Telefon kılıfları, çantalar, kupalar, ayakkabılar, tişörtler ve hatta onun gibi görünmeye çalışan insanlar aracılığıyla neredeyse kutsal emanete dönüştürülen; ama gerçekte 20. yüzyıl sanatının Meksika ve dünyadaki en çarpıcı figürlerinden biri olan Frida Kahlo’nun 1940 tarihli “The Dream (The Bed)” otoportresi, New York’taki Sotheby’s müzayede evinde 54,7 milyon dolara satıldı.1 Böylelikle, iki gün önce (21 Kasım) gerçekleşen müzayedeki satışla, Kahlo’nun eseri bir kadın sanatçı tarafından üretilip satılan en pahalı sanat eseri unvanını aldı.
Çocukluğunda ve ilk gençliğinde yoksulluğu iliklerine dek yaşayan Frida’nın eserlerinin bugün müzayedelerde rekor fiyatlarla alıcı bulması, yaşamı ve mücadelesi üzerine yeniden düşünmeyi gerektiriyor.
Frida Kahlo’nun çocukluğu ve gençliği, Meksika Devrimi’nin ardından şekillenen bir toplumda geçti. 1915 civarında, Emiliano Zapata’nın birlikleri Coyoacán’da devriye geziyordu ve Zapata taraftarları ile Venustiano Carranza destekçileri arasında zaman zaman çatışmalar yaşanıyordu.2 Küçük yaşlarda bu çatışmaları gözlemleyen Frida, o günleri şöyle anlatıyor:
“Annem, Zapatistaları içeri almak için evimizin pencerelerini açık bırakırdı. Yaralıların ve açların evin pencerelerinden oturma odasına atlamasına izin verir, orada onlara bakar ve Coyoacán’da o dönemde bulunabilecek tek şey olan mısır tortillalarıyla onları beslerdi…”
Genç Komünistler Birliği
Ailesinin ekonomik durumu, devrimin ilerlemesiyle birlikte giderek kötüleşti ve geçimlerini sağlamak için evlerini ipotek etmek, mobilyalarını satmak ve hatta odalarını kiralamak zorunda kaldılar.
Frida genç yaşlarda, Escuela Nacional Preparatoria’da (Ulusal Hazırlık Okulu) “Los Cachuchas” (Şapkalılar) gibi gruplara ve daha sonra da Genç Komünistler Birliği’ne katıldı. 1927’de Meksika Komünist Partisi’ne üye olması, onu yaşamının sonuna dek şekillendirdi ve elbette politik duruşu, eserlerine yansıdı. Kadın emeği, yerli halkın yaşam koşulları ve sınıf farklılıkları Frida’nın eserlerinde sıkça vurgulanır. Kendisi gibi ressam olan Diego Rivera ile 1928’de başlayan ilişkisi de, onun politik tutumunu ve sanatsal perspektifini derinden etkiledi.
54,7 milyon dolara satılan tabloda, Frida’yı soluk mavi gökyüzü fonunda yüzen bir yatakta yatarken görüyoruz. Vücudunu yeşil sarmaşıklar kaplarken, dinamit sarılmış ve elinde kısmen kurumuş çiçekler tutan bir iskelet de tam üzerinde yatıyor. Yatak, Frida’nın eserlerinde sıkça kullanılan bir motif. Eylül 1925’te geçirdiği ölümcül otobüs kazası ve ardından geçirdiği ameliyatların ardından sanatçı, kronik ağrılarla dolu bir hayat sürerken uzun süreler yatağından çıkamaz hâle geldi. Kazadan sonraki uzun iyileşme sürecinde, Frida’nın ailesi, yatağına uygun bir şövale kurdu ve yatağın gölgeliğine bir ayna yerleştirdi. Böylece Kahlo, yatağındayken de resim yapmayı sürdürdü: “Ölmedim ve yaşamak için bir sebebim var: Resim yapmak.”
“Tanrıça, sevgili, yalnız kadın”
Frida’nın yaşamına olan ilgi, oyuncu Salma Hayek’in sanatçıyı canlandırdığı 2002 yapımı Frida filmiyle gözle görülür şekilde arttı. Film, Frida’yı sürekli çektiği acıların gölgesinde hayatta kalmaya çalışan, Rivera’nın onu gözetmeyen ve kalbini çabukça kıran davranışlarına boyun eğen ve anne olmak isteyen ama olamayan bir kadın olarak sunarak, feminist bir perspektiften oldukça tartışmalı bir anlatı oluşturdu. Oysa gerçek yaşam hikâyesi, bu dar çerçevelerin çok ötesindeydi. Filmden bağımsız olarak da Frida, ekseriyetle böyle anlatıldı ve böyle yazıldı. Haliyle, geldiğimiz noktada bir eserinin 54,7 milyon dolara satılması şaşılacak bir durum değil. Çilekeş, acı çeken kadın, Tanrıça, sevgili, Meksikalı savaşçı, narsisist yaftaları onun yanlış ikonlaşmasına ne yazık ki tarihsel katkıda bulundu. Elbette tüm bu etkenler onun hayatında önemli bir rol oynadı. Hem büyük aşkı Rivera’ya hem de arkadaşlarına yazdığı mektuplarda bunun izlerini sürmek mümkün.3
Ancak Frida’nın mirasını korumak için gerçek yaşam hikâyesine bakmak ve hatırlatmak da bir vazife. Bu konuda bize yine Rivera yardım edebilir. Rivera’nın “Silah Cephaneliği, Meksika Halkının Devrim Baladı veya Politik Vizyonu” serisinin bir parçasında Frida, resmin merkezinde yer alıyor. Rivera onu, elinde silahıyla komünist mücadelenin bir neferi olarak sunuyor. Frida ise yazdığı mektuplardan birinde şöyle diyor: “Zenginlere derin bir öfke duyuyorum. ABD’de çok şey öğrendim ve ancak komünizm sayesinde insan olabileceğimize giderek daha fazla ikna oluyorum.” Meksikalı Troçkist Octavio Fernández, onu Dördüncü Enternasyonal’in kurucu üyelerinden biri olarak görüyor. Bilindiği üzere, tüm ölüm tehditlerine rağmen Frida, tereddüt etmeden Troçki’nin de yanında yer alıyor.4
Tüm bunları göz önünde bulundurduğumuzda, başlangıçta geçimini sağlamasına ve ailesini ekonomik yükten kurtarmasına olanak tanıyan portreler çizen genç kadının, bugün ticari bir simgeye dönüştürülmesinde kalbimi muazzam kıran bir gerçeklik var. Ve bu gerçeklik, haberi okuduğumdan beri zihnimin bir köşesinde asılı duruyor. Frida Kahlo, yaşamı boyunca sayısız acıyı omuzlamasının yanı sıra daha iyi bir dünya için mücadele etti. Tüm hatalarına rağmen onu doğru anlamak, politik cesaretini ve sanatsal direncini de görebilmeyi gerektiriyor.
Frida, resim yapmayı bir ihtiyaç, bir nefes ve aynı zamanda bir direniş biçimi olarak görüyordu.
Onu, müdahale edemeyeceği hamlelerle ikonlaştırmaya ve ticarî bir nesne haline getirmeye devam etmek, hem sanatını hem de mücadelesini silikleştiriyor. Sanatçının eserlerini ve yaşamını bir bütün olarak değerlendirmek, ikonografisinin ticarî baskılar karşısında doğru ve bütüncül bir şekilde yeniden yorumlanmasını sağlayacaktır. Kısacası, Frida’nın imgesini eleştirel bir düşünsel çerçevede okumak ve onu yalnızca popüler kültürün simgesine indirgeyen anlatılara itiraz etmek, onun mirasıyla kurulan ilişkiyi yeniden canlandıran entelektüel bir direniş hâline gelebilir.
Kaynakça
Frida Kahlo self-portrait sells for $54.7 million, setting new record for female artists, CNN.
How Frida Kahlo Fused Her Mexicanness with Socialism, Arts & Culture.
Frida Kahlo’s Passionate Hand-Written Love Letters to Diego Rivera, The Marginalian.
Frida Kahlo retrospective in Berlin—Part 2: Frida Kahlo and communism, World Socialist Web Site.
(TY)

