Close Menu
  • Начало
  • Анализи
  • Икономика
  • Новини
  • Политика
  • Спорт
  • Финанси
  • Още
    • Жени
    • Права и общество
    • Технологии
    • Лайфстайл
    • Общество
Facebook X (Twitter) Instagram
Facebook X (Twitter) Instagram
Haber.bgHaber.bg
  • Начало
  • Анализи
  • Икономика
  • Новини
  • Политика
  • Спорт
  • Финанси
  • Още
    • Жени
    • Права и общество
    • Технологии
    • Лайфстайл
    • Общество
Haber.bgHaber.bg
Начало » Ще има ли нов попечител в университета Boğaziçi?

Ще има ли нов попечител в университета Boğaziçi?

август 27, 2025 Права и общество
Share
Facebook Twitter LinkedIn Pinterest Email
BG Прочети на български TR Прочети на турски
На 21 август 2025 г. изтича мандатът на Naci İnci като ректор. Въпросът, който сега се задава в университета Богазичи, е: кой ще го замести и как ще стане това назначение?...

21 Ağustos 2025 itibariyle Naci İnci’nin rektörlük süresi doldu. Boğaziçi Üniversitesi’nde şimdi merak edilen soru şu: Yerine kim gelecek, bu atama nasıl yapılacak?
Temmuz ayında, aralarında Prof. Dr. Ünal Zenginobuz, Prof. Dr. Mine Eder, Prof. Dr. Taner Bilgiç, Prof. Dr. Cem Say, Prof. Dr. Can Yücesoy ve Prof. Dr. Nesrin Erkol’un da bulunduğu sekiz akademisyen, rektörlük için adaylık başvurularını YÖK’e sundu. 
Bu isimler, aynı zamanda kayyım atamalarına karşı direnişin ve protestoların ön saflarında yer alan akademisyenlerden bazıları.
„Atanmayacağımızı biliyoruz“
Boğaziçi Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler profesörü Mine Eder kayyım atamalarına dair konuştu:
„Biz Boğaziçi Üniversitesi akademisyenleri olarak daha önce 2021’de bir güvenoyu daha doğrusu bir güvensizlik oyu oylaması yapmıştık. Hata orada Naci İnci’ye karşı yüzde 95 güvensizlik oyu çıkmış olmasına rağmen atandı. O dönemde ‘güvensizlik oyu almadığını’ bildiğimiz 17 kişilik bir grup vardı. O dönemki itiraz sürecinin içinde yer alan 17 isimden yaklaşık 8 ‘i ile beraber rektörlük için adaylık başvurusunda bulunduk.“
„Aday olduk ama atanmayacağımızı da biliyoruz. Biz itirazımı dile getiriyoruz yine de. Aslında hiçbirimiz öyle rektör olma meraklısı tipler değiliz. Bu 4,5 yıldır devam eden hukuksuzluklarla dolu sürecin bitmesini istediğimiz için aday olduk. Çünkü şu an kimi koyarsanız koyun Naci İnci’den daha iyi yönetebileceğini düşünüyorum.“
„Direnişimiz tarihe geçti“
„Bence gerçekten tarihe geçtik. Bu dünyanın en uzun akademik mücadelesi olmuş olabilir. Şu anda Amerika’da, Macaristan’da, Brezilya’da dünyanın her yerinde üniversitelere yapılan saldırıların içinde de çok önemli bir hale geldi. Nöbet bunun sembolik, fiziksel bir kanadı sadece. Medyada çok etkileyici bir görsel olduğu için direnişin bir sembolü haline geldi. Ama onun dışında farklı farklı yöntemlerle de bu direniş devam ediyor.“
„Biz kayyımı ifşalıyoruz“

Eder, akademisyenlerin dört buçuk yıldır sürdürdüğü mücadelenin aynı zamanda ciddi bir hukuk savaşı olduğunu belirtti:
“Çok ciddi bir hukuk mücadelesi içindeyiz. Bu kadar asimetrik bir yargı sistemine rağmen açtığımız 250’yi aşkın davanın yaklaşık 5’te 1’ini kazanmış durumdayız. Onları takip ediyoruz. Bütün bu iç birimlere, fakültelere sorulmadan atanan paraşüt dediğimiz hocalara da kişiye özel ilanlar üzerinden davalar açıyoruz. Bu onun önemli bir ayağı.”
Eder, kayyım yönetiminin yalnızca Boğaziçi’ne özgü olmadığını hatırlattı:
“Diğer üniversitelerde de kayyımlar var, Boğaziçi’ne özel bir şey değil bu. Ama biz ifşalıyoruz. Usulüne uygun bir şekilde gelmeyen paraşüt atamalarını eleştiriyoruz, yapılan müdahaleleri, hukuksuzlukları anlatıyoruz. Seçtiğimiz senato üyesi senato toplantısına alınmıyor. Onu videoya çekiyoruz, ifşalıyoruz, medyaya veriyoruz, avukatlarla süreci takip ediyoruz. Bu çok asimetrik bir mücadele de olsa devam ediyoruz.”
„Vazgeçmiyoruz“
Akademisyenlerin direnişinin sembolik bir anlam taşıdığını söyleyen Eder, dayanışmanın önemine vurgu yaptı:
“Direnişin o anlamıyla da çok ciddi bir katkısı var. Yani vazgeçmiyoruz, kabul etmiyoruz derken bu kadar kurumuna bağlı, kurumunun iyi olma halini özleyen, iyi olmadığı için de sürekli mücadelesini veren ve itirazını dile getiren meslektaşlarım olması çok gurur verici bir şey. O yüzden dayanışma için bütün meslektaşlarıma bu sebeple teşekkür ediyorum.”
Rektör atama sisteminin başından beri hukuka aykırı olduğunu belirten Eder, anayasal süreçlere de dikkat çekti:
“Usulüne başından beri karşıyız. Anayasaya karşı olduğunu da söyledik. Hatta bununla ilgili bir konferans bile yaptık. O da kamuoyunda epey ses getirdi. Anayasa Mahkemesi usulen bunu iptal etmişti. Kanun hükmünde bir kararname ile rektör ataması Cumhurbaşkanı’nın tek bir kelimesiyle olmaz dendi. Fakat 12 ay sonra anayasaya aykırı olduğunu bile bile tekrar bu yöntemin kanunlaşmasını sağlayan bir torba yasanın içine kondu. Ve anayasaya aykırı bir şekilde geçti, kanunlaştı. Cumhuriyet Halk Partisi de gidip bunu Anayasa Mahkemesi’ne itiraz etti. Yine bir 5-6 yıl sonra bu iptal olacak. Ama umarım bu sefer usulden değil de esastan da iptal olur. Ama şu anda var olan hukuka göre Cumhurbaşkanı rektörü kendisi atıyor. Bu atama sistemine başından beri itirazımızı çok ciddi bir şekilde ifade eden bir grubuz.”
Eder, son dört buçuk yılda yaşanan tahribatı ise şu sözlerle anlattı:
“Paraşütlere, hukuksuzluklara, öğrencilere açılan yerli yersiz disiplin soruşturmalarına, yurtlarından edilmelerine, barınma krizlerine itiraz ediyoruz. Son 4,5 yılda olanlarla ilgili kocaman bir hasar listemiz var. Kırmızı çizgilerimiz belli, bu yönde taleplerimizi dile getiririz. Sonraki rektör o taleplerle ne yapacak, güvenoyu isteyecek mi, yine öğretim üyelerine rağmen mi yönetmeye çalışacak üniversiteyi, yoksa bizimle birlikte bizim taleplerimize cevap verecek bir şekilde mi yönetecek bunu yaşayıp göreceğiz. Biz de illa her şeyi protesto edelim tadında bir grup hiçbir zaman olmadık zaten. Bu üniversitenin gözlerimizin önünde lime lime parçalanmasını seyretmekten bıktık.”
„Üniversitenin ne olduğunu çok iyi biliyoruz“

Sorunun yalnızca rektörlük değil, “tepeden inme bir yönetim anlayışı” olduğunu ifade eden Eder şöyle devam etti:
“En önemlisi buradaki yönetimin değişmesi. Çünkü bu sadece bir rektörlük sorunu değil. Tepeden inme bir anlayış var. O anlayış değişmediği müddetçe itirazımız devam edecek. Tepeden inme kararların olduğu bir yer üniversite olamaz. Çünkü bir üniversitenin ne olduğunu çok iyi biliyoruz. Özerk olmayan, her şeyin tepeden indiği, kendi kendini yönetemeyen bir üniversitenin bilimsel, akademik ve idari olarak özgür olması zaten imkânsız.”
„30 yıldır burdayım“
Boğaziçi’nde dört buçuk yılda yaşananları “üniversite olmayan bir tablo” olarak nitelendiren Eder, şu sözlerle tamamladı:
“Böyle bir üniversitenin neye benzediğini 4,5 yılda maalesef öğrendik. Bu üniversite değil. Kapıda tomalar bekliyor, polisler bekliyor, sürekli bir tedirginlik, kimsenin kendini özgür olarak ifade edemediği bir ortam. Böyle bir üniversite asla olamaz. İyi, nitelikli bir kamu üniversitesi hayalinden vazgeçmediğimiz için zaten bu kadar itiraz ediyoruz. Türkiye’nin binbir tarafından gelen pırıl pırıl öğrenciler için de bu mücadeleyi sonuna kadar sürdüreceğiz. Çünkü biz böyle bir üniversiteyi yaşadık. Ben 30 yıldır buradayım, hiçbir zaman mükemmel değildi ama nasıl çok daha iyi bir üniversite olunur bunu biliyoruz. Devran da dönerse biz bunu çok daha güzel bir hale getiririz.“
Prof. Dr. Mine Eder son olarak Boğaziçi’ni daha iyi bir üniversite haline getireceklerine dair olan umudunu da hiçbir zaman kaybetmediğini söyledi.
„Kampüsler kimin?“
bianet’e konuşan bir öğrenci de kampüste olan biteni şu sözlerle anlattı:
„Kampüste ise adeta mekân savaşımına girmiş durumda. Kayyımlar kampüs içindeki öğrencilerin barındığı, eğitim gördüğü, bir şeyler ürettiği alanları tek tek kâr odaklı tüketim mekanlarına dönüştürmeye çalışıyor. Depreme dayanıksız olduğu gerekçesiyle yıkılan yurtlar yerine öğrencilerin öncelik için barınacak alanlara ihtiyacı varken, teknoparklar yapılıyor. 
Öğrencilerin çalışma alanları birer birer ellerinden alınıyor, Abdullah Kuran kütüphanesi yıkılıyor. Öğrencilerin kampüste bütçesine uygun kahve çay alıp ders çalışmak için kullandığı kafelerin ihalesi zincir işletmelere veriliyor. Kampüsler içerisinde eğitim almanın imkânsız olduğu, güvenliksiz inşaat alanlarına dönüştürülüyor. Üniversite öğrencileri ise öğrenci değil de birer müşteri olarak görülüyor. 
Öğrenciler ve akademisyenler ise demokratik, özgür, bilimsel ve özerk üniversite talepleri karşılanana dek mücadele etmeye devam ediyor.“

Boğaziçi Üniversitesi’nde kayyımlar tarihi
Boğaziçi Üniversitesi 2016 yılından beri kayyımlar tarafından yönetiliyor. Bu kayyım rektörler tarafından yönetilme tarihi aslında yeni bir şey değil ve sanılanın aksine 2016 yılına dayanıyor. Türkiye’de 29 Ekim 2016’da 676 sayılı KHK ile rektörlük seçimleri kaldırıldı. Bu dönemden sonra Türkiye aslında hiçbir zaman tam anlamıyla olmamış olsa da demokratik ve özerk üniversite ilkesinden uzaklaşmaya başladı. 
Boğaziçi Üniversite’sinde de ilk kayyım rektör bu dönemde atandı. Üniversitede 12 Temmuz 2016’da yapılan son rektörlük seçimlerinden Gülay Barbarosoğlu birinci çıkarken rektörlük seçimlerinin kaldırılmasıyla onun yerine Mehmed Özkan kayyım olarak atandı.
Boğaziçi Üniverstesi’nde Mehmed Özkan döneminde öğrenciler üzerinde baskı artmış ve sansürler başlamıştı. Tüm bunlar şiddetini arttırarak devam etti. 2 Ocak 2021 yılında ise Melih Bulu Boğaziçi Üniversitesi’ne kayyım olarak atandı. Melih Bulu dönemiyle birlikte Boğaziçi Üniversitesi’deki kayyımun aldığı kararlar ve buna karşılık yapılan protestolar medyada önemli bir görünürlük kazandı.

Akademik nöbet
4 Ocak 2021’de yapılan kayyım karşıtı eylemde okulun kapısına kelepçe takıldı. Ve 4 öğrenci gözaltına alındı. Ertesi gün ise 17 kişi ev baskınıyla gözaltına alındı. 5 Ocak 2021 günü Boğaziçi Üniversitesi akademisyenleri Mart 2017’den bu yana ilk cübbeli eylemini yaptı. Ve bugün hala devam eden kayyımluğa sırt dönme eylemleri başladı. 
O dönemden itibaren süreç boyunca bir sürü öğrenci demokratik, özgür ve özerk bir üniversite talebini savunmak için katıldığı protestolar nedeniyle gözaltına alındı ve tutuklandı. 
1 Şubat 2021 yılında Boğaziçi Üniversitesi Lgbti+ Çalışmaları Kulübü (BÜLGBTİA+) kayyımluk tarafından kapatıldı. 7 Şubat 2021 tarihinde Cumhurbaşkanı Kararnamesi ile Boğaziçi Üniversitesi’nde İletişim Fakültesi ve Hukuk Fakültesi kuruldu. 14 Temmuz 2021 tarihinde Melih Bulu görevden alındı ve kayyımluğa vekaleten yerine Naci İnci atandı.
Boğaziçi Üniversitesi bünyesindeki tüm öğrencilerin kendini özgür ve güvende bir şekilde ifade ettiği bir alandı. Ancak öğrencilerin güvenli alanları ellerinden alınıyor. 3 Ağustos 2021’de bu güvenli alanın oluşmasında ve devam etmesinde önemli bir rol oynayan Cinsel Tacizi Önleme Komisyonu (CİTÖK) kapatıldı.
Film Çalışmaları Programı kapsamında ders veren Feyza Erçin, Can Candan, Seda Binbaşıgil, Özcan Vardar gibi akademisyenlerin dersleri kapatıldı ve görevlerine son verildi. Direnişe destek veren ve mücadele eden bir sürü akademisyen de baskılarla yıldırılmaya çalışılıyor. Süreç boyunca demokratik ve özerk bir üniversite talebini dile getiren yüzlerce öğrenci haksız yere gözaltına alındı ve tutuklandı. 

“Naci İnci, hayvanları terk etmediğimiz için bizi cezalandırmak istiyor”
12 Eylül 2024

Naci İnci, Boğaziçi Üniversitesi’ni Avrupa Üniversiteler Birliği’nden çıkardı
6 Mart 2025

(AG/EMK)

Вижте още

Адвокатът на Имамоглу е насочен към съда

Права и общество август 27, 20251 Min Read

Прес организации към Израел: Нападенията срещу журналисти са военни престъпления

Права и общество август 27, 20253 Mins Read

Решение на Арбитражния комитет за определяне на увеличението на заплатите на държавните служители в Държавен вестник

Права и общество август 27, 20252 Mins Read

Диалектиката на отричането и разрушаването…

Права и общество август 27, 20254 Mins Read

Екрем Имамоглу: ПСР беше слаба по отношение на Газа, не можа да издаде нито звук

Права и общество август 26, 20251 Min Read

Адвокатът на Ekrem İmamoğlu Nusret Yılmaz е задържан

Права и общество август 26, 20251 Min Read

Делегация на Партията на демократичните сили ще се срещне с Оджалан на 28 август

Права и общество август 26, 20251 Min Read

Социална инициатива за мир: Обществото трябва да поеме инициативата за мир

Права и общество август 26, 20252 Mins Read

Арестуван е заподозрян за убийство на куче с пистолет в Анкара

Права и общество август 26, 20251 Min Read

Разследване на правилото „учениците от женски пол няма да седят на предната седалка“

Права и общество август 25, 20251 Min Read
Още новини
Спорт

Голям ден в Шампионската лига утре

август 27, 2025
Спорт

Сантарели: Свършихме добра работа

август 27, 2025
Финанси

АНАЛИЗ Слабостта в преработващата промишленост продължава: Данните за август показват 5-годишно дъно на CUR

август 27, 2025
Финанси

Проучване на CBRT: Инфлационните очаквания продължават да намаляват

август 27, 2025
Финанси

Опасенията за независимостта на Фед и нарастващият дълг оказват натиск върху долара

август 27, 2025
Икономика

Разследване на Съвета по конкуренция срещу Ayca Süt

август 27, 2025
Икономика

Предпочитанията на шампионите на YKS 2025 са обявени! Ето отделите, в които са поставени първите 6 имена

август 27, 2025
Икономика

На вниманието на жителите на Измир! Справедливо регулиране на обществения транспорт

август 27, 2025
Финанси

Предупреждение от Morgan Stanley: Ралито на S&P 500 може да бъде „крехко“

август 27, 2025
Икономика

Политическата криза във Франция застрашава икономиката: Рязка разпродажба на акции и облигации

август 27, 2025
1 2 3 … 1 186 Next
Facebook X (Twitter) Instagram Pinterest
  • Начало
  • Анализи
  • Икономика
  • Новини
  • Политика
  • Спорт
  • Финанси
  • Още
    • Жени
    • Права и общество
    • Технологии
    • Лайфстайл
    • Общество
© 2025 ThemeSphere. Designed by ThemeSphere.

Type above and press Enter to search. Press Esc to cancel.