Close Menu
  • Начало
  • Анализи
  • Икономика
  • Новини
  • Политика
  • Спорт
  • Финанси
  • Още
    • Жени
    • Права и общество
    • Технологии
    • Лайфстайл
    • Общество
Facebook X (Twitter) Instagram
Facebook X (Twitter) Instagram
Haber.bgHaber.bg
  • Начало
  • Анализи
  • Икономика
  • Новини
  • Политика
  • Спорт
  • Финанси
  • Още
    • Жени
    • Права и общество
    • Технологии
    • Лайфстайл
    • Общество
Haber.bgHaber.bg
Начало » Мирът на първо място

Мирът на първо място

септември 16, 2025 Права и общество
Share
Facebook Twitter LinkedIn Pinterest Email
BG Прочети на български TR Прочети на турски
След принудителна пауза от петнадесет дни, тази седмица продължавам да пиша за "мира", който се превърна в една от горещите теми в страната. Днес...

On beş güne uzanan zorunlu aradan sonra, bu hafta kaldığımız yerden, ülkenin sıcak gündemlerinden birisi haline gelen “barış” üzerine yazmaya devam ediyorum.
Günümüzde patriyarkal kapitalizm
Varlığının tanımlandığı günlerden bugüne kadar “insana karşılığı” ve “akıl dışılığı” tarihsel olarak da kanıtlanmış olan patriyarkal kapitalizm, son yıllarda bizzat insan eliyle “yıkıcılığının” en şiddetli, en yoğun ve en yaygın olduğu dönemlerinden birini daha bizlere yaşatıyor. Belki de bugünlerde yaşananlar öncekilerden daha da yıkıcı.
Son yıllarda, patriyarkal kapitalizmin neoliberal ekonomik politikalarının uygulanabilmesinin temel dayanaklarından birisi olan “ucuz/en ucuz” değişmez sermaye hedefi nedeniyle doğanın tahribatı ve talanına dayalı felaketleri ardı ardına yaşıyoruz. Kimi, COVID-19 pandemisi gibi bu dönemin özgünlüğünde ortaya çıktı. Kimi de yangınlar, seller, hava kirliliği gibi yaygınlığı, şiddeti ve yıkıcılığı daha arttı. Sonuçta, “yaşamın krizi” ile birlikte felaketler dönemini yaşar olduk. Patriyarkal kapitalizm günümüzde yıllardan sonra yerleşimci sömürgecilik uygulamalarına geri döndü. Ve beraberinde soykırımları da getirdi. Bütün bunları nerdeyse her yerde ve her an var olan savaşlarla da yaşatıyor; insanlığa, hayvanlara, doğaya… Yirmi birinci yüzyılın ilk çeyreği tamamlanmak üzereyken, savaş ve savaşın yıkıcılığı, savaş eliyle yıkıcılık da zamanımızın gerçeği olduğu. İnsan kalabilmek, insanca ve tüm canlılar birlikte kendimiz olarak eşit, özgür ve mutlu yaşayabilmek için patriyarkal kapitalizmin sönümlendirilebilmesi gerekiyor. Bu da kendiliğinden olmayacak elbette. Patriyarkal kapitalizmle mücadelenin bilinen, deneyimlenmiş pek çok yolu, yöntemi var. Başarılı olanları, eksik kalanları, yetmeyenleri, başarısız olanlarıyla birlikte kapsamlı bir külliyat. Patriyarkal kapitalizmin ortadan kaldırılması için, sosyalizm için dönüşümün yet(e)mediğinde bir “savaşı”n gerekip gerekmediği başka bir tartışmanın konusu. Buna bizden önce de söylendiği gibi “son savaş” diyelim ve burada duralım.
Silahlar daha önce de susmuştu
Dünya genelinde bir yanda zamanımızın savaş gerçeği yaşanırken, Türkiye’de uzun yıllardır devam eden “düşük yoğunluklu savaşın” tarafları “savaşı durdurma-savaşmama” kararlarını açıkladılar. Daha önce böylesi bir durumla karşılaşmamıştık. Tümü tek taraflı olarak ilan edilmişti. Çatışma çözümleri hemen her ülkede farklı farklı yaşansa da bilindiği gibi seyri için dört aşama tanımlanıyor; ateşkes, müzakere, antlaşma ve normalleşme. Yazılı basındaki mevcut bilgilere göre, günümüzdeki dahil olmak üzere, Kürdistan İşçi Partisi tarafından sekiz kez tek taraflı ateşkes ilan edilmiş olduğunu görüyoruz. Her birinde neler yaşandığı ayrı bir yazının konusu olmakla birlikte, kronolojik olarak sıralamak gerekirse; ilki 19 Mart 1993, ikincisi 15 Aralık 1995, üçüncüsü 1 Eylül 1998, dördüncüsü 1 Eylül 1999, beşincisi 1 Ekim 2006, altıncısı 13 Nisan 2009, yedincisi 23 Mart 2013 ve sekizincisi 1 Mart 2025.
Tarafların müzakeresi
Ancak, bunlardan yalnızca son ikisinde sürecin ikinci aşaması olan taraflar arasında müzakere aşaması gerçekleşmiş. Sonuncusundan beklentimiz ise üçüncü aşama olan antlaşmanın ve dördüncü aşama olan normalleşmenin de gerçekleşebilmesi. Basındaki kayıtlarda üçüncüsünün Bursa Hapishanesi’ndeki Kürdistan İşçi Partili hükümlülerle yapılan görüşme sonrası sağlanan telefonla kurulan iletişimden sonra gerçekleştiği bilgisi ile altıncı ve yedinci ateşkesler arasında 11 Şubat 2011’de Oslo’da taraflar arasında yapılmış olan görüşme bilgisi de yer alıyor. Epey zaman önce çıkarttığım bu notları, dünya örneklerinde de olduğu gibi çatışma çözümünün uzun ve çok meşakkatli bir süreç olduğunun da verisi olarak değerlendirmek gerektiğini düşündüğüm için paylaştım sizlerle.
Kürdistan İşçi Partisi, sekizinci ateşkes ilanında mealen; “Kürt meselesinin çözümünün savaşarak değil, adaletin tesis edilmesiyle” gerçekleştirmekten yana olduğunu ifade etti. Hatta, 11 Temmuz 2025 tarihinde Süleymaniye’de gerçekleşen “silah yakma” töreninde “Barış ve Demokratik Toplum Grubu” tarafından okunan metinde “… bundan sonra özgürlük, demokrasi ve sosyalizm mücadelemizi, demokratik siyaset ve hukuk yöntemi ile yürütmek amacıyla ve demokratik entegrasyon yasalarının çıkarılması temelinde sizlerin huzurunda silahlarımızı özgür irademizle imha ediyoruz.” ifadesine yer verildiğini gördük.
Silahların susması, barış, kalıcı barış ve …
Bundan önceki yazımda barışın sözlük anlamının yanında, sağlık alanındaki literatürden de yararlanarak, geniş anlamına da değinmiştim. Bu bağlamda, “savaşı durdurma-savaşmama” kararının ve bunu sağlamak adına gerçekleştirilebilecek “antlaşma”nın yine sözlükte yer alan ifadesiyle “savaşın bittiğinin bir antlaşmayla belirtilmesinden sonraki durum”u, “barışı” sağlayabileceğini düşünüyorum. Bahsettiğim anlamıyla “barış”, silahlar susunca var olur. Barış halinin kalıcı olabilmesi ve demokratik toplum, demokratik toplumsal yaşantı ise “toplumsal mücadele” ile sağlanabilir. Bunu da toplumsal mücadelenin öznelerinin bileşiminin kapsayıcılığı, dayanışması, plan ve programı ve de kararlılığı sağlayabilir. Barışı savaşan taraflar, kalıcı olmasını ve demokratik toplumu ise muhalefet, “toplumsal mücadele” ile sağlayabilir. Türkiye’de toplumsal mücadelenin öznelerinden bir bölümünün “Kürt meselesinin çözümünde” açık olarak taraf olmaları ne barış için müzakereleri ne de demokratik toplum için mücadeleyi engelleyecek, zayıflatacak özelliktedir. Toplumsal muhalefet ve özellikle sosyalistler, sosyal demokratlar ve demokratlar ile onların partileri ve yapıları hep birlikte bir yandan silahların susmasını geriletecek, önleyecek herhangi bir engel yaratmamayı diğer yandan da demokratik toplum için kolektif mücadeleyi büyüterek geliştirebilmeyi sağlayabilir.
“Önce” barış
Tarihteki örneklerinde de görüldüğü gibi, silahlar susmadan, (negatif) barış sağlanmadan “demokratik toplum” olmadı, “olamaz”. Demokratik toplum, barış sağlandıktan “sonra” gelebilir. Burada ifade edilmeye çalışılan “ardışıklık” olgusal bağlamıyla ele alınmalıdır. Yoksa, zamansal olarak aşamalı bir şekilde değil. Eğer muhalefet, barış ve demokratik toplum arasındaki “olgusal ardışıklığı” görebilirse bugünün Türkiye’sinde iktidara karşı verilmesi gereken siyasal mücadeleyi olması gerektiği gibi dayanışmayla, ittifaklarla ancak “amasız, fakatsız” topyekûn yürütebilir. Bir yandan “barış” için müzakere yürütülürken, öte yandan “demokratik toplum” için mücadele edilebilir. Barış müzakereyle, demokratik toplum ise toplumsal mücadeleyle sağlanabilir. Bugüne kadar iktidarların toplumsal mücadele olmadan, tümüyle kendiliğinden ya da yalnızca müzakereyle demokratikleşme için adım attığı dünyanın neresinde görüldü ki Türkiye’de da görülebilsin. Böylesi bir beklenti eğer varsa bunun patriyarkal kapitalist devletin doğasıyla, yapısıyla çelişen bir durum olduğunu belirtmek, yoldaşça paylaşmak gerekiyor. Bu gerçek ortadayken, “demokratik toplum” için beklentiler ya da bunun tam tersi bir şekilde anayasa ihlaline varan uygulamaların gittikçe artan dozu barış için müzakerenin koşulu haline getirilmemelidir. Silahlar sustuğunda toplumsal mücadelenin daha da yükselme olanağı ve olasılığı her zaman çatışmalı durumlardan da savaş halinden de daha fazla olmuştur. 
Özet olarak
Günümüz Türkiye’sinde 40 yılı aşan bir zamandır devam eden “düşük yoğunluklu savaşın-çatışmanın” bitirilmesine yönelik olarak bir süredir tarafların görüşme ve müzakere sürecini başlatmış olması nedeniyle, kamuoyunun gündeminde de “barış” var. Bununla birlikte, nasıl sağlanacağı, korunacağı ile barışın içeriğine yönelik tartışmalar farklı farklı şekillerde de olsa başladı ve devam ediyor. Ancak, genel olarak “barış”ın ne olduğu/olmadığı ile ilgili tartışma yok diyebileceğimiz kadar az. “Demokratikleşme, demokratik toplum olmadan barış olmaz” saptaması dahil, Türkiye’nin siyasal atmosferinin barışın gerçekleştirilebilmesi için uygun olmadığını savunanlar da az değil.
Yukarıda paylaşılan barış tanımına uygun bir gelişmenin sağlanabilmesinin adımlarından kabul edilebilecek “TBMM’de kurulan Komisyon’a katılım” ile demokrasi için mücadele birbirinin koşulu olarak tutum alınması “toplum bilim” ve “siyaset bilimi” açısından “doğru kabul edilebilir mi? Demokratikleşme, demokratik toplum vb. sosyal ve siyasal düzenlemeler barış için koşul olarak sunuluyor. Özellikle sol-demokrat alandan ve sosyalist yapıların bir bölümü “toplumsal mücadele” ile kazanılacakları da barış sürecinden bekliyor.
Bununla birlikte, Kürt meselesinin çözümü için öncelikle “barış” gerekiyor. Ancak, yalnızca barış yeterli olmayacaktır. Türkiye’de “demokratik toplum” için atılacak her adım ise barışla birlikte “Kürt meselesinin” çözümü için gereklidir ve katkı sunacaktır. Örneğin, gelinen aşamada “TBMM Komisyonu’na” katılmak ile CHP’ye iktidar tarafından sistematik olarak Mart 2025’den itibaren yapılan hukuk ve demokrasi dışı faaliyetler, ana muhalefet partisi lideri Özgür Özel tarafından da açık olarak ifade edildiği gibi, birbirinin “koşulu” olarak ele alınmamalıdır. Çünkü ikincisi toplumsal mücadele ve dayanışmayla engellenebilir.
Sorumluyuz!
Barışa sorumluluğumuz var! Çünkü, silahların susmasıyla birlikte, savaşmama halinin uzun süreli, kalıcı olabilmesini, adaleti ve demokratik toplumu tesis edebilmemiz önündeki en büyük engellerden birisi kalkmış olacak. Geriye dönüşü olamayacak olsa da savaşın kaybettirdikleri son bulabilecek. Sadece bunun için bile olsa barışı öncelemeye değmez mi? 
(OH/Mİ)

Вижте още

Фазил Сай: Това, което се случи в Газа, е геноцид, точка

Права и общество септември 17, 20251 Min Read

Назначаване на попечител в университета Bilgi: Студентите, персоналът, заинтересованите академични среди

Права и общество септември 17, 20255 Mins Read

Започва сухопътната офанзива на Израел в Газа, хиляди палестинци бягат от града

Права и общество септември 16, 20255 Mins Read

Една оправдателна присъда и едно спиране на наказателното преследване по делото HDK

Права и общество септември 16, 20251 Min Read

Европейският парламент призовава Турция да спазва правата на човека с 597 гласа „за“ и 5 „въздържал се

Права и общество септември 15, 20253 Mins Read

Възможно ли е истинско помирение за постигане на траен мир по кюрдския въпрос?

Права и общество септември 15, 20257 Mins Read

При пожара в хотел „Карталкая“ висши ръководители са осъдени на по 78 години за „причиняване на смърт с вероятна умисъл“.

Права и общество септември 15, 20255 Mins Read

Bülent Şık и Maleno Garzón бяха удостоени с наградите „Хрант Динк

Права и общество септември 15, 20255 Mins Read

Арабските племена в Северна Сирия реагират положително на призива на Йоджалан за подкрепа на SDF

Права и общество септември 15, 20254 Mins Read

Имената на депутатите са заличени от флотилията „Сумуд“ за Газа

Права и общество септември 14, 20252 Mins Read
<div id="egn_validator_widget-2" class="widget widget_egn_validator_widget"><div class="widget-title block-head block-head-ac block-head block-head-ac block-head-f is-left has-style"><h5 class="heading">Валидиране на ЕГН</h5></div>
</div>
Още новини
Лайфстайл

Пожар във фабрика за палети в Маниса: Пламъците се разпространяват върху плодни дръвчета

септември 17, 2025
Лайфстайл

Безпрецедентно обвинение от бившия ѝ съпруг… Той се разведе с мен, а травмата ми се задейства… Отидох и имах 10 деца от пет различни жени!

септември 17, 2025
Лайфстайл

Майката и детето й са загинали в колата, която е паднала в реката! Кървавата истина излезе наяве: Арестуван е бащата на пострадалия лекар

септември 17, 2025
Лайфстайл

10 години стар път, блокиран с бетонни блокове! Семейството, което не можеше да стигне до дома си, се разбунтува: Какво ще правят, ако избухне пожар?

септември 17, 2025
Лайфстайл

Заровено е в градината на университетския кампус, след като е изхвърлено на брега! 4 години по-късно скелетът му ще бъде открит: 14-метровото същество ще бъде изследвано

септември 17, 2025
Спорт

Португалците са официално обявени! Моуриньо става новият мениджър на Бенфика

септември 17, 2025
Спорт

Сердал Адалъ: Започнахме от минуса, а не от нулата

септември 17, 2025
Спорт

Galatasaray имаше страх: Озимен шок

септември 17, 2025
Спорт

Efes направи 3 от 3

септември 17, 2025
Спорт

Съжалението на Курбан Курбанов в Бешикташ! Предпочитанията на Хасан Арат

септември 17, 2025
1 2 3 … 1 406 Next
Facebook X (Twitter) Instagram Pinterest
  • Начало
  • Анализи
  • Икономика
  • Новини
  • Политика
  • Спорт
  • Финанси
  • Още
    • Жени
    • Права и общество
    • Технологии
    • Лайфстайл
    • Общество
© 2025 ThemeSphere. Designed by ThemeSphere.

Type above and press Enter to search. Press Esc to cancel.