelerini kullanmıştı.
Aynı Infantino’nun Ukrayna’daki savaş nedeniyle birkaç hafta içerisinde Rusya millî futbol takımını ve Rusya takımlarını tüm müsabakalardan men etmesi düşünüldüğünde, bu tip organizasyonların siyasi ağırlığının herkes tarafından açıkça görülür hâle geldiğini söyleyebiliriz.
Bir yasaktan fazlası
Sermayenin ve uluslararası politikaların bu denli belirleyici olduğu bir turnuvada, ABD’nin cephe aldığı ülkelerden katılacak olanlara peşinen yasakların bildirilmesi kâğıt üzerinde “taraftar desteğinin olmayışı nedeniyle iki takımın dezavantajlı bir şekilde maçlara başlaması” anlamına geliyor. Fakat bu sadece sportmenlik açısından teknik bir sorun değil.
Örneğin kimileri, kibirli bir yaklaşımla “Güney Amerika’nın en yoksul ülkelerinden biri olan Haiti’den zaten kaç kişinin bu turnuvaya katılabileceğini” dile getirerek Haitililerin içerisinde bulunduğu koşullarla dalga geçmeyi tercih ediyor. Ancak burada mesele kaç kişinin gelip gelemeyeceği değil; peşinen bir halkın seyahat özgürlüğünün onur kırıcı bir şekilde yasaklanması.
Gelgelelim, genelde Dünya Kupaları’na ev sahipliği yapan ülkelerden maddi konularda olmasa da vize gibi idari konularda esneklik bekleniyor. Fakat 2026 Dünya Kupası, seyahat yasaklarıyla bize içinde yaşadığımız çağın nasıl bir yere dönüştüğünü bir kez daha hatırlatıyor.
Dipnotlar:
[1] https://www.politico.com/news/2025/11/21/haiti-world-cup-trump-administration-00665817
[2] https://www.bbc.com/turkce/articles/cwyj269x36zo
(KA/VC)
Хаити, разположена в Карибско море, се класира за Световната купа за първи път от 1974 г. насам. Иран, който участва в турнира почти всяка година, е постоянният участник в турнира...

