KONGRA-GEL Eşbaşkanı Remzi Kartal, AKP’nin süreci kendi iktidar hesapları için araçsallaştırmaya çalıştığını belirterek, devletin sürece denk düşen adımlar atmadığını belirtti
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın 27 Şubat çağrısıyla somut bir adıma dönüştürülen sürece dair devlet kanadı ağırdan almaya devam ederken, dünyanın birçok yerinden aydın, gazeteci, siyasetçi ve akademisyen ise Türkiye’yi adım atmaya çağırıyor.
Gündemdeki gelişmeleri değerlendiren KONGRA-GEL Eşbaşkanı Remzi Kartal da, Abdullah Öcalan’ın attığı adımların tarihsel bir sorumluluk taşıdığını vurgulayarak, Türkiye’nin Kürt halkıyla gerçek bir demokratik “kardeşleşmeyi” esas alması gerektiğini söyledi.
Devletin adımları sürece denk değil!
Remzi Kartal, Öcalan’ın barış sürecine yönelik adımlarının büyük bir tarihsel sorumluluk taşıdığını belirtti. Öcalan’ın yaklaşımının Türkiye halkları başta olmak üzere bölge halkları için önemli bir fırsat yarattığını ifade eden Remzi Kartal, “Önder Apo gerçekten çok büyük bir tarihi sorumlulukla Türkiye halkları olmak üzere bölge halkları için çok büyük bir şans yarattı. Buna karşın devlet tarafından atılan adımlar sürecin önemine denk düşmüyor. Bu durum demokrasi ve barış beklentisi olan kamuoyunda soru işaretleri yaratıyor” dedi.
Süreç hızlandırılmalı
Beklentilerinin barış ve demokrasi çerçevesinde olduğunu belirten Remzi Kartal, “Kamuoyu sürecin hızlandırılması için rol almalıdır. Silahsızlanmaya odaklı bir tablo gibi görünüyor. Onun için bunların aşılması açısından daha cesur bir duruş ve yaklaşım gerekiyor” diye belirtti.
AKP’nin amacı ömrünü uzatmak
Kamuoyunun, AKP’nin süreci kendi iktidarını uzatmak için kullanmak istediği yönündeki kaygılara dikkat çeken Remzi Kartal, “AKP’nin bu süreci kendi iktidarının ömrünü uzatmak, araçsallaştırmak istediği tespiti yerinde bir tespittir. Buna karşın, iktidarın bu politikadan sonuç alması mümkün değildir. Herkesin bu konuda çok derinlikli değerlendirme yapması gerekiyor. Yanlış değerlendirmeler, tek taraflı süreci kendi politik iktidarının sürdürülmesine yönelik hesaplar sonuç vermez. Sonuç vermezse Türkiye bundan zarar görür” uyarısında bulundu.
Rojava’ya yaklaşım Kürt halkına yaklaşımdır
Remzi Kartal, sürecin Kuzey ve Doğu Suriye ile bağlantılı olarak Abdullah Öcalan üzerinde baskı oluşturmak için kullanıldığını belirterek, bu yaklaşımın yanlış olduğunu ifade etti. Remzi Kartal, “Yanlış yaklaşım hem sonuç almaz hem de bu tarihi fırsatı fırsatın heba olması tehlikesini yaratır. Suriye konusunda AKP’nin yürüttüğü politikalar çerçevesinde Rojava’nın HTŞ’ye teslim olması için Önder Apo’ya yönelik bir talep var. AKP’nin Rojava’ya yaklaşımı aynı zamanda Kürt halkına yaklaşımını ortaya koyuyor. Ve aslında en büyük yanlış bu” dedi.
Türkiye’nin el uzatması gerekenler Kürtler
Türkiye’nin elini uzatması gereken tarafın Kürt halkı olduğunu belirten Remzi Kartal, “Türkiye halkının ve herkesin bunu görmesi gerekiyor. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin elini uzatması gereken taraf Kürt halkıdır. Demokrasi, barış, özgürlük, hak ve adalet, ekonomi her şey bununla gelişecek. HTŞ ile HTŞ’nin fikriyatıyla Şam’da temsil eden siyasetle stratejik bir iş birliği Türkiye’ye bir şey kazandırmaz” diye kaydetti.
Kılıçla çözülmeyeceğini görmüş olmalılar
AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın, “kılıç” tehdidine yanıt veren Remzi Kartal, “kılıçla çözebilselerdi İmralı’da böyle bir süreç ortaya çıkmazdı. Devleti temsil edenler yanlış üsluptan vazgeçmelidir. Kürtler ile devlet arasında Başkan Apo’nun ortaya koyduğu bir çerçevede yeniden buluşmalıdır. Bu açıdan herkes sorumlu davranmalıdır” ifadelerini kullandı.
Tecrit sürüyorsa süreç niyeti yoktur!
Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin hala sürdüğünü dile getiren Remzi Kartal, “Bu sürecin gelişmesi için Başkan Apo’nun yaşam ve çalışma koşullarının geliştirilmesi, önünün açılması ve bu temelde bir yaklaşımın esas alınması gerek. Oysaki kamuoyunun barış ve demokratik temelde oluşturulması için Başkan Apo çok tarihi bir rol oynuyor. Bunların önünün açılmaması ne anlamına geliyor? Demek ki sürecin bu temelde gelişmesini istemiyorlar” vurgusu yaptı.
Remzi Kartal, komisyonun Abdullah Öcalan’ı ziyarete gitmesi gerektiğini belirterek, kamuoyunun ve muhalefetin bu konuda baskı oluşturması çağrısında bulundu. Sürecin herhangi bir siyasi partiye bağlı olmadığını da vurgulayan Remzi Kartal, tüm toplum kesimlerinin rol oynaması gerektiğini ifade etti.
Herkes sürece katılmalı
AKP’nin muhalefete yönelik operasyonlarla süreci sabote ettiğine işaret eden Remzi Kartal, “AKP süreci adeta sabote edecek bir tarzla başta CHP’ye yönelik operasyonlar olmak üzere farklı bir gündem konuşturuyor. Gündemi değiştirmek, muhalefeti parçalamak tam da bu konuda AKP’nin çözüm noktasındaki sürece ilişkin tutumunu ortaya koyuyor. Barış ve demokrasiyi esas alan bir hükümet, bütün muhalefeti, bütün dinamikleri sürece katmayı hedefler” diye belirtti.
Komisyon Önder Apo ile görüşmeli
Meclis komisyonunun oluşmasının önemli olduğunu belirten Remzi Kartal, buna karşın çalışmaların “terör sorunu” kıskacına sıkıştırıldığına işaret etti. Remzi Kartal, “Henüz komisyondan beklenen herhangi bir sonuç ortaya çıkmadı. Bu sorun nereden çıktı? Türklerin ve Kürtlerin tarihi bir birlikteliği varken bu tarihi birliktelikle büyük bir medeniyet yaratıldı. Sonra bu nasıl bozuldu? Kürtler neden inkar edildi? Kürtler niye isyan etti? Bütün bu soruların cevabını etkili bir şekilde ortaya çıkarılması, komisyonun bu sorulara cevap araması, bu temelde sorunun çözümünde rol oynaması için Önder Apo’yla görüşmesi gerekiyor” diye belirtti.
Remzi Kartal, komisyonun misyonunu doğru oynaması gerektiğini belirterek, barış anneleri görüşmesinde Kürtçe konuşmanın engellenmesinin büyük bir yanlış olduğunu söyledi.
Düşman kardeşlik uygulanıyor
AKP ve MHP’nin HTŞ ile ilişkilerinin Kürt inkarının “röntgeni” olduğunu dile getiren Remzi Kartal, Özerk Yönetimi tasfiye hesaplarının yanlış olduğunu vurgulayarak, “Türk-Kürt kardeşliği bin yıllık bir tarihte büyük bir medeniyet yaratmış bir kardeşliktir. Ama onların bahsettiği kardeşlik nedir? İnkara dayalı kardeşlik. Yani Kürt’e kardeş diyorlar ama Kürt’ün dilini kabul etmiyorlar. Bunun için burada bir kardeşlik politikası yoktur. Kardeşin varlığını kendisi için tehlikeli gören yaklaşım düşman kardeşliktir” dedi.
Rojava için bütün Kürtler direnir
Remzi Kartal, QSD’ye yönelik olası bir Türkiye saldırısının sonuçlarını değerlendirerek, Kürtlerin daha etkili mücadele edeceğini ifade etti. Abdullah Öcalan’ın “Rojava kırmızıçizgimizdir” sözlerini anımsatan Remzi Kartal, “Bütün Kürtler zamanında Kobane’de DAİŞ’e karşı direndi. Şimdi Rojava’ya yönelik bir saldırı olursa bütün Kürtler daha etkili bir mücadele yürütürler. Bütün Kürtlerin kendi güçlerini, askeri güçlerini özerk yönetimde birleştirmeleri söz konusu olur. Bu konuda Kürtlerin mesajı da var. Türkiye bunu görmeli. Eğer AKP bir iktidar hesabı yapıyorsa, eğer bir seçim hesabı yapıyorsa da en doğru planlama, en doğru siyasal yaklaşım da Kürtlerle gerçek bir kardeşleşmedir. Bu AKP’ye de kazandırır. Ümit ederiz ki AKP, Rojava’ya dönük saldırı yapma gibi bir yanlış yapmaz” dedi.
Ulusal birlik her şeyi aşmalı
Remzi Kartal, Mesud Barzani’nin Öcalan’la görüşme isteğini olumlu olduğunu belirterek, KDP’nin süregelen ambargo ve baskılarını da eleştirdi. Kürtler arası birliğin geliştirilmesi gerektiğini vurgulayan Remzi Kartal, Şengal ve Mexmur konusunda yeni tutum çağrısında bulundu. Ulusal birlik politikalarının demokratik ulus çerçevesinde geliştirilmesi gerektiğini söyleyen Remzi Kartal, “Biz herkesten içe yönelik ulusal birlik politikalarında da artık her şeyi aşan, tamamen demokratik ulus çerçevesinde ulusal birliği geliştiren bir yaklaşımı esas alıyoruz” dedi.
Haber: Fırat Can Arslan / MA
KONGRA-GEL Eşbaşkanı Remzi Kartal, AKP’nin süreci kendi iktidar hesapları için araçsallaştırmaya çalıştığını belirterek, devletin sürece denk düşen adımlar atmadığını...