Close Menu
  • Начало
  • Анализи
  • Икономика
  • Новини
  • Политика
  • Спорт
  • Финанси
  • Още
    • Жени
    • Права и общество
    • Технологии
    • Лайфстайл
    • Общество
Facebook X (Twitter) Instagram
Facebook X (Twitter) Instagram
Haber.bgHaber.bg
  • Начало
  • Анализи
  • Икономика
  • Новини
  • Политика
  • Спорт
  • Финанси
  • Още
    • Жени
    • Права и общество
    • Технологии
    • Лайфстайл
    • Общество
Haber.bgHaber.bg
Начало » Дни на ходене, стъпки, които разчупват леда.

Дни на ходене, стъпки, които разчупват леда.

октомври 5, 2025 Политика
Share
Facebook Twitter LinkedIn Pinterest Email
BG Прочети на български TR Прочети на турски
Книгата "Ходене по леда" на Вернер Херцог, публикувана през 1978 г., е интересна по отношение на темата си. Книгата е написана през 1974 г. от Вернер Херцог, филмов режисьор, когото той високо цени и смята за учител...

Werner Herzog’un 1978’de yayımlanan Buzda Yürüyüş kitabı, konu itibariyle ilginçtir.
Kitap, 1974 yılında, kendisinin çok değer verdiği, hoca olarak kabul ettiği sinema tarihçisi Lotte H. Eisner’in Paris’te ölüm döşeğinde olduğu haberini almasıyla başlar. Bunun üzerine Herzog, ilginç ve mistik bir kararlaşmaya gider: Şayet Münih’ten Paris’e yürüyerek giderse, hocası Eisner ölmeyecektir…
Böyle bir inanca tutunup, yollara düşer.
Kitabın konusu işte bu üç haftalık yolculuğun günlükleridir.
Herzog bu yolculukta birçok yüzleşme yaşar, birçok tespite varır. Bunlardan biri, yürümenin bir inanç ve direniş olduğudur. Kitapta yürüme eylemi adeta bir dua biçimi gibi aktarılır. Ayinsel bir coşku, içkin ve aşkın bir manzara. Yine bu deneyimden öğrendiğimiz bir şey, bir inanç ile girişilen her yolculuk, varoluşsal bir yüzleşme içerir.
Bu yüzleşmeyi sinema sanatından öğrendiğimiz kadim bir bilgi de doğrular: “Yol, karakteri açığa çıkarır.”
Yılmaz Güney’in Yol filmini düşünün, yol aldıkça her karakterin iç dünyasını da öğreniriz. Thelma & Louise filminde de aynısı vardır.
***
Bugünlerde Münih’ten Paris’e değil ama Amed’den Ankara’ya yola çıkan 250 kadın var.
Yedi gün yürüyecekler. “Umutla Özgürlüğe Yürüyoruz” diyorlar.
Cümle kısa ama anlamı büyük. Her gün yeni kelimeler söylemek, yeni cümleler dizmek için farklı duraklardan sesleniyorlar. Onlar günlerle, günler onlarla yürüyorlar.
Galeano’nun “Ve Günler Yürümeye Başladı” adında çok sevdiğim kitabını okurken, ilk olarak günlerin yürümeye başlaması ne demektir diye içimden geçirmiştim. Kitap bittiğinde “günlerin yürümeye başlamasının”, zamanın hareket halinde olması ama en çok da hikâye taşıyan bir özne olması anlamına geldiğini fark ediyorsunuz. Yani günler, bir halkın, bir kadının, bir isyanın, bir kültürün, bir tahayyülün iziyle yürür ve biz de o izleri takip ederek bugünü anlarız. Kitabın son sayfasına geldiğinizde, tarihin ayaklanıp konuşmaya başlamasının yürüme ile eşdeğer olduğuna ikna oluyorsunuz.
Evet, her yürüme, aynı zamanda güncel tarihle bir konuşma talebidir. Özgür Kadın Hareketi (TJA) de tam da böylesi bir taleple yürüyüşe koyuldu. Yürüdükçe ufuk da uzaklaşabilir ama burada mühim olan yönü korumak, yürünebilir olan çizgiyi görünür kılmaktır.
Antep’te Haki Karer’in vurulduğu sokağa gittiğinizde, Amara’da bir mola verdiğinizde yürüme bir hafıza ve direnişe dönüşür.
Yol boyunca insanlar size selam verdiğinde, slogana eşlik ettiğinde, alkış tuttuğunda, bir şey paylaşmak için eli uzandığında ya da gelip sarıldığında yürümek umut etmeye dönüşür.
Toplum bu yürüyüşü pek duymayabilir, önemli değil.
Çünkü böylesi yürüyüşler, gürültüye ihtiyaç duymaz; hakikatle konuşur.
Bu yürüyüş kimle konuşuyor? Ne diyor?
Bu yürüyüşün talebi açık ve meşrudur: Sayın Öcalan’ın özgür yaşam ve çalışma şartlarının sağlanması, üzerindeki tecridin kaldırılması ve rolünü oynaması…
Somut hukuki adımlar, umut hakkının uygulanması, kadın katliamlarının durması…
Tüm bunlar bir dilek listesi değil. Önümüzdeki günlerin acil sorumluluklarıdır.
Öznesi kadınlar, nesnesi yaşam olan açık taleplerdir.
Barışın kendisi de bir yol işidir denir. Çünkü barış, ancak yolda kurulur. Bunun nedeni basittir: Yolda herkesin hızı, herkesin yükü, herkesin suskunluğu görünürdür…
Kim istiyor, kim sırtlıyor, kim kararlılık gösteriyor, kim yavaşlatıyor…
Hepsi yolda yürürken bellidir.
Unutmayalım ki bu ülkede her şey yerinde durduğu için yüzyıldır bir eylemsizlik mirası var.
Kürt meselesi, devletin baştan sona eylemsizliği tercih etme tarihidir.
“Umutla özgürlüğe yürüyoruz” derken, hayal ya da teselli satılmıyor. Geçmişin özgürlük yürüyüşlerinden bir bayrak devralınıyor.
Bugün yolun eğimi sert, havası soğuk ya da sıcak olabilir. Önemli değil bunlar.
Kadınlar barış için yürüyor. Yedi güne yayılmış on binlerce adım.
Köklerin olduğu yerleri görerek, dokunarak geçen ayaklar, “ben buradayım” diyen hikâyeler.
Sadece kendileri için yürümüyor kadınlar. Kayıp, görmezden gelinen, yarım kalan tüm sesler için de yürüyorlar. Yorgun düşülebilir ama ritim bir kere oluşmaya görsün. Frédéric Gros’un Yürümenin Felsefesi’nde anlattığı gibi, yürüyüşün ne bir puanlaması vardır ne de bir rekabeti. Ama ritmi vardır.
250 kadın, barışa dair suskunluğun, umuda karşı hareketsizliğin reddi için yola çıktıklarını söylediler. Burada Ankara’ya varış, bir hedef değil. Bir eşik.
Edebiyattan biliyoruz; eşikler, hikâyelere en kritik yönü verir.
Eşik aşılırsa dil de siyaset de içerik de değişir.
Yedi günlük yolculuğun kolektif bir arınma, uzunca bir hatırlama, kendi içine bakma, umutsuzluğu geride bırakma ve dayanışmayı büyütme de olduğunu biliyoruz.
Çünkü yürümek, yolda olmak tam da budur.
Ankara dinlemezse yol dinleyecektir, yol duyacaktır.
***
Başa dönelim, Herzog ve Yol filmine…
Herzog “yürürse, arkadaşının ölmeyeceğine” inanmış ve yürüme kararı almıştı.
Bunun bugün için bize verdiği sufle şu olabilir: Biz de yürüdükçe, mücadele ölmeyecektir…
Yine aynı kitabın bir çıkarımı şudur: Yürümekle dünyaya müdahale edilebilir…
Evet, Amed’den yola çıkan 250 kadın bu sisteme bir müdahalede bulunuyorlar.
Özgürlüğü koruma istenci ile Sayın Öcalan üzerindeki buzu çatlatmaya çalışıyorlar.
Yol filminde karakterler yürüdükçe dışarının nasıl gerçek bir hapishane olduğuna tanık oluyorduk. Bugün kadınların yürüyüşü, yürüyüş boyunca ifade ettikleri, moralleri, kararlılıkları, videolardan gördüğümüz uzunca halayları ise bize dışarının bir özgürlük alanına dönüştürülebileceğinin ilanıdır. Sanat bu dönüşümü, ‘yazgının yolundan iradenin yoluna geçiş’ diye imler.

Вижте още

Tehdit var, ordu yok: QSD kime entegre olacak?

Политика декември 23, 20254 Mins Read

Çanakkale’de bir kadın katledilmiş halde bulundu

Политика декември 23, 20251 Min Read

‘Umut ve Özgürlük’ mitingine çağrı: Öcalan’ın özgürlüğü hayati önemde

Политика декември 23, 20252 Mins Read

Şile Belediyesi’ne operasyon: 23 kişi hakkında gözaltı kararı

Политика декември 23, 20251 Min Read

İller Bankası duyurdu: Ekspertiz Yönetmeliği yürürlükten kaldırıldı

Политика декември 23, 20251 Min Read

Dizel hilesi soruşturmasında Mercedes’e 150 milyon dolarlık fatura

Политика декември 23, 20251 Min Read

Fitch, Ukrayna’nın kredi notunu yükseltti

Политика декември 23, 20251 Min Read

Meksika Devlet Başkanı Sheinbaum’dan Küba’ya „destek“ vurgusu

Политика декември 23, 20251 Min Read

Banksy’den yeni duvar resimleri: İngiltere’deki ‘çocuk evsizlere’ atıf

Политика декември 23, 20252 Mins Read

Menemen Devrim Şehitleri Anıtı ve Cumhuriyet – Ahmet Gürel

Политика декември 23, 20251 Min Read
Още новини
Общество

Son Dakika… Sadettin Saran’ın bekçisi serbest bırakıldı

декември 23, 2025
Общество

Hülya Avşar’dan ölümden döndüğü kazayla ilgili açıklama

декември 23, 2025
Общество

Aşiret lideri Ankara’nın göbeğinde oğlunu vurdu!

декември 23, 2025
Общество

Özel konuşurken sözünü kestiler: ‘Sesimizi duyan var mı?’ isyanı

декември 23, 2025
Общество

Dev marka Türk şirketine satıldı

декември 23, 2025
Технологии

Dev Bitcoin madeninin çevreye yaydığı ısı, uzaydan görüntülendi

декември 23, 2025
Технологии

Dev Bitcoin madeninin çevreye yaydığı ısı, uzaydan görüntülendi

декември 23, 2025
Лайфстайл

TYT Çalışma Kitabındaki Uzak Şehir Detayı Gündem Oldu

декември 23, 2025
Лайфстайл

Sefo'nun Taş Devri Filminden Çıkma Kürklü Ödül Töreni Kombini X Kullanıcılarının Diline Fena Düştü!

декември 23, 2025
Лайфстайл

Bir Vatandaş Çöp Kutularını Gezerek Ekonomi Analizi Yaptı: "Sorsan Açlık Var Çöpte Et Var"

декември 23, 2025
1 2 3 … 2 753 Next
Facebook X (Twitter) Instagram Pinterest
  • Начало
  • Анализи
  • Икономика
  • Новини
  • Политика
  • Спорт
  • Финанси
  • Още
    • Жени
    • Права и общество
    • Технологии
    • Лайфстайл
    • Общество
© 2025 ThemeSphere. Designed by ThemeSphere.

Type above and press Enter to search. Press Esc to cancel.